Şimdi değişim zamanı!
Korona virüsle birlikte tüm dünya teyakkuza geçti. Salgınla mücadele edilirken, bir yandan da ekonomiler ayakta kalmaya çalışıyor. İş dünyasında, tüm sektörler stratejilerini yeni normale göre düzenliyor...
- Ekonomi
- Giriş Tarihi: 25 Haziran 2020
Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve tüm dünyaya yayılarak küresel bir krize neden olan korona virüs, tüm hayatı, dünya ekonomilerini ve iş yapış biçimlerini kökten etkiledi. İçinden geçtiğimiz bu süreçte tüm sektörler değişti, dönüştü. Turizmden otomotive, perakendeden sağlığa aslında tüm sektörlerde bir dönüşüm söz konusu. Korona virüsten en çok etkilenen sektörler hangileri, yeni yol haritaları ve tüketicinin yeni dönemden beklentileri neler? Peki, bu dönüşüme şirketler nasıl ayak uyduracaklar, hangi önlemler alınıyor? Salgından çok etkilenen sektörlerden biri turizm. Korona virüsle birlikte tatilde trendler değişti, en çok tercih edilen tatil seçeneklerinde değişikliğe gidildi. Bir yandan da turizm sektörünün yeni döneme hızlı bir şekilde hazırlandığını gördük. Sağlıklı turizm sertifikası için başvurular arttı, aynı zamanda sosyal mesafe planına uygun düzenlemeler yapıldı.
SİPARİŞLERDE GECİKMELER
Pandemiyle birlikte üretimin durduğu bir diğer sektör ise otomotiv oldu. Sadece ülkemizde değil tüm dünyada üretim çarklarının durması, ciddi stok sıkıntılarına yol açtı. Üretimin talebi karşılamaması nedeniyle araç siparişlerinde gecikmeler yaşandı; sektör beklentisi ise bu yıl geçen yılki satış rakamlarının yakalanacağı yönünde.
DEĞERLENDİRME YAPTILAR
Perakende tarafında da yeni normal için tüm hazırlıklar tamamlandı. 1 Haziran itibariyle mağazalar açıldı, hem AVM hem mağazalar tarafında çok ciddi çalışmalar yapılarak önlemler alındı. Markalar bu sürecin değerlendirilebileceğini ve gelecek dönemde Türkiye'nin üretim konusunda öncü ülkelerden biri haline gelebileceği değerlendirmelerini yapıyor. Jolly Tur Yönetim Kurulu Başkanı Mete Vardar, Orka Grup Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, Kiğılı Ceo'su Hilal Suerdem, Reckitt Benckiser Türkiye Hijyen Pazarlama Direktörü Tarık Bayar, Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Oya Narin, Toyota Türkiye CEO'su Ali Haydar Bozkurt, Gürmen Group Markalardan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Doğan ve Ela Quality Resort Belek Hotel Genel Müdürü Ufuk Gezgin pandemi dönemini, yeni döneme nasıl hazırlandıklarını, bundan sonra nasıl yol haritası izleyeceklerini anlattılar.
"BU KRİZDEN GÜÇLENEREK ÇIKACAĞIZ"
METE VARDAR (JOLLY TUR YÖNETİM
KURULU BAŞKANI): "28 Mayıs itibariyle oteller açılmaya başladı. Sosyal mesafe çok önemli, maske kuralına uymamız gerekiyor, oteller tüm hazırlıklarını buna göre hazırlıyor. Birçok otel Güvenli Turizm Sertifikası aldı. Diğer oteller de en kısa sürede sertifikalarını alacak. Salgından en çok etkilenen sektörlerin başında turizm geliyor. İç turizm çok önemli; böyle kriz zamanlarında çok daha önemli hale geliyor. Yurtdışından gelen turist de öyle. Dış hat uçuşlarının başlaması ve Sağlık Bakanlığı'nın müsade vermesiyle turizm hareketlenecek. 1 Temmuz itibariyle fiyatlarda ciddi yükselmeler olacak. Bu yüzden tüm misafirlerimize mesajım 30 Haziran'a kadar tatil planlalarını yapsınlar. Çünkü yurtdışından gelen talep ve dolulukların artmasıyla beraber fiyatlarda artış olacak. Bu 15 günün değerlendirilmesi çok önemli bir fırsat. Oteller yüzde 50 kapasite ile hizmet verecek, maliyetlerde belirli bir artış olabilir, ancak bu dönemde turizmciler için karlılık hedefinden çok misafire iyi hizmet verme senesi olacak. Sektörümüz bugüne kadar pek çok sıkıntı yaşadı, ancak hep ayakta kalmayı bildik. Seyahat acentaları, otelciler, havayolu şirketleri hep birlikte hareket edeceğiz. Devletimizin de katkılarıyla beraber umut ediyorum ki bu krizi dünyada en doğru şekilde atlatacak ülke biz olacağız. Türkiye dünyada çok önemli bir turizm ülkesi, özellikle Avrupa'da yaşayan misafirler Türkiye'den başka bir yere gitmek istemiyor. Çok iyi ve profesyonelce yönetilen otellerimiz var. Burada bakanlıklarımız ve turizmciler birlik olacağız, bu dönemi en güçlü şekilde atlatacağız. Dünya turizminde 6. sırada olan ülkemizi daha da yukarılara taşıyacağız."
