MUĞLA, yeşille mavinin buluştuğu, 1484 kilometrelik sahil şeridine sahip, Karya ve Likya gibi uygarlıklara ev sahipliği yapmış ve birçok antik yerleşim yerinin izlerini her karış toprağında taşıyan bir il. Bu güzelliklere sahip olan Muğla'mız ülkemizin değil, dünyanın en önemli turizm kentlerinden biri olma özelliğini de taşıyor.
'EYT DEVLETE YÜK OLUR'
Biz de bu cennet kentimizde seçim öncesi vatandaşın beklentilerini, kentin eksikliklerini konuşup sohbet ettik, halkın nabzını tuttuk. Kısa bir Muğla tanıtımından sonra gelelim sohbet ettiğimiz isimlere. İlk konuğumuz veteriner hekim Yusuf Kayacık oldu. İşyerinde oturup güzel bir sohbet ettik. Tabii ki konumuz tüm Türkiye'nin konuştuğu EYT oldu. Veteriner hekim Kayacık, "EYT'liyim ama çıkmasını istemem" diyerek sözlerine başladı.
EYT'nin devlete büyük bir yük getireceğini söyleyen Kayacık, EYT'li olarak söylüyorum, EYT'nin çıkması ekonomiyi zora sokar. Bence bu kanun çıkmadan iyice düşünülmeli ve düzenleme ona göre yapılmalı. Hele ki tüm dünya ekonomik krizin içerisindeyken. Ama biz gelelim kendi konumuza; yani hayvancılığa. Tarım ve hayvancılığın gelişmesi için 1 kilo süt ile 2 kilo yem alınabilmeli. Köylüyü köyde tutmanın yolu bundan geçer. Aile tipi hayvancılık geliştirilmeli. Yılda bir dana yetiştiren kişi rahatça yaşar, asgari ücretle çalıştığından daha çok kazanır. Köy nüfusunu gençleştirmemiz, köye dönüşü sağlamamız lazım" diye konuştu.
50 KURUŞA BİLE FİŞ KESİYOR
SOHBETİMİZİN 2'nci konuğu Muğla'da uzun yıllardır kolonyacılık yapan ve 'Kolonyacı Ahmet' olarak bilinen Ahmet Gümüşbulut. 70 yaşındaki Ahmet amca ile sohbete mesleğinin zorlukları ile başladık. Yaklaşık 45 yıldır patenti kendisine ait 60 çeşit kolonya üreten Gümüşbulut, "Kolonyanın maliyeti ister istemez artıyor. Hammaddeyi dışarıdan alıyoruz. Litresi 42 lira oldu ama halen 40 liradan satıyorum. Hammaddeyi kendimiz üretmemiz lazım. Bir sıkıntı da, Isparta'da vatandaşlar gülleri söküp lavanta ekmeye başladı. Ekilen lavanta türü kozmetikte değil, tıpta kullanılıyor. Kozmetikte kullanılsaydı dışarıdan almak durumunda kalmazdık. Bilim adamları, 2023'te kendi esansımızı devlet ve üniversite işbirliğiyle üretebileceğimizi söylüyor, üretileceğine inanıyoruz" dedi. Gümüşbulut, 50 kuruş için bile fiş kestiğini söyledi, "Övündüğüm şeylerden biri budur. Bana 'enayi misin' diyorlar. Enayi değilim, kul hakkı diye bir şey var. Büyük-küçük bütün esnaf bunu yapmalı. Vatanseverlik böyle olur" dedi.
'ARASTA KÜLTÜRÜNÜ YAŞATMALIYIZ'
AHMET amcadan sonra Muğla'nın tarihi Arasta Çarşısı'nda 7 metrekarelik dükkanında 54 yıldır radyo tamirciliği yapan 68 yaşındaki Mustafa Bektaş'a uğramadan olmazdı. Mustafa amcayla da oturup bir çay içtik ve koyu bir sohbete daldık. Mustafa amca radyo tamirciliğinin kaybolan mesleklerden olduğunu söyledi. Mesleğini yapabildiği kadar sürdüreceğini belirten Bektaş, en büyük üzüntüsünün bir çırak yetiştirememiş olmak olduğunu anlattı. Bektaş, Tarihi Arasta Çarşısı'nın canlandırılması ve eski günlerine dönmesi gerektiğini söyleyerek, "Arasta kültürü yok olmamalı" diye konuştu.
ADEM ÜLKER