Joy Therapy, modern psikolojinin pozitif psikoloji ilkeleriyle harmanlanan ve bireyin içsel kaynaklarını harekete geçirmeyi amaçlayan bir terapi yöntemi olarak tanımlanıyor. Geleneksel terapilerde ağırlıklı olarak travmalar, kaygılar ya da problemler odak noktasıyken, Joy Therapy bireyin "an"da kalarak olumlu duygulara odaklanmasını teşvik ediyor. Bu sayede kişinin yalnızca zihinsel değil; fiziksel ve duygusal düzeyde de kendini daha iyi hissetmesi amaçlanıyor.
YAŞAM KALİTESİ
Uzmanlara göre, bu terapi yönteminin en dikkat çekici yönü, terapötik süreci eğlenceli ve yaratıcı hale getirmesi. Renklerin psikolojik etkilerinden yararlanılan renk terapileri, doğa yürüyüşleri, kahkaha seansları, müzikle terapi, dans ve yaratıcı sanatlarla yapılan egzersizler Joy Therapy'nin temel bileşenleri arasında yer alıyor. Kişiye özel hazırlanan bu seanslarda amaç, bireyin kendi neşe kaynaklarını keşfetmesini sağlamak. Psikologlar, Joy Therapy'nin sadece ruhsal rahatlama sağlamakla kalmadığını, aynı zamanda bağışıklık sistemi üzerinde de olumlu etkiler yarattığını belirtiyor. Harvard Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmada, pozitif duyguların düzenli olarak deneyimlenmesinin kortizol (stres hormonu) seviyesini düşürdüğü ve serotonin gibi mutluluk hormonlarının salgılanmasını artırdığı ortaya kondu. Özellikle pandemi sonrası dönemde artan sosyal izolasyon ve dijitalleşmenin bireyler üzerinde yarattığı duygusal yük, Joy Therapy gibi alternatif yaklaşımların daha fazla ilgi görmesine neden oldu. Kurumsal dünyada da yaygınlaşmaya başlayan bu uygulamalar, çalışanların stres düzeyini azaltmak ve iş yerinde motivasyonu artırmak amacıyla wellness programlarına dahil ediliyor.

