Kuzenler cinayetinde raporlar çatışması
Balıkesir'de kaybolduktan 44 gün sonra cesetleri bulunan 10 yaşındaki kuzenler Büşra Karabacak ve Tuğçe Yıldırım cinayetlerinde 15 yılda 8 DNA raporundan 2 farklı sonuç çıktı. Mahkemeye sunulan 5 raporda şüphelilerin DNA'larının Büşra'nın tırnak içinde bulunan DNA ile uyuşmadığı belirtilirken 3 rapor ise tam tersini söylüyor. Ankara’dan gönderilen son rapordan ‘şahısların bu suçu işlemediği söylenemez’ sonucu çıkarken 15 yıldır süren davada son sözü yargı söyleyecek.
- Balıkesir
- Giriş Tarihi: 03 Ekim 2021
Balıkesir'in Savaştepe ilçesinin Karacalar Köyü'nde 2006 yılında işlenen çifte cinayetin sırrı hala çözülemedi. 10 yaşındaki kuzenler Büşra Karabacak ve Tuğçe Yıldırım'ın kaybolduktan 44 gün sonra cesetlerinin menfezde bulunmasının üzerinden tam 15 yıl geçmesine rağmen olayın baş şüphelileri ne katil ilan edildi ne de aklanabildi. Kuzenler bulunduklarında cesetleri tanınmaz haldeydi. Hayvanlar tarafından parçalanan cesetler üzerinde yapılan incelemede sadece birinin ölüm şekli belirlenebilmişti. Büşra'nın kaybolduğu gün üzerinde olan okul önlüğünün boynuna sıkıca bağlanmış olması onun boğularak öldürüldüğünü ortaya koyuyordu ancak Tuğçe'nin nasıl öldürüldüğü belirlenememişti.
DNA BİR ERKEĞE AİTTİ
Cinayetle ilgili tek bir delil bulunabilmişti; o da Büşra'nın tırnağının içinden çıkan bir doku örneğiydi. Bu doku üzerinde yapılan incelemede bir erkeğe ait DNA'ya rastlandı. Şimdi sıra bu DNA'nın kime ait olduğunu anlamaya gelmişti.
150 DNA'YA BAKILDI
Olayla ilgili 300 kişinin ifadesi alındı ve köyde yaşayan tüm erkeklerden kan örnekleri alınarak bu dokuyla karşılaştırması yapıldı. İncelenen 150 erkeğe ait örneklerin hiçbirisi Büşra'dan alınan örnekle uyuşmuyordu. O halde katil o çevrede yaşayan başka biri olabilirdi.
TECAVÜZ SUÇU İŞLEMİŞTİ
Ekipler yakın bölgede adam kaçırma, cinayet ve tecavüz gibi suçlara karışmış kişiler üzerinde yoğunlaştı. Ve sonunda bir ize ulaşıldı. Büşra ve Tuğçe'nin kaybolmasından 13 gün önce yani 8 Mart 2006 tarihinde 13 yaşında T.V. isimli bir kız çocuğu trende tecavüze uğramıştı. Ahmet Ç, Seyhan Y. ve onlara yardım ettiği belirlenen Yeliz E.Y. bu suçtan dolayı hala hapisteydi. Vakit kaybetmeden Seyhan Y. ve Adem Ç. ile Seyhan Y'nin kardeşi Ayhan Y'nin kan örnekleri alınarak İstanbul Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi Başkanlığı'nda eldeki dokuyla karşılaştırması yapıldı.
