"Türkiye enerji hedefi ile meydan okuyor"
ABD'li uzman Bull'a göre hükümet gerekli politikaları oluşturur ve uygularsa Türkiye 10 yıl sonra koyduğu hedefe ulaşır
- Ekonomi
- Giriş Tarihi: 20 Ekim 2013 19:45
- Güncelleme Tarihi: 20 Ekim 2013 20:07
İnsanoğlu 20. yüzyılı doğayı kirleterek harcadı. Bunun küresel iklim değişikliği gibi etkileri ile karşılaşmaya başladık. Uzmanlar, bu etkilerin önümüzdeki birkaç on yıl içinde daha da artarak hissedileceği görüşünde. İşte bu yüzden insanoğlu, "21. yüzyılda nasıl yaparız da doğayı fosil yakıtların yıkıcı etkisinden koruruz" fikrinin peşine düştü. Bunun için uğraşanlardan biri de uzun yıllar Amerikan Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı'nda yöneticilik yapmış mühendis Dr. Stanley Bull. Bornova Belediyesi'nin konuğu olarak İzmir'e gelen Bull ile yenilenebilir enerji kaynaklarını ve bu konuda hükümetlerin ortaya koyduğu hedefleri konuştuk.
"Kaynaklarınız zengin"
* Türkiye, ithalatının yüzde 25'ini enerji kaleminden yapan bir ülke. Rusya başta olmak üzere çeşitli ülkelerden doğalgaz alıyoruz ve çevrim santrallarımızda bunu elektriğe dönüştürerek sanayide kullanıyoruz. İhracat yapacak üretimi gerçekleştirebilmek enerji ithalatı yapmak zorunda olan bir ülkeyiz. Bu gerçekten paradoksal bir durum ve cari açığımızı da sürekli kamçılıyor. Yenilenebilir enerji üzerine yıllardır çalışan bir uzman olarak bu durumda bize ne önerirsiniz?
Yenilenebilir enerjiye daha fazla ağırlık vermenizi öneririm elbette. Ancak yenilenebilir enerjinin de çeşitli formları var. Bunlardan biri hidroelektriktir ki Türkiye bu konudaki kapasitesini iyi kullanıyor. Jeotermal bir diğer yenilenebilir enerji formu. Nicelik anlamında bir rakam veremem ama bu konuda da Türkiye'nin ciddi bir potansiyeli var. Güneş ve rüzgar enerjisi de çok çeşitli şekillerde kullanılabilecek bir yenilenebilir enerji biçimi. Bu ikisi gelecekte en çok tercih edilecek enerji türleri gibi görünüyorlar ve Türkiye bu ikisi anlamında da çok zengin kaynaklara sahip. Ayrıca hepsinden öte, iyi eğitim almış bilimadamlarınız ve yetenekli genç mühendisleriniz var. Türkiye, 2023 yılı itibariyle enerjisinin yüzde 30'unu yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamak yönünde bir hedef koydu kendine. Bu gerçekten zorlu bir iş ve bir meydan okuma. Çok vizyoner bir hedef. Türkiye'nin bu hedefi yakalaması kolay olmayacak, ancak hükümet gerekli politikaları oluşturur ve uygularsa imkansız değil. Ayrıca cari açıktan bahsettiniz, yenilenebilir enerjinin ekonomik açıdan şöyle bir avantajı da var; doğalgaz satın alıyorsunuz, petrol satın alıyorsunuz ve çeşitli politik ve ekonomik dalgalanmalara göre bunların fiyatları artabiliyor.
"En ciddi sorun petrol"
Ama örneğin güneş enerjisinden elektrik üretiyorsanız, güneş ışığı bedava! Girdi maliyetiniz yok, Türkiye zaten günlük güneşlik bir ülke. Sadece bununla ilgili kurulum yatırımı için biraz para ayıracaksınız, ardından ise rahatsınız. Çünkü yenilenebilir enerji tesislerinin işletme maliyetleri çok düşüktür.
