Muğla'nın Seydikemer ilçesinde bulunan Saklıkent Kanyonu, yemyeşil bitki örtüsü, 18 kilometre uzunluğu, yükseklikleri 200 ila 600 metre arasında değişen dik yamaçlarıyla ziyaretçilerini unutulmaz bir yolculuğa çıkarıyor. Kanyon boyunca suları adeta buz gibi akan suyun içinde halatlar yardımıyla zorlu bir yürüyüş gerçekleştiren ziyaretçiler, büyüleyici manzaralarla karşılaşıyor. Maceraperest ve doğa tutkunlarını kendisine çeken Saklıkent Kanyonu'nda zaman zaman güneş ışınlarının giremeyeceği kadar dar ve yüksek yamaçlar yer alıyor.
HUZURLU BİR GÜN İÇİN
Seydikemer'in dünyaya açılan penceresi konumunda olan Saklıkent Kanyonu'na ziyaretçi akınının devam ettiğini kaydeden Seydikemer Belediye Başkanı B. Önder Akdenizli; "Dünyaca ünlü Saklıkent Kanyonu, her yıl olduğu gibi bu yaz sezonunda da yerli ve yabancı turistlerin akınına uğruyor. Muhteşem doğası, buz gibi akan serin suları ile ünlü Kanyonu ziyaret edenler, unutulmaz bir gün geçiriyor. Hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği bu günlerde, kanyona olan ilgi daha da artıyor. Seydikemer Belediyesi olarak yaşanan yoğunluğa karşı belediye ekiplerimiz hazır bulunuyor. Ziyaretçilerimizin Saklıkent'te huzur içinde bir gün geçirebilmeleri için en iyi hizmeti vermeye çalışıyoruz. Saklıkent Kanyonu'nun müthiş bir doğal güzelliği var. Bölgeye gelenler de buranın doğal güzelliğinden büyük keyif alıyor" ifadelerini kullandı.
FAY ÇATLAKLARINDAN OLUŞTU
SAKLIKENT Kanyonu'nun oluşum nedeni kolayca aşınabilen kalkerli araziye bağlı. Fay çatlaklarının yardımıyla kalkerli arazi aşınmış sonrasında da sarp ve derin bu kanyon oluşmuş. Saklıkent Kanyonu uzunluğu 18 km, yüksekliği 200 m. En dar yeri 2 metreye kadar düşüyor. Kanyonun çevresi 06 Haziran 1996 tarihli Resmi Gazete ile "Saklıkent Millî Parkı" ilan edilerek korumaya alınmış.
ÇOBAN TARAFINDAN KEŞFEDİLDİ
SAKLIKENT Kanyonu bir çoban tarafından tesadüfen keşfedilmiş. Ekrem Uçar (Çoban Ekrem) hayvanlarını otlatırken keçilerinden biri kaçmış. Onun peşinden giden çoban kanyonun içine girmiş ve gördüğü manzara karşısında şaşkına dönmüş. O ana dek kimsenin haberdar olmadığı yüksek kaya kütlelerinin arasından buz gibi akan suyu ile kanyonu keşfetmiş. Kanyonu 49 yıllığına Orman Bakanlığı'ndan kiralayan Çoban Ekrem burada bir alabalık çiftliği kurmuş. 1989 yazında Saklıkent Kanyonu hizmete açılmış. Kanyonun gizemli bir yapıda olmasından ve içerisinde bulunan mağaralardan dolayı da "Saklıkent" ismini vermişler. 90'lı yıllarda hala pek bilinmeyen Saklıkent, TRT'de Saklıkent ile ilgili kısa bir tanıtım filminin yayınlanması ile birlikte ünlenmeye başlamış. 1995'te Dışişleri Bakanı Erdal İnönü'nün kanyonu ziyaret etmesiyle tüm medyanın göz bebeği olmuş Saklıkent. 1996'da Saklıkent Milli Park statüsüne kavuşmuş.
YAKIN YERLER
GİZLİKENT Şelalesi: Kanyona 1,5 km uzaklıkta bulunan Gizlikent Şelalesi adının hakkını veren bir yer. Girişten sonra uzunca bir merdiven inilerek, sonrasında 300 metre kadar yer yer yükselen akarsuyun içerisinden yürüyerek şelaleye ulaşılıyor. Yanınıza mutlaka deniz ayakkabısı alın. Eğer yanınıza almadıysanız girişte kiralayabileceğiniz deniz ayakkabıları bulunuyor. Şelalenin tazyikli akan suyunun altında doğal duş keyfi yapmadan dönmeyin.
TLOS Antik Kenti: Buradaki epey sağlam durumda olan kaya mezarları gördüğünüzde çok etkileneceksiniz. Saklıkent Kanyonu'na da epey yakınma bulunması nedeniyle mutlaka rotanıza eklemenizi tavsiye ederim.