Binlerce kişi eller havaya eller şifaya diyecek
UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi’nde yer alan ancak Kovid 19 ve deprem nedeniyle 4 yıldır yapılamayan Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali’nin, bu yıl 484’üncüsü gerçekleştiriliyor.
- Manisa
- Cüneyt Hasçelik
- Giriş Tarihi: 26 Nisan 2024
Manisa'da 23 Nisan'da başlayan Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali, 28 Nisan'a kadar devam edecek. 28 Nisan Pazar günü kadınlar tarafından özenle hazırlanan 7 ton mesir macunu Sultan Camii ve kubbelerinden vatandaşa saçılacak. 2019'da coğrafi işaret alan mesir macunu, Merkez Efendi tarafından, Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi Ayşe Hafsa Sultan'a özel hazırlanan 41 çeşit baharatlı mesir macunu aslına uygun üretilmeye devam ediyor.
ŞİFALI MESİR MACUNUNUN ÖYKÜSÜ
Şifalı bir yiyecek olduğu kabul edilen mesir macununun ortaya çıkışı tarihsel bir öyküye dayanır. Kanunî Sultan Süleyman'ın annesi Hafsa Sultan, Manisa'da nedeni anlaşılamayan bir hastalığa yakalanır. Bu hastalığa çare için Sultan Cami Medresesi'nin başhekimi Merkez Efendi, 41 çeşit bitki ve baharatın karışımından oluşan bir macun hazırlar. Mesir macunu ismiyle günümüze kadar ulaşan bu şifalı karışım, Hafsa Sultan'ı kısa sürede sağlığına kavuşturur. Yardımsever kişiliğiyle bilinen Hafsa Sultan, iyileşmesini sağlayan mesir macununun her yıl Nevruz haftasında halka dağıtılmasını ister. Küçük kâğıtlara sarılan macun, Sultan Camisi'nden halka saçılır. O günden bu güne her yıl aynı dönemde Sultan Camisi etrafında toplanan halka, şenlikler yapılarak mesir macunu dağıtılır.
MACUN KAPMA YARIŞI
Festival etkinlikleri her yıl mesir macununun dua okunarak karılması ve pişirilmesiyle başlar. Festival süresince saçılmak ve dağıtılmak mesir macunu hazırlanır. Mesir macunu temizlik, el mahareti, deneyim ve sabırlı olma gibi nitelikler taşıyan en az 14 kadın tarafından küçük, renkli ve parlak kâğıtlara sarılarak paketlenir. Şifa dilekleri ve edilen dualarla karılıp pişirilen macun, Sultan Camisi minaresi ve kubbelerinden halka saçılır. Türkiye'nin farklı bölgelerinden gelen binlerce kişi, atılan macunları yere düşmeden havada yakalayabilmek için birbiriyle yarışır. Festival programı süresince mesir karma ve dağıtma törenlerinin yanı sıra geleneksel mesir korteji yürüyüşü, yemek yarışması, halk konserleri, çocuklar için eğlenceler, halk oyunları gösterileri gibi etkinlikler yer alır.
KONUKSEVERLİK ÖRNEĞİ
Türkiye'nin hemen her bölgesinden gelen katılımcıları buluşturan Mesir Macunu Festivali toplumsal barış ve kaynaşmaya önemli bir destek vermektedir. Manisa'da festival için gelen yerli ve yabancı misafirlere yönelik hazırlıklar yapılır ve ülkemizin konukseverlik geleneğinin bir örneği olarak mesir macununun gelen yabancı misafirlere ve komşu illere dağıtılmasına özen gösterilir. Festivalin gerçekleştirildiği mekân, yüzyıllardır festivale ilişkin geleneksel bilgi ve becerilerin aktarıldığı ve sürdürüldüğü ortam olan Sultan Camii ve Külliyesi'dir. Yeni nesil etkinliklerle birlikte yeniden yarattıkları festival uygulamalarını geniş bir katılımla bu mekânlarda sürdürmektedir. Bu doğrultuda Mesir Macunu Festivalinin gerçekleştirildiği kültürel mekân, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından SİT alanı ilan edilmiştir.
Mesir macununun içeriğinde anason, çörekotu, hardal tohumu, hindistancevizi, kakule, karabiber, karanfil, kimyon, kişniş, ravent, safran, sakız, tarçın, vanilya, yenibahar, zencefil, havlıcan, portakal kabuğu, sinameki, rezene gibi bitki ve baharatlar bulunur.
ZENGİN TECRÜBELER
Osmanlı hekimleri geliştirdikleri yeni tedavi yöntemleri yanında, çok eskiden beri kullanılan tedavi yöntemlerini de uygulamaya devam etmişleridir. Bunların başında birçok hastalığın tedavisinde kullanılan hacamat ve dağlama gibi tedavi yöntemleri en başta gelenlerdir. Ayrıca tıp biliminin önemli kollarından biri olan göz hastalıkları ve tedavi yöntemlerinin de Osmanlı tıp yazmalarında önemli yer tuttuğu görülmektedir. Osmanlı hekimlerinin yaptığı bazı ameliyatlar -kimisi küçük değişikliklere uğramış olmakla beraber- halen uygulanmaya devam olunmaktadır. Osmanlı'nın Mâl-i hulyâ dediği (melankoli), kara sevdâ dediği (isteri), ateh-i kable'l-miâd dediği (şizofreni), ayrı metotlarla tedavi gören akıl hastalıklarıydı. İlaç, istirahat, gıda ve çiçek çeşitleri, musiki, meşguliyet, tedavi yollarından bazılarıydı. Besin ve çiçek çeşitleri koku, renk, şekil, tat ilave olarak ada kullanılmıştır.
41 ÇEŞİT BAHARAT
Mesir macunu, kuşaktan kuşağa aktarılan geleneksel bilgiler doğrultusunda hazırlanmaktadır. Mesir macununun içeriğinde anason, çörekotu, hardal tohumu, hindistancevizi, kakule, karabiber, karanfil, kimyon, kişniş, ravent, safran, sakız, tarçın, vanilya, yenibahar, zencefil, havlıcan, portakal kabuğu, sinameki, rezene gibi bitki ve baharatlar bulunur. Macunu yapan aşçıbaşı, baharatların ve bitkilerin tazeliğini kontrol eder, malzemelerin oranlarını belirler, pişirme ortamını ve ekipmanını gözden geçirir. Aşçıbaşı, hazırlık aşamalarındayken yanında bulunan çıraklarına bilgi ve deneyimlerini sözlü ve uygulamalı olarak sürekli aktarır ve böylece geleneksel bilginin devamlılığını sağlamayı amaçlar.
ŞİFA HİKAYESİ
BİR sonbahar günü hastalanan Sultan Süleyman'ın annesi Ayşe Hafsa Sultan, Merkez Efendi'nin hazırlamış olduğu 41 çeşit bitki ve baharat karışımından oluşan mesir macunu sayesinde sağlığına kavuşunca macunun halka dağıtılmasını talep etmiştir.