"TÜRKİYE'YE YÖNELİŞ OLACAK"
SÜLEYMAN ORAKÇIOĞLU (ORKA GRUP
YÖNETİM KURULU BAŞKANI): "1 Haziran itibariyle mağazalarımızı açtık ve Birleşmiş Markalar Derneği olarak çok güzel bir kampanyaya başladık: 'İhtiyacını erteleme, ekonomiye sahip çık.' Biz yurtiçi ve dışı perakendede faaliyet gösteriyoruz. Aktif olarak üretimin de içindeyiz. Firmalar tedarik ve hammadde anlamında tek bir ülkeye bağımlı olmak istemiyor. Burada tek bir ülke dediğimiz Çin... Tedarikle ilgili bir çeşitlendirmeye gidildiği zaman ilk akla gelen ülkelerden biriyiz. Altyapımız, knowhow'ımız ve insan kalitemiz var. Önümüzdeki dönemlerde özellikle Türkiye'ye bir yöneliş olacağını düşünüyorum. Avrupa Birliği ülkelerinde salgın nedeniyle yaşanan problemler siparişlerin bir süre ertelenmesine neden oldu. Yurtdışı pazarlarında önümüzdeki dönemlerde etkinliğimizi artırma fırsatı var. Dünya markaları ile işbirliği yapmak ya da satın almak gibi fırsatlar ortaya çıkabilir. Güçlü markalar yeni normale göre kendini ve koleksiyonlarını şekillendirmeli. Satışlara baktığımızda geçmiş dönemlerle kıyasladığımız zaman beklediğimizden daha iyi olduğunu görüyoruz ve daha da iyi olacağını düşünüyoruz."
"MARKALI İHRACATI ARTIRMALIYIZ"
HİLAL SUERDEM (KİĞILI CEO'SU): "Bu dönemin bütün gerekliliklerini yerine getiriyoruz. Bunun içinde sağlık da var, müşterinin güvenini kazanmak da. AVM girişinden itibaren önlemleri almaya başladık, bu önlemler sonra mağazaların içindeki tedbirlere dönüştü. Artık müşterinin rahatlıkla alışveriş yaptığını ve ekonomisine sahip çıkmaya başladığını görüyoruz. Satış adetlerinde artışlar iyi, indirimlerden dolayı cirolarımız geçen seneye yaklaşmak üzere. Tablo kötü değil, moralimiz iyiye gidiyor. Çok ciddi kampanyalar yaparak müşterilerimize, ekonomiye sahip çıkmaları için destek verdik. Ekonomine sahip çık kampanyasında biz de müşterilerimize sahip çıkalım, fayda sağlayalım mantığıyla ekonomiye hep beraber katkı sağlayalım diye uğraşıyoruz. Fiyatların aşağıya inmesi enflasyona da fayda sağlıyor. ABD ile yapılan 100 milyar dolarlık ihracat anlaşmasının içinde tekstil büyük bir bölüm alıyor. İhracata özellikle markalı ürün ihracatına çok önem veriyoruz. O dönemde Türkiye'nin tekstil merkezi olacağı işaret edilmişti. Salgından sonra Türkiye bir kere daha öne çıktı. Dünyanın bütün tekstil ihtiyacını karşılayabiliriz, yeter ki doğru sistemler kuralım. Bize düşen görev markalı ürün ihraç etmek."