KİMLİKLENDİRME YAPILAMADI
Seyhan Y'nin DNA'sı Büşra'nın tırnaklarından alınan dokuyla kısmen uyuşuyordu ancak kimliklendirme yapılamıyordu. İzmir Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi'nde yapılan incelemeden de 'uyuşmazlık' sonucu çıktı. Bunun üzerine mahkeme yeni bir rapor istedi. İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından örnekler yeniden incelendi. Üniversitenin verdiği raporda ise, "Büşra'dan alınan genetik profilin Seyhan Y. ve Ayhan Y'nin genetik profili ile uyum içerisinde olduğu" bildirildi. Gelen ikinci rapor üzerine gözaltına alınan kardeşler tutuklandı. İki rapor arasında bir çelişki vardı ve mahkeme bu çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu'ndan rapor istedi. Bu raporda ise DNA'lar arasında uyum olduğuna dair kesin kanıt bulunamadığı belirtildi. 4 rapor arasındaki çelişkilerin giderilmesi için bu kez de İstanbul Adli Tıp Genel Kurulu'ndan bilgi alınmasına karar verildi. Buradan gelen bilgi ise yine "DNA'lar arasında kesin bir uyumun söz konusu olmadığı" yönündeydi. Dava sürerken örneklerin adli genetik uzmanlarınca incelenmesi konusunda görüş birliğine varıldı.
465 MİLYONDA BİR İHTİMAL
İstanbul Üniversitesi Tıbbi Genetik Bilim Dalı'nda görevli 3 kişilik bilirkişi raporuna göre ise yine uyuşma yoktu. İstanbul Adli Tıp Vakfı'ndan gelen raporda ise, "Bu şahıslar olmama ihtimali 465 milyonda birdir" ifadelerine yer verildi. Yani katiller büyük ihtimalle Seyhan ve Ayhan Y. kardeşlerdi. Örnekler Ankara'ya gönderildi ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı'nda görevli adli tıp genetik uzmanlarınca yeniden inceleme yapıldı. Burada verilen raporda ise, "Bu şahısların bu suçu işlemediği söylenemez. Çünkü bu tip durumlarda bu kadar yakın ihtimal varken, 16'da 15 DNA profili uyumluyken bunda aleyhe delil olma kabiliyeti yoktur, artık bu sanık lehine kullanılamaz, bu sanığın aleyhine kullanılabilir ve kuvvetli delil olduğunun kabulü gerekir" ifadelerine yer verildi. Daha önceki "uyuşmaz" raporları nedeniyle tutuksuz yargılanan Seyhan ve Ayhan kardeşlerin gelen son rapor üzerine tutuklanmasına karar verildi. 15 yılda 8 rapordan 2 farklı sonucun çıktığı "kuzenler cinayeti' davasında son sözü yargı söyleyecek.
Yeni Asır, çifte cinayet davasını yakından takip etti
AVUKAT ERENCİ: EN AGIR CEZAYI ALACAKLAR
ADLİ Tıp'ın değerlendirme hatası yaptığını söyleyen Karabacak ve Yıldırım ailelerinin avukatı İbrahim Erenci, DNA raporlarının yanı sıra suçluların Ayhan Y. ve Seyhan Y. olduğunu gösteren güçlü deliller olduğunu savundu. Erenci, "Şüphelilerin 13 yaşında bir kıza tecavüz etmeleri, Yeliz E.Y'nin Seyhan Y. ile tecavüz sonucu evlenmesi güçlü deliller. Çocukların öldürüldüğü tarihte o bölgede olmadıklarını söyleyen Seyhan Y'nin telefonundaki sinyaller bunun tersini söylüyor. Suçlular en ağır cezaya çarptırılacak" dedi.
AVUKAT BİLİR: SERBEST KALMALARINI BEKLİYORUZ
MÜVEKKİLLERİNİN haksız tutukluluk halleri nedeniyle Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulunduklarını söyleyen avukat Kemal Bilir, Adli Tıp Genel Kurulu'ndan alınan raporun Seyhan ve Ayhan kardeşlerin suçsuzluğunu kanıtladığını belirtti. Bilir, haksız tutuklama kararı verdiğini düşündükleri için son duruşmada reddi hakim talebinde bulunduklarını söyledi. Müvekkillerinin serbest kalmasını beklediklerini ifade eden Bilir, "Asıl katiller dışarıda elini kolunu sallayarak geziyor" diye konuştu.
HACER ÖNOĞLU ÜLGER