FARK YARATANLAR - KADİR KEMALOĞLU
Astsubay bir baba ve öğretmen bir annenin çocuğu olarak 1970 yılında Ankara'da doğan Bilal Saygılı, babasının tayinleri nedeniyle Ankara, Kayseri, Merzifon ve en son İzmir'de ilkokul, ortaokul ve lise yıllarını geçirdi.Yaşı henüz tek hanelerde iken, bazen babasının kendisine verdiği bir kutu sakız ile ticaret hayatına atıldı. Para kazanmanın zorluğu ve mutluluğunu bu yaşlarda öğrendi. Ardından yaz tatillerinde mahallede kadınlara yemeni ve mutfak gereçleri satarak ticarete yatkınlığını pekiştirdi. Baba Saygılı'nın amacı tabii ki para değil, oğlunun hayata hazırlanması idi.
"İKİ KAPTAN OLMAZ"
Karşıyaka Lisesi'nde eğitimini sürdürürken bir yandan da üniversite sınavlarına hazırlandı ve en büyük hayali olan İTÜ Makine Mühendisliği Bölümü'nü kazandı. Üniversite eğitimine devam ederken, baba Eflatun Saygılı tarafından kurulan Saygılı Ticaret'te çalışmaya başladı. Bilal Saygılı o günleri şöyle anlatıyor: "Tatil dönemlerinde İzmir'de babamla birlikte çalışır, okul dönemlerinde ise İstanbul ve Marmara Bölgesi'nde pazarlama ile ilgilenirdim. Hafta içi okuldan sonra koştura koştura sanayi sitelerine gidip, satış yapmaya çalışırdım. Yaptığım satışların maliyet ve şirket masraflarını babama verirken, satışlardan elde ettiğim karla da harçlığımı çıkarıyordum. 1991'de üniversiteden mezun olduğumda babam şirketi bana bıraktı. 'Bir yerde iki kaptan olmaz' dedi. Genç yaşta sorumluluk ağır geldi ama çok çalışarak ve emek vererek çok şükür bugünlere geldik" dedi.
18 BİN MARK SERMAYE
O yıllarda ailesine, yaşadığı şehre ve ülkesine daha fazla fayda sağlamak isteyen Saygılı, eline çantasını aldı; gözünü kararttı ve düştü Avrupa yollarına... Almanya'da firma firma dolaştı. Yabancı ve henüz iş hayatının başındaki bu genç, istediği ilgiyi bulamıyordu.
Yılmadı. Birçok kez görüştüğü Alman firmasının güvenini kazandı.
Bu iş için sermayesi yalnızca 18 bin marktı. Bu Alman firması ile yaptığı bağlantı sonucu emeğinin karşılığını almaya başladı. Avrupa'nın ardından Uzakdoğu'ya gitti. Ailesi ve yaşadığı kent için gerekeni yapmıştı, şimdi ülkesi için yeni bir hedef koymuştu. Bu hedef yabancı sermayeyi Türkiye'ye getirmekti. 10 yıl süren yoğun çabalarının sonunda dünya devi Japon firması NACHI' yi Türkiye ile tanıştırdı.
Türkiye'nin katma değere, istihdama ve üretime ihtiyacı olduğunu vurgulayan Saygılı "Bunun için çok çalışmak gerekiyordu. İlk seyahatim Almanya'ya oldu.Bana verilen satış fiyatları ile Türkiye'deki fiyatları kıyasladığımda yarı yarıya fark olduğunu gördüm. Ülkeme mal getirip düşük karla satımaya başladım.
1994'e kadar sektör, yurtiçinde rulmanı çok pahalıya alıyordu. Biz uygun fiyatlara getirince maliyetleri azalttık. Birim fiyatlar otomatik olarak aşağı indi. Bu da dövizin ülkede kalmasına neden oldu. Bununla gurur duyuyorum. 90'lı yıllarda Singapur, Hong Kong, Malezya ve Çin'e gidip Uzakdoğu'yu keşfettim. Rusya ile Ukrayna'daki rulman fabrikalarına gidip oralardan da ürün getirdim" diye konuştu.
NACHI'NİN ÖYKÜSÜ
İşler geliştikçe yabancı sermayeyi Türkiye' ye getirme konusunda bir misyon üstlendiğini de sözlerine ekleyen Saygılı "Rulman konusunda dünya devi olan NACHI firmasına ilk olarak 1997 yılında gittim. O dönemlerde yine Avrupa'daki gibi bir tavırla karşılaştım. Ancak kendinizi iyi ifade ettiğiniz zaman her kapı açılır. Yeter ki niyetiniz iyi olsun. 10 yıl boyunca NACHI firmasına gittim.
Sonunda iyi bir sunumla onların da güvenini kazandım. Şimdi onlarla birlikte Türkiye'de yatırım yapmanın yollarını arıyoruz" dedi. Bugün, kendi markaları ETERNO ile sektöre hizmet verdiklerini belirten Saygılı "Premium segment içerisinde itibarlı bir dünya markası olan Japon devi NACHI'nin de Ortadoğu, Türki Cumhuriyetler ve Türkiye distribütörlüğünü yürütüyoruz. Maden, enerji, makine, inşaat ve demir çelik sektörleri gibi pek çok farklı alanda hizmet sunuyoruz. Bugün 10 bin metrekarelik kapalı alanda 13 bin 500 palet kapasiteli bir tesiste, genç yeteneklerle ve dinamik kadromuzla iş hayatımızı devam ettiriyor, büyüme gayretimizi de daima canlı tutuyoruz" dedi.
"İTİBAR ÇOK ÖNEMLİ"
Bir kişi ve firma için itibarın çok önemli olduğunu da vurgulayan Saygılı "İtibarına önem vermeyen bir insan, teknik donanıma sahip bir mühendis olarak da çalışsa, işadamı da olsa, bürokraside kendine bir kariyer de çizse başarılı olamayacaktır, olsa dahi bu başarı bir anlam teşkil etmeyecektir. Erdemli ve ahlaklı olmak ortak aklın gerektirdiği unsurlardır. Cesaret de çok önemli. Cesaret, sınırları zorlamak ve doğru olanı yapmaya talip olmak anlamında mücadele edebilmek için olmazsa olmazdır. Cesur insan aynı zamanda başarıya da namzet bir kişi olacak demektir. Cesur olanlar ile olmayanların farkını göreceğimiz bir 100 yılı yaşamaktayız" diye konuştu.