"SU TASARRUFU YAPMAMIZ GEREK"
TARIK BAYAR (RECKİTT BENCKİSER TÜRKİYE
HİJYEN PAZARLAMA DİREKTÖRÜ):
"Pandemi dönemi hijyen için suyun kaçınılmaz olduğunu gösterdi. Ev temizlik ürünlerinde inanılmaz bir artış var. Bütün bunların temelinde su yatıyor ve Türkiye su zengini bir ülke değil. Su tasarruf etmemiz gereken en önemli şeylerden biri. Bu dönemde insanların en önemli ihtiyaçları gıda ve su oldu. Türk Sınai Kalkınma Bankası ile beraber bir araya geldik ve dedik ki Türkiye'nin suyunu birlikte ölçmemiz gerekiyor. Türkiye önümüzdeki 10 yıl içinde susuzluk çekme riski ile karşı karşıya. Ne kadar tasarruf edersek, bu süreyi o kadar uzatırız. Hızlı tüketim mallarına baktığımızda sektör yüzde 18 büyüyor, ev temizlik ürünlerine baktığımızda yüzde 36'larda büyüme var. Bu süreçte yurtdışında hijyen ürünlerinde stok problemleri yaşadık, tüm fabrikalar çalıştığı halde bir anda panikle gelen akın rafların boşalmasını ve stok sıkıntılarını yarattı. Panik yoksa dünyanın geneline yetecek kadar hijyen ürünü üretebiliyoruz. Artık bu konuda normalleşme gerçekleşti. Önümüzdeki dönemde özellikle bakteri ve virüsleri yok etme konusunda formüllerin geliştirilmesi söz konusu. Bu dönemde gördüğümüz bir diğer önemli şey ise online kanallar oldu. 10 yılda gideceğimiz yolu 3 ay içerisinde aldık ve inanılmaz bir tüketici talebi var. Bu talebin azalacağını düşünmüyorum."
"SEKTÖRE ÇOK CİDDİ DESTEKLER VERİLDİ"
OYA NARİN (TÜRKİYE TURİZM YATIRIMCILARI
DERNEĞİ BAŞKANI): "Turizmde hareketlilik başladı, tablo bizim için sevindirici. İvme yükselen bir trendle ilerleyecek. Tüm hazırlıklarımızı yaptık, otellerimizi hazırladık, heyecanla misafirlerimizi bekliyoruz. İç hatların hızlanması çok iyi, şimdi ümidimiz dış hatlardaki hareketlerin charter'lara yansıması. Çünkü 50 milyon gibi rakamları yakalamış, turizmde dünyada altıncı sıraya girmiş bir ülkeyiz. Temmuz itibariyle hız kazanmayı ümit ediyoruz. Salgının ilk başladığı Mart ayındaki dönemde Başkan Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde çok önemli tedbirler alındı. Bunlardan biri kısa çalışma ödeneğiydi, sektörün ekonomik olarak ayakta kalması için çok ciddi destekler verildi. Biz de iş ortamımızı bozmadan, işçiişveren el birliğiyle devletimizin desteğiyle bu süreci güzel bir şekilde atlattık. Turizm Bakanlığı ile bir sertifika programı başladı. 500'ü aşkın tesis bu sertifikayı almak için uluslararası akredite kurumlarına başvurdu. Bu işlemlerin birçoğu tamamlanmak üzere. Yeni bir düzene geçtik, bu düzen uzun bir süre geçerli olabilir. Tüm alanlarda gerekli dezenfeksiyonlar yapılacak. Ortak kullanım alanları sürekli kontrol altında olacak. Bireylerin de sosyal mesafe ve kurallara dikkat etmesi halinde sıkıntı olmayacak. İlk hedefimiz normalleşme süresince randımanlı bir düzene geçmek, bunu da 2021 sezonunda gerçekleştirebileceğiz. Yavaş bir geçiş olacak. Normalleşme süresince 2019 rakamlarımızı 2022'de tekrar yakalamayı ümit ediyoruz."
