Çanakkale Boğazı'nın çıkışında Dalyan köyü yakınında yer alan ve Roma kolonisi olduktan sonra bir liman kentine dönüşen Alexandria Troas, 1 ila 4'üncü yüzyıllarda giderek büyüyen güçlü bir ekonomiye sahip oldu.
Nüfusu bu dönemde 100 bin civarına ulaşan ancak ekonomisinin zayıflamasıyla küçülmeye başlayan kent, 9'uncu yüzyıl sonunda büyük ölçüde terk edildi.
Antik kentin merkezi konumunda yer alan forum içindeki çoklu yapıda, podyumlu salon ve tapınak, odeon, hamam ile tiyatro gibi yapılar, bugüne kadar ulaşan kalıntılar arasında bulunuyor.
Kazıda görevli arkeologlar, yeni buluntular için teknolojinin imkanlarından da yararlanarak çalışmalarını sürdürüyor.
Ankara Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Kazı Başkanı Prof. Dr. Erhan Öztepe, AA muhabirine, antik kentte, Kültür ve Turizm Bakanlığının izin ve desteği, Türk Tarih Kurumu ve ana sponsor İÇDAŞ AŞ'nin sağladığı imkanlarla kazılara devam ettiklerini söyledi.
Ankara Üniversitesi ile Ezine ve Geyikli belediyelerinin de destek verdiği çalışmalarda geçen yıl toprak altı röntgenleme sistemi ile çalışma gerçekleştirdiklerini aktaran Öztepe, bu yıl öncelikle geçen yıl ortaya çıkan verileri değerlendirdiklerini ifade etti.
"BİZE NASİP OLDU"
Elde ettikleri verilerle ilgili bölgede kontrol sondajları açtıklarını anlatan Erhan Öztepe, şöyle devam etti:
"Bu kontrol sondajlarından bir tanesi altar olması muhtemel yapı kalıntısını ortaya çıkardı. Bugüne kadar aslında 2 binli yılların başında Alman meslektaşlar da bu bölgede jeofizik araştırmaları yapmışlar ama o günkü teknoloji belki buna imkan vermedi. Bu yapı kalıntısını görmemişler. Bu bize nasip oldu. Kazdık ve gördük ki tapınakla aynı mimari oluşuma sahip, aynı yapı karakterini gösteriyor. Milattan sonra 1. yüzyıla ait olması gereken bir yapı. Biz 7 metreye kadar aşağıya inebildik. Daha da aşağıya inen bir temeli var. Oldukça derin bir temel. Bütün kaplaması, mimari süslemelerini büyük ölçüde yitirmiş. Belirli bir dönemde kentin genelinde karşılaşılan durum burada da ne yazık ki geçerli. Altar diyebileceğimiz bir yapının tapınak önünde çıkması önemli."
Roma döneminde burada kurban ve başka sunular yapıldığına işaret eden Prof. Dr. Öztepe, "Yapının belgelemesini yaptık, daha sonra çevre korumasını sağlayacağız. Çevre koruma bandını da yaptıktan sonra ziyaretçilerimizle ilgili bir sıkıntı kalmayacak. Çünkü ziyaretçilerin çok derin sondajlara girmesi tehlikeli olabilir düşüncesiyle o korumayı da yapıyoruz." diye konuştu.
Öztepe, bölgeye bilgilendirme levhası da koyacaklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Gelen ziyaretçimiz tapınakla birlikte altar hakkında da bilgi sahibi olacak. Bu yıl şöyle bir çalışma da yaptık, genç bir mimar arkadaşımızın yüksek lisans bitirme teziydi. Tapınağı bilgisayar ekranında 3 boyutlu ayağa kaldırdık. Belki önümüzdeki yıl tabelaya böyle bir eklenti yapacağız. Teknoloji kullanılarak şeffaf bir tabela düzenlenecek. Gelen ziyaretçi tabelanın önüne geçtiği zaman arkada akseden görüntüyle tapınağı ayağa kalkmış olarak görecek. Tüm tabelalar için bunu yapmayı planlıyoruz. Artık herkes akıllı telefon kullanıyor. QR kodla bilgileri oraya yükleyeceğiz. Ziyaretçiler telefona uygulamayı yüklediği zaman hazır okuyabileceği bir rehbere sahip olacak."