Batı Anadolu'da kurulan 12 Aiol kentinden biri olan, Yunusemre ilçesi Yuntdağ Köseler Mahallesi yakınında bulunan ve 2 bin 700 yıllık geçmişe dayanan Aigai Antik Kenti'nde mayıs ayında başlayan 2021 yılı kazı çalışmaları sürüyor. Antik kentte Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Türk Tarih Kurumu, Yunusemre Belediyesi ve Aliağa Belediyesi sponsorluğunda gerçekleşen kazı çalışmaları sırasında ortaya çıkan çatı kiremidi üzerindeki parmak izleri merak uyandırdı. Arkeologlar öncülüğünde zoolog ve veteriner hekimlerin üzerinde çalışma yaptığı izlerin, mutasyona uğramış ya da nesli tükenmiş olan bir hayvana ait olduğu düşünülüyor.
'İLGİNÇ BULUŞLARLA KARŞILAŞIYORUZ'
Aigai Antik Kenti Kazı Başkanı ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Yusuf Sezgin, kiremit üzerindeki parmak izlerinin incelenmesinin sürdüğünü söyledi.
Doç. Dr. Sezgin, "2021 mayıs ayı ortalarında başladığımız kazı çalışmalarımız halen sürerken, ilginç buluntular ile karşılaşıyoruz. Bir çatı kiremidi parçası bulduk. Bu çatı kiremidi parçası üzerinde ilginç bir izle karşılaştık. Bu aslında yaygın bir durum, Antik Dönem'de çatı kiremitleri üzerinde çok farklı izler olabiliyor. Çünkü bunlar büyük kiremitler, ilk yapıldığı sırada yaşken kuruması için açık alanlara seriliyor. Bu serilme aşamasında bunların üzerinde farklı hayvanlar gezebiliyor, insan ya da bebek izleri oluyor. Ama bizim için ilginç olan bu sene bulduğumuz bu kiremidin üzerindeki izin ne olduğunu anlayamadık ve tanımlayamadık. Çünkü üzerindeki izlerin bir hayvana ait olduğu anlaşılıyor ama nasıl bir hayvan olduğunu tam çözemedik. Bizim uzmanlık alanımız değil. Bu nedenle zoolog ve veteriner arkadaşlarımıza gönderdik. Onların yaptığı incelemeye göre bir hayvan izi olabilir ama bizim bildiğimiz ve tanımadığımız bir hayvan değil. Mutasyona uğramış veya nesli tükenmiş bir hayvan olabilir. O açıdan oldukça ilginç. Belki de yaşken bir çocuk tarafından sanki üzerine hayvan basmış gibi göstermek için de yapılmış olabilir. Tabi bunlar net değil. Şu an itibariyle tam anlaşılamayan biraz da gizemli diyebileceğim bir iz ile karşılaşmış durumdayız" diye konuştu.
Ortaya çıkan ayak izlerinin antik dönemdeki hayvan çeşitliliğini tanımak açısından büyük önem taşıdığına dikkat çeken Doç. Dr. Sezgin, "Her dönemde çatı kiremidi elbette üretiliyor. Bunlar geniş alanlara seriliyor. Bu izler, o dönemin hayvan çeşitliliğini anlamamızda önemli bir yere sahip" dedi.
Troya Müzesi iki yıldır Avrupa'dan alınan ödüllerin gururunu yaşıyor