Manisa'nın Alaşehir ilçesinde yaşayan Ali Çevik ve Hüsniye Çevik çiftinin 1994 yılında doğan çocukları, Mehmet ve Gülenay Vural çiftinin ise 1999 yılında Alaşehir Devlet Hastanesi'nde doğan ikiz çocukları, erken doğdukları için İzmir Behçet Uz Çocuk Hastanesi'ne sevk edildi. Çocuklar burada tedavi görürken iki aileye de ayrı dönemlerde bebeklerinin öldüğü haberi verildi. Cenazeleri almaları için hastaneye çağrılan aileler, hastaneye geldiklerinde ise çocuklarının Pınarbaşı mezarlığına defnedildiğini öğrendi.
HABERLERDEN ETKİLENDİLER
Yıllarca bebeklerinin öldüğüne inanan aileler, televizyonda izledikleri haberlerden sonra şüphelendi. Doğum sonrası bebeklerin 'öldü' denilerek başka aileye satıldığı iddialarını içeren haberlerden sonra araştırmaya başlayan aileler, çocuklarının mezarlarının yerini öğrenmeye çalıştı. Erkek bebeklerini kaybeden Ali Çevik ve Hüsniye Çevik çifti, çocuklarının mezarını bulamadı.
'ÖLÜSÜ BİLE OLSA İSTİYORUM'
Mehmet ve Gülenay Vural çifti de ikiz kız bebekleri için verilen parsel numarasında mezar olmadığı öğrendi. Mezar yerlerinde çocuklarının izine rastlayamayan aileler, çocuklarının mezarında yatan cenazelerin kendi çocukları olup olmadıklarını öğrenmek için DNA testi yapılmak üzere savcılığa suç duyurusunda bulundular.
Alaşehir'de yaşayan Ali ve Hüsniye Çevik çifti, çocuklarının ölmediğine inanıyor. Ali Çevik, "1994 yılında 27 Haziran'da erkek bebeğimiz oldu. 7 aylık dünyaya geldi. Sezaryen doğum oldu, çocuğu İzmir Behçet Uz Hastanesi'ne sevk ettiler. Çocuğu hastaneye yatırdılar, 'sağlık durumu iyi' dediler. Ayın 30'unda ise 'çocuğunuz öldü' dediler. Çocuğun cenazesini almak için ertesi gün gittim, 'biz çocuğu gömdük' dediler. O zamanlar yokluk vardı, bir şey yapamadık. Sonra aynı şekilde 'öldü' denilen çocukların satıldığını haberlerden izledik. Araştırmaya başladık. Mezarlığa gittik, mezarını bulamadık. Böyle bir şey olmaz. Anne babadan izinsiz çocuk gömülmez. Ben çocuğumun ölüsü bile olsa istiyorum. Benim eşim yıllardır 'oğlum yaşıyor' diyor. DNA testi istiyorum. Ölmüş olsa bile mezarını kendi yaşadığımız yere taşırız" dedi.
Anne Hüsniye Çevik de, oğlunun öldüğüne inanmadığını ve yıllardır yaşadığını hissettiğini söyledi.
'GELİN, CENAZESİNİ ALIN'
Aynı olayı 1999 yılında yaşayan Mehmet ve Gülenay Vural çifti de, ikiz bebeklerinin yaşadığını düşünüyor. Gülenay Vural, "İkiz bebeklerim erken doğdu, o yüzden Alaşehir'deki hastaneden İzmir'e sevk ettiler. Hastanede çocuklarımı bir kere gördüm. Ben çocuklarımın ölmediğine inanıyorum" dedi. Baba Mehmet Vural da, İzmir'e sevk edilen bebeklerinin sağlık durumunun iyi olduğunun söylendiğini belirterek, "27 gün sonra bir tanesinin öldüğünü haber verip, 'Gelin bebeğinizin cenazesini alın' dediler. Geldiğimizde bebeği defnettiklerini söylediler. Biz Alaşehir'e döndük; 5 gün sonra bir daha aradılar ve diğer bebeğin de öldüğünü söylediler. Biz hastaneye gittiğimizde yine bebeğimizin defnedildiğini söylediler. O zamanlar yokluk vardı, mecburen geri döndük. Şimdi araştırmaya karar verdik. Mezarlığı gezdik ve yerlerini bulamadık" diye konuştu.
ADANA'DA YAŞANAN OLAYLA BİREBİR AYNI
VURAL ailesinin avukatı Buket Subay, son dönemde gündeme gelen bebek kaçırma ve satma olaylarıyla bu olay örgüsü arasında benzerlikler olduğunu söyledi. DNA testi yapılması için savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını kaydeden avukat Buket Subay, "Yakın zamanda Adana'da bebek satma ve kaçırma olayları gündeme geldi. Adana'daki olayda da aynı şekilde bebekler iyiyken bir anda ölüyorlar ve cenazeler teslim edilmeden 'biz hastane olarak gömdük' diyorlar. Olay örgüsü aynı olunca acaba böyle bir şey olabilir mi diye düşündük. Önce suç duyurusunda bulunduk, ilgililerin tespitini istedik. Öncelikli olarak DNA testi istedik. DNA testinin yapılıp yapılmayacağı konusunda savcılıktan onay bekliyoruz" dedi.
NERMİN UÇTU