"GEÇEN SENEKİ RAKAMLARA ULAŞABİLİRİZ"
ALİ HAYDAR BOZKURT (TOYOTA TÜRKİYE
CEO'SU): "Bu yıla başlarken, geçtiğimiz yıla kıyasla daha iyi bir pazar rakamına ulaşma beklentimiz vardı. Pandemi ile üretim durdu. 3-4 ay gibi bir süre otomotiv sektörü için üretim tarafında hayat durdu. Bugün geldiğimiz noktada pazarda ötelenmiş bir talep var, ancak buna yetecek kadar üretim ve araç stoğu yok. Bu yıl sonuna kadar araç bulmak zor olacak gibi görünüyor. Yerli üretilen araçlarla ithal araçların bulunabilirliği arasında çok büyük farklar yok. Çünkü pandemiyle birlikte hem Türkiye'deki hem dünyadaki fabrikalarda üretim durdu. Geçtiğimiz yılı 479 bin adetle kapattık, bu yılki beklentimiz 550-600 bin arasındaydı. Bunlar pandemi öncesi yapılan tahminlerdi. Şu anda satabilir miyiz sorusundan çok, satacak araç bulabilir miyiz sorusu gündemde. Yıl sonuna kadar geçtiğimiz yılki pazar büyüklüğüne ulaşabiliriz gibi görünüyor. Tabii bu tahminleri bugünkü koşullara göre yapıyoruz, eğer ikinci bir dalga yaşanırsa o zaman başka senaryolar devreye girer.
"DİJİTALE YATIRIMIN ÖNEMİNİ GÖRDÜK"
ZEYNEP DOĞAN (GÜRMEN GROUP MAR-KALARDAN SORUMLU YÖNETİM KURU-LU ÜYESİ): "Bu dönemde üretimimize bir süre ara vermek zorunda kaldık ve sağlık çalışanlarımıza des-tek olabilmek için maske üretimine geçtik. Yaklaşık 500 bin maskeyi Sağlık Bakanlığı'na hibe ettik. Normalleş-me sürecine geçiş başladı, önce üretimimizi tedbirler-le başlattık, mağazalarımızı açtık. Bu dönemde sadece markalar değil, AVM'ler de hummalı bir çalışma içeri-sine girdi. Dijital mecralara yatırım yapmanın önemi-ni gördük. Tüketicinin motivasyonunu yukarı çıkaracak bir dil oluşturmaya başladık. Pandemiden önce de onli-ne için konuşuyorduk. Bu süreçte online tarafta iyi büyümeler elde ettik. Türkiye'nin yüzde 5-6 olan online'ın payının kısa bir süre içerisinde gelişmiş ülkelerde olduğu gibi 15-20 seviyelerine çıkabile-ceğini gördük. Online kanallarda en çok bakılan kategori damatlık ve smokindi. Mağazaların açıl-masıyla birlikte ciddi damatlık ve smokin tale-bi olduğunu gördük. Salgın süreci hayatımızda olan şeylerin adaptasyonunu çok hızlandırdı.
"MİSAFİRE ÖZEL MÜSTAKİL ALANLAR OLUŞTURUYORUZ"
UFUK GEZGİN (ELA QUALİTY RESORT BELEK HOTEL GENEL MÜDÜRÜ): "Henüz yurt-dışından yoğun misafir akışı başlamadı. Avrupa ve Rus-ya'da henüz istediğimiz hareketlilik başlamadı. Bu süreç-te Sağlık Turizm Sertifikası için devletimizin yayınlamış olduğu genelgeye uygun şekilde otellerimizde hazırlıkları-mızı tamamladık, personelimizi eğitmeye devam ediyoruz. Misafirlerimize özel müstakil yaşam alanları oluşturma-ya çalışıyoruz. Misafir geldiğinde diğer misafire çok fazla temas etmeden ortak alanlara çok fazla müdahil olma-dan kendi yaşadığı ünite içerisinde ailesiyle birlikte rahat bir şekilde tatil yapabilecek. Kendi yazlığınıza gittiğini-zi düşünebilirsiniz. Kendi havuzunuza gireceksiniz, resep-siyona uğramanıza gerek kalmayacak. Otelle-rimiz Avrupa'ya kıyasla daha geniş. Belek Bölgesi'ndeki otellerde odaların en küçü-ğü 35-40 metrekareden başlıyor. Avru-pa'da ise 15 metrekarede kalıyorsunuz. Açık büfede bazı değişiklikler yaşanacak. Eskiden açık büfede misafirler kendileri yemeklerini alıyordu, artık mutfak per-soneli hizmet edecek. Misafir için herhangi bir kısıtlama söz konu-su olmayacak. Bu durum otel-lerde yeni bir değişimin öncüsü olabilir. Hem hijyen standartla-rını sağlamış olacağız hem de israf etmemiş olacağız. Kişi-sel görüşüm her şey dahilin değişmeyeceği yönünde."