Dünya çapında 39 ülkeden 33.866 katılımcının görüş ve düşüncelerine dayanarak insanların yaş ve gençlik algısını anlamak için kapsamlı bir araştırma gerçekleştirdi. Gerçekleştirilen araştırma, Türklerin 54'e gelince yaşlı hissettiğini, 44 yaşında da artık kendini genç görmeyi bıraktığını ortaya çıkarıyor ve ülke nüfusunun genç hissetmeyi bıraktığı yaş ile yaşlı hissetmeye başladıkları yaş arasındaki on yıllık farkın altını çiziyor. Araştırma, dünya genelinde insanların yaşlı hissetmeye 54 yaşında başladığını ve genç hissetmeyi 42 yaşında bıraktığını gösteriyor. Amerika kıtası, 2018 yılında 57 yaşında yaşlı hissetmeye başlarken şimdi 53 yaşında bu hisse kapılıyor. Benzer şekilde, MENA bölgesinde bu yaşın 59'dan 52'ye, Afrika kıtasında ise 54'ten 51'e düştüğü görülüyor. Kısacası; 59 yaşında yaşlı hissetmeye başlayan Avrupalılar dışında, dünya genelinde insanlar geçmiş yıllara göre daha erken yaşlı hissetmeye başlıyor. Genç hissetmeyi bırakma yaşına bakıldığında, Amerika kıtasında bu yaş 2018'de 46 iken şimdi 40'a düşerek 6 yıllık bir gerileme gösteriyor. Afrika'da ise bu yaş 40'tan 43'e yükseliyor. Avrupalılar, daha geç yaşlı hissetmelerine rağmen, 2018'den bu yana 3 yıl gerileyerek şimdi 43 yaşında genç hissetmeyi bırakıyorlar.
BİRİNCİ SIRADA FİNLANDİYA
Finlandiya, 72 yaş ile insanların en geç yaşlı hissetmeye başladığı ülke olarak birinci sırada yer alıyor. Finlandiya'yı İspanya (65), İsveç (64) ve İtalya (64) takip ediyor. Buna karşılık 45 ile Laos gelirken, Laos'u Yunanistan (46) ve Malezya (47) izliyor. Güney Koreliler 52 yaşına kadar genç hissetmeye devam ederek bu alanda listede kendine üst sıralarda yer buluyor. Filipinler ise 30 yaş ile insanların en erken genç hissetmeyi bıraktığı ülke olarak dikkat çekiyor. Türkiye'de de insanlar, globalle aynı şekilde, 54 yaşında yaşlanmış hissettiklerini, 44 yaşında genç hissetmeyi bıraktıklarını söylüyor.
'FİZİKSEL AKTİVİTELER GENÇ HİSSETTİRİYOR'
Uzman Psikolog Hazal Sansür WİN İnternational tarafından yapılan araştırmayı yorumladı. Sansür, "Bu yaş, bireylerin gençlik ve olgunluk arasında bir dönüm noktası olarak algılanırken, birçok psikolojik ve sosyolojik faktör bu değişimin arkasındaki sebepleri olabilir. 40'lı yaşların başına gelindiğinde, hem biyolojik hem de toplumsal açıdan çeşitli değişimler yaşanır; bu da bireylerin kendilerini genç hissetme deneyimlerini etkiler. İlk olarak yaşlanmanın ilk belirtileri, 40'lı yaşlarda kendini göstermeye başlar. Gençlik, çoğunlukla fiziksel canlılık ve güzellikle ilişkilendirilirken, bu değişiklikler kişinin kendini genç hissetmesini zorlaştırabilir. Aile kurma, çocuk yetiştirme, kariyerin zirveye çıkması gibi toplumsal roller bu yaşlarda pekişir. Bu toplumsal beklentiler, gençlik algısını zorlayabilir" dedi. Maddi zorlukların da bireylerin genç yaşta yaşlı hissetmesinde etken olduğunu belirten Sansür, "Maddi kaygılar bireylerin yaşlanmaya dair algılarını pekiştirebilir. Bu da kişinin yaşlılık korkusunu tetikleyebilir ve kendini daha yaşlı hissetmesine yol açar" diye konuştu. Fiziksel aktivitelerin de gençlik duygusunu artırdığını vurgulayan Sansür açıklamalarına şöyle devam etti: "Fiziksel aktivite, genç hissetme konusunda önemli bir etkendir. Bazı ülkelerde, bireyler sağlıklı yaşam tarzlarına, spor yapmaya, organik beslenmeye ve vücutlarını daha uzun süre aktif tutmaya büyük önem verirler. Bu tür yaşam alışkanlıkları, 40'lı yaşlarda bile kişilerin dinamik kalmalarına ve fiziksel olarak genç hissetmelerine olanak tanır. Türkiye'de ise maalesef spor yapma alışkanlıkları genellikle azdır."
'ERKEN YAŞTA GELEN YOĞUN SORUMLULUK'
Uzman Psikolog Özlem Gülder Altuner, Türkiye'de kişilerin erken yaşta yaşlı hissetmeye başlamalarını şu faktörler ile ilişkilendirerek açıkladı:
-Sosyal ve Ekonomik Faktörler: Türkiye'de bireylerin hayatları genellikle erken yaşta yoğun sorumluluklarla doluyor. Eğitim, iş hayatı ve ailevi yükümlülüklerin erken yaşta başlaması, bireylerin daha erken bir dönemde yıpranmasına neden olabilir.
-Sağlık ve Yaşam Tarzı: Beslenme alışkanlıkları, egzersiz yapma oranları ve sigara/alkol tüketimi gibi faktörler Türklerin fiziksel sağlıklarını olumsuz etkileyebilir.
-Kültürel Algılar: Türkiye'de gençlik ve yaşlılık kavramları, toplumun beklentileri ve rollerine göre şekillenebilir. Örneğin, 40'lı yaşlarda bireylerin "olgun" olarak görülmesi ve buna uygun davranışlar beklenmesi, kişilerin kendilerini genç hissetmeyi bırakmalarına neden olabilir.
-Psikolojik Etkenler: Türkiye'de ruhsal sağlık konusundaki farkındalığın düşük olması ve terapi/psikolojik destek hizmetlerinin yaygın olmaması, insanların ruhsal olarak erken yaşta "yorulmasına" neden olabilir. Bu faktörlerin yanı sıra, bireylerin yaşlılık ve gençlik algısını etkileyen kişisel ve toplumsal farklılıklar da göz önünde bulundurulmalıdır.