Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) Dünya Kültür Mirası Listesi'nde bulunan, açık hava müzesi niteliğindeki Troya Antik Kenti'ndeki kazı çalışmaları tarihe ışık tutuyor.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) Dünya Kültür Mirası Listesi'nde bulunan, açık hava müzesi niteliğindeki Troya Antik Kenti'ndeki kazı çalışmaları tarihe ışık tutuyor.
Resmi kazıları 150 yıl önce başlayan ve pek çok arkeolojik keşfin yapıldığı Troya'dan çıkarılan eserler, antik kent girişinde yaklaşık 3,5 yıl önce açılan Troya Müzesi'nde sergileniyor. Arkeologlar bu dönem kazılarında, Schliemann'ın yurt dışına kaçırdığı tarihi eserleri çıkardığı höyüğe ulaşmaya çalışıyor.
Troya Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüstem Aslan, AA muhabirine, Kültür ve Turizm Bakanlığının izni, Türk Tarih Kurumunun desteği ve ana sponsor İÇDAŞ AŞ'nin sağladığı imkanlarla kazılara devam ettiklerini söyledi.
Homeros'un Troyası'nın ilklerin kenti olduğunu anlatan Aslan, "İlk kez 19'uncu yüzyılda bizlerin höyük, tabaka kazısı dediğimiz kazılar burada yapılıyor. İlk kez arkeolojik kazılarda fotoğrafla belgeleme burada yapılıyor. İlk koordinat sistemiyle çalışma burada yapılıyor. Yine arkeolojik kazıların filmle belgelenmesi Troya'da oluyor yani Troya arkeolojinin bilime dönüştüğü yer." dedi.
Osmanlı döneminde arkeolojik amaçlı ilk kamulaştırma çalışmasının Troya'da yapıldığını aktaran Aslan, "Dönemin Maarif Nazırı (Milli Eğitim Bakanı) Saffet Paşa'nın Schliemann'dan hızlı davranarak burayı kamulaştırarak Osmanlı Devleti'ne kazandırması ve buluntuların Osmanlı Devleti'nin müzelerine gitmesini sağlayan, kamulaştırılma çalışmasının olduğu yerde kazı yapıyoruz. Troya'da çalışanlar olarak Saffet Paşa'ya minnettarız." diye konuştu.
Prof. Dr. Aslan, önceki yıllarda başladıkları kazıları sürdürmelerinin yanında bu sene yaptıkları çalışmaların en önemlisinin, 1870-1873'te Schliemann'ın kazı yaptığı bölgeden attığı höyük toprağına inmeye başlamaları olduğuna dikkati çekti. Heinrich Schliemann'ın höyüğü kazmaya başlayıp çıkan toprağı daha sonra yine bu höyüğün üzerine dolgu olarak attığını aktaran Aslan, şunları kaydetti:
"Schliemann'ın kazıp attığı topraklara ulaştık, 5 metre sonra da orijinal höyüğe iniyoruz. Yani Schliemann'ın kazıya başladığı höyük dolgusunun üzerindeyiz. Önümüzdeki dönemde burada hem arkeolojik hem buluntu açısından çok önemli sonuçlarla karşı karşıya kalacağız. Şu anda arazi çalışmasında özellikle ilk haftalarda 1870-1873'te Schliemann'ın kazıp attığı toprakları kaldırıp höyüğün orijinal toprağına inmeye çalışıyoruz. Birkaç gündür de höyüğün orijinal, Schliemann'ın kazılara başladığı dönemdeki dolgusunun üzerinde bulunuyoruz, bu çok önemli."