* Peki ABD yenilenebilir enerji açısından ne durumda?
Bu yıl ABD, tükettiği enerjinin yüzde 22'sini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağladı. Bu rakamın yüzde 14'ünü güneş, rüzgar ve biomass kaynakları oluşturdu; yüzde 8'lik kısım ise hidroelektrik kaynaklardan elde edildi. Toplamda yüzde 22 ediyor ki, ABD için hiç de fena bir rakam değil. Biz, 2020 itibariyle kullandığımız yenilenebilir enerji kaynaklarını ikiye katlamayı hedefliyoruz. Yenilenebilir enerji, hem ABD'de ve hem de dünyanın geri kalanında çok hızlı büyüyen bir pazara sahip oldu.
* Fosil yakıtların kullanılmaya devam edilmesi çevreyi nasıl etkileyecek? Mevcut durm nedir?
Fosil yakıtlar içinde zararlı gaz salınımı anlamında en kirlisi ve en zararlısı kömür. Fosil yakıtların tamamı, yakılmaları sonrasında açığa çıkardıkları gazlarla atmosferi ve doğayı olumsuz yönde etkiliyor. Oldukça büyük paralar harcayarak bu yakıtların doğaya verdiği zararı temizlemek mümkün olabilir. Ancak karbondioksit salımını konusunda yapılabilecek fazla bir şey yok ne yazık ki. Bu konuda deneyler yapılıyor, ancak henüz bir sonuca ulaşılabilmiş değil ve hali hazırda atmosferde ciddi boyutta karbondioksit salınımı söz konusu. Çeşitli bileşenler yoluyla karbondioksidi karbon-fibere dönüştürmeye yönelik denemeler var. Doğalgaz da bir tür fosil yakıt, ancak diğer fosil yakıtlara oranla çok daha düşük bir emisyona sahip. Kömürün yaptığı salınımın yüzde 15'i kadar salınım yapıyor ve bu yönüyle daha temiz bir yakıt. Petrol ise en ciddi sorun. Bütün bunlar, geride kalan yıllar boyunca doğaya ciddi zararlar verdi, vermeye devam ediyor ve kullanmayı sürdürdüğümüz sürece de verecek.
* Uzun yıllar Amerikan Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuarı'nda (NREL) çalıştınız. Bu kurum devlete ait bir kurum mu?
ABD'de federal hükümet İkinci Dünya Savaşı'nın sürdüğü dönemde, yani 1940'lı yıllarda 13 ulusal laboratuvar kurdu ve finanse etmeye başladı. Bunların amacı, nükleer silahlar tasarlamak ve üretmekti. Yıllar boyunca da bu misyonlarına uygun çalıştılar. Ancak günümüzde nükleer silah üretiminden farklı misyonlara hizmet ediyorlar. NREL de yenilenebilir enerji üzerine stratejiler geliştiren, federal hükümet destekli bir kurum.
"Enerji verimliliği çok önemli"
* Konferanslarınızda yenilenebilir enerji kadar "enerji verimliliği" konusuna da dikkat çekiyorsunuz...
Evet, çünkü enerji verimliliği, yenilenebilir enerjiden önce gelen ve aslen yenilenebilir enerjiden çok daha önemli bir konu. Yani önce elimizdeki sahip olduğumuz enerjiyi verimli bir biçimde kullanmayı öğrenmeliyiz; ardından yenilenebilir enerji kaynaklarını tasarlayıp uygulamalıyız.
Dr. Stanley Bull kimdir?
Stanford Üniversitesi mezunu olan Dr. Stanley Bull, çeşitli burslarla dünyanın pek çok yeride enerji üretimi üzerinde çalışmalarda bulundu. Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği konularında uzman olan Bull, uzun yıllar boyunca Amerikan Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı'nın üst düzey yöneticiliğini yaptı. Bull, halen MRI-Global şirketinin yönetim kurulu başkan yardımcılığı görevini yürütüyor.