1967 yılında dönemin Adalet Partisi (AP) iktidarında Derbent köyüne sulama barajı yapılması kararı alındı. Baraj yapılacak olmasından dolayı Derbent Mahallesi baraj alanı içerisinde yani su altında kaldı. Dönemin bakanlar kurulu kararı ile mahallenin baraj alanı dışına taşınması kararı alındı ve uygulandı. Mahalle alınan kararla birlikte baraj alanının yaklaşık 10 kilometre dışından yeniden kuruldu.
Mahalle, Fatıma Bağcı isimli şahıstan alınan 46 dönüm arazi üzerine yeniden kuruldu. Fakat farklı gerekçelerden tapunun devir teslim işlemi gerçekleşmedi ve arazi sahibi Bağcı İzmir'e taşındı. Aradan geçen süre içerisinde Bağcı ve eşi vefat edince belli bir süre sonra da arazi hak sahibi olmadığı için hazine arazisi olarak tapulandırıldı.
"BU MAĞDURİYETİN BİR AN EVVEL ÇÖZÜLMESİNİ İSTİYORUZ"
53 yıl geçmesine rağmen mahalledeki 90 yapı ve tarım arazilerinin tapuları çıkarılamadı. Yaklaşık 400 kişinin yaşadığı mahalle ilçede tapusuz mahalle olarak biliniyor. Oy kullanılan, vergi verilen hatta okul, sağlık ocağı ve cami gibi devlet kurumlarının bulunduğu köyde hiçbir yapı ve arazinin tapusu yok.
Mahallede mülklerini devir etmek isteyen vatandaşların bu işlemi tapuları olmaması gerekçesiyle gerçekleştiremediklerini dile getiren mahalle muhtarı Öz, "Devir etmek isteyen vatandaşlarımız var. Devir teslim işlemlerini tapu olmadığı için yapamıyorlar. Bu mağduriyetin bir an evvel çözülmesini devlet büyüklerimizden talep ediyorum. Köyümüzde camimiz, sağlık ocağımız, okulumuz hepsi var. Devlet kurumu olarak kurumlarımız var ama bir türlü tapumuz yok. Köyün tapusunu bir an evvel alınmasını talep ediyorum" şeklinde konuştu.
"TARLANIN TAPU İŞLEMLERİ ÇEŞİTLİ GEREKÇELERDEN ALINAMADI"
Köyün eski yerleşim yerinden bu yana olan süreci anlatan 64 yaşındaki Mustafa Akten, "Bu derbent köyümüz 1967 yılında inşaatı biten derbent barajı sonrasında köyümüz buraya geldi. Köyümüz buraya gelmeden önce köy muhtarlığı aracılığıyla üzerinde bulunduğumuz tarla köy muhtarlığı tarafından Buldan'da ki bir şahıstan alındı. Tarlanın tapu işlemleri çeşitli gerekçelerden alınamadı. Daha sonraki yıllar içerisinde diğer muhtarlarda bu sorunu çözemediler. Ancak köyümüzde gerekli olan tüm devlet hizmetleri müracaatlar sonucu olarak geldi" dedi.
"VERGİLERİMİZİ DE VERDİĞİMİZ HALDE BİR TÜRLÜ KÖYÜMÜZÜN TAPUSU VERİLMEDİ"
53 yıldır alınamayan tapulardan dolayı doğan mağduriyetin bir an önce sonlanmasını isteyen Akten, "Köyümüz var olduğu halde seçimlerde de oy kullandığımız, vergilerimizi de verdiğimiz halde bir türlü köyümüzün tapusu verilmedi. Şu anda da yeni muhtarımız tapuların alınması için gerekli müracaatlarını yapıyor. Bu işlemlerin bir an önce bitirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. 53 yıldır köyümüzdeki insanlar mağdur durumdadır. Tapular 53 yıldır alınamadı. Bir türlü köyümüzün tapuları verilmedi. Hazineye geçirildi. Geçmiş dönem muhtarlara kolaylık olur diye 'hazineye geçsin' demişler. Tüm ilgililerin bu konuyu göz önünde bulundurarak köyümüzün mağduriyetini gidermek için tapuları bir an öncesi vermeleri gerekmektedir diye düşünüyoruz" dedi.
"FİLMDİ GERÇEK OLDU"
Öte yandan, 53 yıldır yaşanan bu ilginç tapu hikayesi, Sermiyan Midyat'ın senaryosunu kaleme aldığı 'Ay Lav Yu' isimli filmi akıllara getiriyor. Vatandaşlar, filmde bir köyde bulunan vatandaşların kimliklerinin olmamasını kendi yaşadıkları tapu sorununa benzeterek "filmdi gerçek oldu" dedi.
Buldan Kaymakamlığından konu ile ilgili herhangi bir bilginin olmadığı, konunun Tapu ve Kadastro Genel Müdürülüğü bilgisi dahilinde olduğu belirtildi.