Akbelen ormanlık alanında gerçekleştirilen ağaç kesimi, uzun süredir gündemde. Akbelen gerçeklerini okuyucularımıza iletmek için Yeni Asır olarak bölgeye gidip incelemelerde bulunduk. İlk çarpıcı bilgi ağaç kesimini, buradaki santralleri 2.5 milyar dolara özelleştirme yoluyla satın alan şirketin değil, bizzat Orman Genel Müdürlüğü'nün yapmış olduğuydu.
RANZA GETİRİP KURMUŞLAR
Ancak artık ağaç kesim işleminin bittiğini öğrendik. Yani bundan sonra bölgede ağaç kesimi yapılmayacak. Buna rağmen birçoğu daha önce Gezi, Kaz Dağları gibi çeşitli yerlerdeki eylemlerde de boy gösteren eylemcilerin burayı terketmediğini gördük. Çadır kurup bekliyorlardı. Hatta içlerinde o kadar 'profesyoneller' vardı ki, burada uzun süreli eylem yapacaklarını planlayıp ranza getirmişlerdi. Bizim eylem alanına gittiğimiz 18.00 sıralarında bazı eylemcilerin ellerinde havlularla birlikte yakındaki denizden geldiklerini de gözlemledik.
Ayrıca eylemcilerin kurdukları çadırların önünde İzmir Barosu ve Foça Tarih ve Doğa Talanına Hayır Platformu'nun afişlerinin de asılı olması İzmir'den gelen gazeteciler olarak dikkatimizi çekti.
YILLIK 1 MİLYAR DOLAR
Peki artık ağaç kesilmeyecekse eylem niye sürüdüyordu? Sözde, kömür çıkarılacak bu alanı şirkete vermemek için... Yani buradan da açıkça anlaşılıyor ki, oradaki profesyonel eylemcilerin amacı ağaç falan değil doğrudan doğruya milli enerjiye darbe vurmak. Yeniköy ve Kemerköy'de kurulan ve bu bölgeden çıkarılan kömürden enerji üreten ve Türkiye elektriğinin yüzde 2.5'uğunu karşılayan bu santralleri kapattırmak istiyorlar. Bu santraller oradaki kömürden ürettikleri enerjiyle her yıl Türkiye'nin 1 milyar dolarlık doğalgaz ithal etmesinin önüne geçiyor. Bu da yıllık 27 milyar liranın Türkiye'nin cebinde kalması anlamına geliyor..
"AKBELEN ORMAN DEĞİLDİR"
Bu arada alandaki kömürün çıkarılmasının önünü açan mahkeme kararına dayanak olan bilirkişi raporuna da ulaştık. Raporda, Akbelen için, "Akbelen ormanının hemen dört bir yönünün tarım alanları ile çevrili olması, sadece kuzeydoğu tarafından orman alanlarına konşuluğunun bulunması nedenlerinden dolayı, iki veya daha fazla orman ekosistemini birbirine bağlayan ekolojik bir koridor olma özelliğinin olmadığı düşünülmektedir" ifadeleri yer alıyor.
Tüm bu sürecin sonunda, bir yandan da PKK/KCK terör örgütünün doğa savunuculuğuna soyunan sözde yöneticisi Duran Kalkan, 'Akbelen' üzerinden yeni bir gezi provokasyonuna soyundu. "Akbelen'de büyük bir direniş var. Selamlıyoruz. Direndiler, önemli direnişlerden Gezi de ormanı, ağacı korumakla başladı" diyen terörist elebaşı Duran Kalkan, Akbelen'deki kirli oyunu adeta gözler önüne serdi. Bu yazı dizisini okuduğunuzda siz de eylemin ağaçlar için değil milli enerji politikasına darbe amacı taşıdığını daha net göreceksiniz. Artık ağaç kesilmeyeceği halde orayı terketmeyip ranzalarda beklemelerinin başka hiçbir açıklaması olamaz.
YK Enerji Genel Müdürü Mesut Serhat Dinç, Yeni Asır Gazetesi Haber Müdürü Erhan Gülenç (solda) ve Haber Müdür Yardımcısı Hüseyin Kılıç'ın (sağda) sorularını yanıtladı.
'DÜNYA TEKRAR KÖMÜRE DÖNÜYOR'
Akbelen'deki santrallerin işletmecisi YK Enerji Genel Müdürü Mesut Serhat Dinç'le de görüştük. Bugüne kadar eylemciler ve destekçilerinin öne sürdüğü ve bizim de aklımıza takılan tüm soruları kendisine yönelttik. O da açık yüreklilikle hepsini tek tek cevapladı. Yazı dizimiz boyunca sizlere sorduklarımızı ve aldığımız cevaplardan bölümler aktaracağız. YK Enerji Genel Müdürü Mesut Serhat Dinç, "Dünya kömürden çıkıyor, siz neden hala kömür kullanıyorsunuz iddiası var? Bu doğru değil mi?" şeklindeki sorumuza da net cevaplar verdi. Hem dünyada hem de Türkiye'de enerji sektörünün köklü bir değişim süreci yaşadığını belirten Dinç, "Paris İklim Anlaşması ile ilgili hedefler bir yanda dururken diğer yanda Ukrayna-Rusya savaşı nedeniyle başta Avrupa olmak üzere birçok ülkede enerjide arz güvenliği sorunu gündeme geldi ve kömür kaynaklı elektrik üretiminde artışlar gözlendi. Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) yıllık yayımlanan 'Kömür 2022' raporuna göre, 2022'de küresel kömür tüketimi önceki yıla göre yüzde 1,2 artarken, AB'deki artış yüzde 6,5'i buldu. Nitekim, Uluslararası Enerji Ajansı'nın verilerine göre dünyada kömür tüketimi 2020 yılından bu yana arttı ve 2025 yılına kadar da tüketimin mevcut seviyesini koruması bekleniyor" dedi.
Enerji krizine karşı çeşitli önlem arayışı içindeki bazı Avrupa ülkelerinde kömür ve madencilik faaliyetlerinin de yeniden hız kazandığını hatırlatan Dinç, "Almanya, Fransa, İngiltere, Hollanda, İspanya, İtalya, Yunanistan, Macaristan ve Avusturya gibi ülkeler kömürle çalışan elektrik santrallerinin ömrünü uzatma, kapatılan santralleri yeniden devreye alma ve mevcut üretimleri artırma yönünde adımlar atıldı. Halen dünyada kömürden elektrik üretiminde Almanya yüzde 33, Japonya yüzde 27 ve ABD yüzde 20 oranında paya sahip. IEA'nın raporlarına göre kömür, hala küresel elektrik üretiminin üçte birinden fazlasını sağlamakta. Geçen günlerde bir çarpıcı açıklama da Tesla'nın CEO'su Elon Musk'tan geldi. Musk, ABD'nin iki yıl içinde elektrik sıkıntısı yaşayabileceğine işaret ederek, sektörü harekete çağırmış ve enerjide arz güvenliği sorununu dünya gündemine taşımıştı. Hal böyleyken Türkiye'deki özellikle yerli kömür santralleri, çeşitli sorunlar nedeniyle üretim dışı kalma tehlikesi yaşamakta. Ancak enerji arz güvenliği noktasında yerli kömür santrallerinin önemi tartışılmaz bir gerçek" şeklinde konuştu.