Teknoloji her anlamda gelişimini sürdürüyor. Algılarımızı, olaylara bakış açımızı, davranışlarımızı ve daha birçok şeyi değiştiren bu teknoloji, bizi ne hale getiriyor hiç düşünüyor muyuz? Örneğin 2020 yılında çekilen bir bilim kurgu filminden bahsedelim. İsmi 'Proje.' Bu filmde bir grup insan, güç adını verdikleri bir hap üretiyor ve bu hapı kullananlar 5 dakika için süper güçlere sahip oluyor. Üstelik bu hapın kimi nasıl etkileyeceği ise bilinmiyor. İnsanlar ise daha fazla güce sahip olabilmek için bu hapları alarak vücutlarına verdikleri zararı umursamıyor bile. İşte bu aslında olabilecek tehlikeleri de çok iyi bir şekilde ortaya koyuyor. Gerçekten de böyle bir hapın varlığını düşünelim. Bir hap alıyorsunuz ve 5 dakika için süper bir kahramana dönüşüyorsunuz. Teknoloji her yerinizi sarıyor ama bu da her kullanımınızda vücudunuza zarar veriyor. Ne kadar süre kullanmaya devam ederdiniz? Güç ve teknoloji bir araya geldiğinde ortaya ne gibi sonuçlar çıkabilir? Çünkü bu hapların yapımında ise teknoloji ile yapay zeka bir arada kullanılıyor. Bir başka film ise 2014 yapımı Lucy. Bu film çok ses getirmişti ve konusu da son derece önemli. Lucy'nin (Scarlett Johansson) Taipei'de bir gece kulübünde uyuşturucu kaçakçıları tarafından kaçırılmasını ve onlara uyuşturucu taşıması için zorlanmasını konu alıyor.
YAPAY ZEKA TEMELLİ
Lucy'nin vücuduna yerleştirilen yeni bir uyuşturucu tipi, kazara sistemine karışır ve beyninin normalden daha fazla bir kısmını kullanmasını sağlar. Normalde beynimizin yüzde 10'unu kullandığımız söyleniyor. Peki daha fazlasını kullanırsak, yüzde 100'üne ulaşırsak ne gibi sonuçlar ortaya çıkar? Bilim kurgu ve yapay zeka temelinde olan bu film mutlaka izlenmeli. Öte yandan aklımıza şöyle bir soru geliyor: Teknoloji beynimizi kontrol edebilir mi? Bunun cevabı evet. Çünkü yurt dışında yapılan araştırmalar, teknolojik cihazların yaydığı radyasyonun bile beynimizin yapısını değiştirebildiğini ortaya koyuyor.
HAYATIMIZDAKİ GERÇEKLER
Robot üretimi sırasında ya da yapay zeka ve makine öğreniminin bir arada olduğu üretim süreçlerinde her zaman daha ilerisi düşünülerek hareket ediliyor. Bu sebeple de elde edilen sonuçların insanlar üzerindeki etkileri de önemli oluyor. Günümüzde bir robotun fabrikalarda çalıştığını, duyguları anladığını ve hatta telefonlarda bile akıllı asistanların birer yapay zekadan oluştuğunu göz önünde bulundurduğumuzda aslında gerçeklerin hemen önümüzde olduğunu da fark ederiz. İşte bütün bunlar dikkate alındığında şunu söylemek mümkün: Teknoloji doğru bir şekilde kullanıldığında çığır açacak gelişmeler yaşanabilir. Ama yanlış ellere geçerse onu ne amaçla kullanacakları ise belli olmaz. Bu yüzden de gerçekten teknolojinin beynimizi kontrol etmemesi için kullandığımız her şeyi çok doğru bir şekilde değerlendirmeliyiz.