Fransa'da başlayan ve İngiltere ile Yunanistan'a da sıçrayan 'PKK eylemleri'nin, Avrupa'nın terör gerçeğiyle yüzleşmesini sağlayıp sağlamayacağı merak konusu oldu. Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar, bundan sonra Fransa'nın ya da Avrupa'nın atacağı adımın çök önemli olduğunu söyledi.
"PKK yandaşları, Avrupa sokaklarını karıştırdı ve Avrupa, desteklediği teröristler tarafından yağmalanıyor" diyen Abdullah Ağar, "Terör örgütü PKK destekçileri, başta Fransa olmak üzere İngiltere ve Yunanistan'da da polisle çatıştı. Saldırıdan sonra PKK Fransa'da faaliyet gösterebilecek mi, Avrupa PKK gerçeğini gördü mü, terör örgütlerine kol kanat geren Avrupa bundan vazgeçecek mi, hepimiz göreceğiz" dedi.
'AMAÇ BASKI ALTINA ALMAK'
Ağar sözlerini şöyle sürdürdü: "Abdullah Öcalan yakalandığı zaman da bu şekilde Avrupa ülkelerinde eş zamanlı eylemler olmuştu. Terör örgütünün ortaya koyacağı refleksler son derece önemli. YPG PKK'nın elebaşları, bu eylemleri örtülü bir şekilde yöneten ve yönlendiren kişiler. Bir terör örgütü bu şekilde kafasına göre Fransız kamu düzenine başkaldıramaz. Umarım bu eylemlerin talimatını kimin verdiğini bulurlar.
Bu, terör örgütünün üreteceği stratejiyle ilgili bir şey. Avrupa'da yapmayı düşündükleri birtakım toplumsal gösterilerin terör eylemlerine dönüşmesi ve bunun Avrupa toplumlarını, karar vericilerini baskı altına alması, buradan bir kazanım elde etme. Tüm gayretleri bu olabilir" dedi. Ağar, Fransa'nın YPG PKK terör örgütünden desteğini kesip Türkiye ile işbirliği yapması gerektiğini söyledi.
AVRUPA DIŞINDA BİR AKTÖR!
AVRUPA'DA baş gösteren bu terör eylemlerinin arkasında Avrupa dışında bir aktör olabileceğini söyleyen Ağar, "Olayların, özellikle Macron'un Avrupa Birliği'ne özgü veya Fransa'ya özgü birtakım siyaset ve strateji değişiklikleriyle ilgili açıklamalarından sonra başlaması dikkat çekici. Terör örgütünün bir şekilde oradaki varlığının kısıtlanmasına sebebiyet verecek bu tür eylemlerin altına imza atması, çok akıllıca gelmiyor bana. Daha başka şeyler olabilir bu işin içerisinde. Bu da Avrupa ile bir çekişmeye karşılık gelebilir mi diye geliyor aklıma açıkçası. Sonuçta bir komplocu değiliz, veriler üzerinden konuşmak zorundayız" dedi.
FATİH ŞENDİL