Hayatta hepimizin ulaşmak istediği hedefler ve hayalleri vardır. Ancak bu hedeflere her zaman ulaşmak mümkün olmaz. Böyle durumlarda, insanların ulaşamadıkları şeyleri küçümseyerek kendilerini rahatlatmaya çalıştıkları gözlemlenir. Psikolojide bu davranış, "Ekşi Üzüm Etkisi" olarak adlandırılır. Kavram, kökenini MÖ 6. yüzyılda yaşamış Yunan filozof Ezop'un ünlü masalı "Tilki ve Üzümler"den alır. Masalda, bir üzüm salkımına ulaşmak isteyen tilki, defalarca zıplamasına rağmen başarısız olur. Tilki, sonunda üzümleri "zaten ekşi" diyerek küçümser ve oradan uzaklaşır. Bu hikaye, hayatta başarısızlık karşısında takındığımız küçümseyici tavrı anlatan güçlü bir metafor haline gelmiştir. Ezop'un masalındaki bu davranış modeli, psikoloji biliminin de ilgisini çekmiş ve farklı yönleriyle araştırılmıştır. Norveçli psikolog Hallgeir liderliğinde 2020 yılında yapılan bir araştırma, bu etkinin sadece teorik bir anlatım olmadığını, insanların gerçek hayatta bu davranışı sergilediğini ortaya koymuştur.
HERKES İÇİN AYNI İŞLEMİYOR
Araştırma, insanların başarısızlık anlarında, ulaşamadıkları hedefleri küçümseyerek kendilerini teselli ettiklerini, ancak hedefe ulaşıldığında bu küçümsemenin ortadan kalktığını göstermiştir. Çalışma kapsamında, katılımcılar iki gruba ayrılmış ve bir gruba başarısız oldukları, diğer gruba ise başarılı oldukları söylenmiştir. Aynı görev tekrarlandığında ve bu kez her iki gruba da başarılı oldukları bilgisi verildiğinde, her iki grubun da benzer mutluluk seviyeleri yaşadığı tespit edilmiştir. Bu sonuçlar, başlangıçta "ekşi" olarak görülen üzümlerin, hedefe ulaşıldığında tatlı hale geldiğini kanıtlamıştır. Araştırma, Ekşi Üzüm Etkisi'nin herkes için aynı şekilde işlemediğini de ortaya koymuştur. Başarı odaklı bireylerin, ulaşamadıkları hedefleri küçümseme olasılıklarının daha düşük olduğu görülmüştür. Bu bireyler, başarısızlık karşısında farklı yollar aramayı ve hedeflerine ulaşmak için yeni stratejiler geliştirmeyi tercih etmektedir. Diğer bir deyişle, başarıya odaklı bir yaşam tarzı, bu tür küçümseyici tepkilerin etkisini en aza indirerek bireylerin motivasyonunu yüksek tutmaktadır.

SAVUNMA MEKANİZMASI
Uzman Psikolog Hazal Sansür, ulaşamadığımız veya riskli durumları küçümsemek, insan psikolojisinde oldukça yaygın ve evrimsel olarak gelişmiş bir savunma mekanizması olarak tanımlıyor. Sansür, "Bu davranış, çoğunlukla başarısızlık ve hayal kırıklığıyla başa çıkma amacı taşır. İnsanlar hedeflerine ulaşamadıklarında, kendilerini kötü hissetmemek için bu hedefleri değersizleştirirler.

'ZATEN İSTEMEMİŞTİM'
Psikolojik açıdan bakıldığında, bu durum, Ekşi Üzüm Etkisi olarak bilinen bir olguyu hatırlatır bize. Ezop'un ünlü masalındaki gibi, bir hedefe ulaşamayan kişi, çabalarının boşa gittiği hissinden korunmak için, o hedefi 'zaten ben istememiştim' şeklinde küçümsemeye başlar. Bu davranış, başarısızlık duygusunu yatıştırmanın ve kendini psikolojik olarak korumanın bir yolu haline gelir. Bu tür küçümseme, bireylerin bilişsel uyumsuzluk yaratmayı engellemeye çalıştığı bir mekanizmadır. Bilişsel uyumsuzluk, bireyin sahip olduğu inançlar ve deneyimleri arasında bir çatışma meydana geldiğinde, kişinin psikolojik olarak rahatsız olmasıdır. Hedefe ulaşamamak, kişi için bir tür çatışma yaratır. Bu durumda, hedefin değersiz olduğunu düşünmek, 'başaramadım' gibi bir düşünceyi kabul etmekten daha az rahatsız edici gelir. Ekşi Üzüm Etkisi bu şekilde devreye girer. Yani bireyler, ulaşamadığı hedefi 'zaten ekşi' diyerek küçümser ve kendini başarısızlık hissinden korur. Bu şekilde, kendilik saygısı da korunmuş olur" diyor.
'GELİŞİM SÜRECİNİ ETKİLER'
Sansür konuya ilişkin açıklamalarına şu şekilde devam ediyor: "Ekşi Üzüm Etkisi, özellikle ergenlik döneminde yoğun bir şekilde görülebilir. Çünkü ergenlik aslında bireylerin kimlik arayışında oldukları, toplumsal normlarla uyum sağlama çabasında bulundukları ve kendilik algılarının şekillendiği bir dönemdir. Bu dönemdeki bireyler, başaramadıkları şeylerle yüzleşmektense, genellikle bu hedefleri küçümseme eğilimindedirler. Çünkü bu durum özgüvenimizi tehdit edebilir. Gelişimsel açıdan, bu tür davranışlar çocukluk ve ergenlik dönemlerinde daha belirgin olsa da, yetişkinlikte de devam edebilir. Yetişkinlikte bireyler, kariyer, ilişkiler veya kişisel hedeflerde başarısız olduklarında, daha önce öğrendikleri bu savunma mekanizmalarını tekrar devreye sokabilirler. Bu noktada, geçmişteki olumsuz deneyimlerin etkisiyle, kişinin küçük yaşlarda oluşturduğu savunmalar, yetişkinlikte de varlığını sürdürebilir. Ancak, küçümseme davranışının tehlikeli birçok yönü vardır.
DAHA FARKLI YOLLAR
Her olay bizleri 'ya pasifleştirir ya da kamçılar'. Zayıf taraflarımızdan, güçlü yanlarımız ortaya çıkar. Ancak, Ekşi Üzüm Etkisi devreye girdiğinde, kişi çözüm arayışından ve yeni stratejiler geliştirmekten kaçınabilir. Hedefe ulaşamamak, aslında tekrar denemek ve daha farklı yollar keşfetmek için bir fırsattır. Bu davranış, kısa vadede rahatlama sağlasa da, uzun vadede kişinin gelişim sürecini engeller."

