Muğla'da yaşayan evli ve 1 çocuk babası Cihan Altın (31), 5 yıl önce Muğla Büyükşehir Belediyesi'nde şoför olarak işe başladı. İşe başlamasından 2 yıl kadar sonra, her gün olduğu gibi seferini yaparken bir yolcu kendisine yaklaşıp, "Sen Kömürcü Orhan'ın oğlu değil misin; şu 1000 lirayı al da babana ver. Ona, aldığımız kömür nedeniyle borcumuz var" dedi. Bir süre şaşkınlık yaşayan Altın, otobüsü durdurup, kendisine parayı verdikten sonra inen yolcunun peşinden giderek, "Beni biriyle karıştırdınız galiba" dediyse de kabul ettiremedi. Parayı veren kişi ısrarla "Sen kömürcü Orhan'ın oğlusun" diyerek, uzaklaştı.
GERÇEĞİ, 24 YIL SONRA ÖĞRENDİ
Cihan Altın, mesai bitiminde eve gidip, yaşadıklarını annesine anlattı. Annesi, anlattıkları karşısında sessiz kalınca, Altın'ın merakı daha da arttı. Aradan birkaç gün geçtikten sonra Altın, tüm ailesi ve akrabalarını evine davet edip, yaşadıklarını burada bir kez daha anlatınca 24 yıldır kendisinden saklanan gerçek ortaya çıktı. Altın, her hafta mezarını ziyaret ettiği kişinin, babası olmadığını öğrendi. Bunun üzerine Altın, DNA testi yaptırmak için mahkeme kararı ile mezarı açtırıp, kemik örneği aldırdı. Alınan kemik örneği incelemesi sonucunda Altın, mezarda yatan Yaşar Yıldırım ile hiçbir akrabalık bağının bulunmadığını öğrendi. Bu gelişmenin ardından tekrar yakınlarını toplayıp, gerçek babasının kim olduğunu sordu. Bunun üzerine Suzan Altın, 24 yıldır oğlundan sakladığı gerçeği açıklayıp, babasının 'Orhan Karaca' olduğunu söyledi.
'TAZMİNAT DAVASINI KAZANDI'
Altın, ulaştığı Muğla'nın Ula ilçesinde yaşayan gerçek babası iş insanı Orhan Karaca'nın (59) bu durumu kabul etmediğini belirtip, daha sonra, yaşananları şöyle anlattı:
"Durumu mahkemeye taşımadan önce bir kez daha kendisi ile görüşüp, soy ismini almak istediğimi söyledim. Ama hayal kırıklığına uğradım. Annemin kızlık soyadını aldıktan sonra öz babama Muğla Asliye Hukuk Mahkemesi'nde, 2017 yılı mayıs ayında 'babalık' davası açtım. Yapılan DNA testinde Orhan Karaca'nın yüzde 99,99 ihtimalle biyolojik babam olduğu ortaya çıktı. Davayı kazandım. Davayı kazandıktan sonra kendisi ile bir kez daha görüştüm. Ancak, o beni yine evladı olarak kabul etmedi. Soyadını taşımama izin vermedi. O beni evlat olarak kabullenmiyorsa ben de onu baba olarak kabullenmedim. Ardından da kendisine 'babalık görevini yerine getirmediği' için 355 bin liralık tazminat davası açtım. Bu dava lehime sonuçlandı, 351 bin lira tazminat kazandım. Buna rağmen beni hiçbir şekilde evladı olarak kabul etmedi. Hatta, ben kendisine dava açmadan önce, bana davadan vazgeçmemi, kendi soyadını almamam için aracılarla 300 bin, 400 bin lira civarında para teklif etti. Kabul etmedim. Çünkü hiçbir zaman insanın gerçek kimliği ile oynanmaz. İnsanın gerçek kimliği neyse odur. Kendisi davayı temyize götürdü. Sorun değil. Sonuçta mahkeme davayı onayacaktır. Kazanacağım tazminatın tamamını Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağışlayacağım. Ayrıca, ileride babamdan miras kalır ise onu da tek bir kuruşuna bile dokunmadan bağışlayacağım" dedi. Altın, tek hedefinin annesini değil gerçek babasının soyadını taşımak olduğunu söyledi.
DHA