Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Türk ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde beklentileri aşarak yüzde 6.7 büyüdüğünü açıkladı. Prof. Dr. Kerem Alkin, "Türkiye'nin açıklanan 6.7 rekor büyümeyle dünyada Çin, Güney Kore ve Endonezya'dan sonra ilk dört ülke arasında olması Covid-19 belasına rağmen süper bir rakam. 2021 için umut verici" dedi. Türkiye ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde 6.7 gibi rekor bir büyümeyle dünya şampiyonu oldu. "16 Kasım'da ilk kez paylaştığım 3. çeyrek büyüme tahmin aralığım yüzde 5,5-6,1'di" diyen Prof. Dr. Kerem Alkin sözlerine şöyle devam etti: "Sanayi üretimi dışındaki, tarım gibi diğer öncü sektörlerin performansının göreceli olarak güçlü gelmesi halinde ise, 3. çeyrek büyüme oranının yüzde 7,29 bile açıklanma olasılığı da radardaydı. Bu nedenle, bu sabah sosyal medyada, TÜİK'in GSYH verileri açıklanmazdan 2 saat önce paylaştığım son yorumda, 3. çeyrek GSYH reel büyüme oranının yüzde 6,1'den 6,69'a kadar uzanabileceğini belirttim. Saat 10'da veri, yüzde 6,7 açıklanarak, çok sayıda ekonomistin yüzde 5 civarındaki büyüme tahminlerinin de ötesinde, yüzde 6,69'a uzanarak duyuruldu. Böylece, 1929 büyük buhranından bu yana dünya ekonomisinin karşılaştığı en ağır ekonomik krizin yaşanmasına sebep olan küresel pandemi döneminde, dünya GSYH'nda daralmanın yüzde -4,4, küresel ticaretteki daralmanın ise yüzde -10 beklendiği bir 2020'de, Türkiye bu yılı Çin, Endonezya ve Güney Kore ile birlikte pozitif kapatma olasılığı olan tek 4 ülke arasına girmeyi başardı."
ALIŞILMIŞIN DIŞINDA
Prof. Dr. Kerem Alkin "Bu başarı, 'neoliberallerin' savunduğu 'ortodoks', alışılmış, standart yaklaşım ve tedbirlerle değil; tersine 1929 büyük buhranının öne çıkardığı 'keynesyen' yaklaşımın savunduğu 'heterodoks', yani alışılmışın dışındaki tedbirlerle elde edildi. Çünkü, geniş bir ekonomist kesiminin farkında olup ta dillendirmediği esas konu, bu krizin, 1929 büyük buhranı gibi, aynı anda hem 'arz', hem de 'talep' şokunun, 'İkiz Şok'un yaşandığı bir kriz olması. İkiz şokta, aynı anda hem üretim ve arz, hem de tüketim ve talep kırılma yaşar. Neoliberal 'ortodks' tedbirlerle, büsbütün tüketim, talep üzerinde baskı oluşturursanız; bu durum üretim, arz ve istihdamla ilgili sorunu daha da derinleştirir. Reel sektördeki iflasları genişletir, işsizliği arttırır ve ülke ekonomisini içine düştüğü 'derin çukur'dan çıkarmak çok daha sosyal, toplumsal ve ekonomik maliyet ve çok daha fazla finansman gerektirir" görüşünü dile getirdi.
İYİ ÖZÜMSEYELİM
Prof. Dr. Alkin sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu nedenle, Türkiye bu zorlu süreci, ekonomiyi, üretimi 'durdurmamayı' başararak, bilhassa, İVME paketi gibi adımlarla, Türk ekonomisinin ithalata bağımlılığını azaltacak özel sektör yatırımlarını destekleyerek, daha fazla finansman imkanı sağlayarak; böylece 'enflasyon' ve 'cari açık'ta kalıcı iyileştirmeyi sağlayacak, fiyat ve finansal istikrarı sürdürülebilir kılacak adımları atarak yürüttü. Bugün, 2. çeyrekte, dünya ekonomisindeki ortalama yüzde 11'ler düzeyindeki daralmadan daha düşük bir daralmayla, pandeminin ilk şokunu yüzde -9,9 küçülerek, ardından da 3. çeyrekte yüzde 6.7'lik pozitif büyümeyle, küresel ölçekte yeni bir rekora Türkiye ekonomisi imza atabilmiş ise, bu 'heterodoks' tedbirlerle oldu. İlk çeyrekteki seri ve etkili tedbirlerle, yine yüzde 4,4 pozitif büyüme ile OECD'nin ve G20 ülkelerinin en yüksek büyüme oranını yaşayan Türkiye'nin, 2020'nin tümünü pozitif büyüme ile kapatma olasılığını, dünya ekonomisinde bizi pozitif ayrıştıracak önemli bir nokta olarak iyi özümseyelim ve içselleştirelim."
BEKLENTİLERİ GÜÇLENDİRDİ
Sanayi ve yatırımlardaki güçlü artış önümüzdeki döneme ilişkin beklentileri güçlendirdi. Türkiye'nin bu yılı büyüme ile tamamlayacak dört ülkeden biri olması bekleniyor. Dünya ekonomisine tarihinin en büyük krizlerinden birini yaşatan pandemiye rağmen ikinci çeyrekte yüzde 9.9 ile en az küçülen ülkelerden olan Türkiye, normalleşmenin başladığı üçüncü çeyreğe güçlü toparlanma ile damga vurdu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından dün açıklanan verilere göre, Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 6.7 ile yüzde 5 olan beklentilerin çok üstünde büyüdü. Hükümetin normalleşme döneminde aldığı teşvikler, kamu bankalarının finansman desteği, ertelenen talebin harekete geçmesi ve yatırım iştahındaki rekor artış, son 10 çeyreğin en hızlı büyüme performansının sergilenmesini sağladı. Ekonomi üçüncü çeyrekte ikinci çeyreğe göre de mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış olarak yüzde 15.6 büyüme gösterdi. Türkiye ekonomisinin büyüklüğü dolar bazında, 736 milyar dolar, TL cinsinden ise 4.7 trilyon lira oldu. Kişi başı milli gelir ise üçüncü çeyrek itibariyle 8 bin 773 dolar oldu. Analistler, dünya ekonomisinin yüzde 4.4 daralmasının beklendiği 2020'de, Türkiye'nin yılı pozitif büyüme ile tamamlayan 4 ülkeden biri olacağına dikkat çekti.
DÜNYADA BİRİNCİ SIRADA
Türkiye, üçüncü çeyrekte 51 ülke arasında en hızlı büyüyen ülke oldu. Şu ana kadar Türkiye'nin dışında sadece Çin, Tayvan ve Vietnam pozitif büyüme açıkladı. G20 ülkeleri arasında en başarılı büyüme performansını sergileyen ülke olan Türkiye ayrıca, Kovid-19 salgınına rağmen Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri arasında büyüme kaydeden tek ülke oldu. OECD ülkeleri yüzde 4.1 küçüldü. Söz konusu dönemde ekonomik daralma Avrupa Birliğinde yüzde 4.3, Euro Bölgesi'nde yüzde 4.4 şeklinde kayıtlara geçti. TÜİK verilerine göre toplam yatırımlar üçüncü çeyrekte yüzde 22.5 artarak büyümeye 5.2 puanlık katkı sağladı.
ORTAK AKILLA HAREKET EDECEĞİZ
HAZİNE ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, bu yılın üçüncü çeyreğinde elde edilen büyümede yurt içi talep artışının etkili olduğunu bildirdi. Elvan, "Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tüm kesimlerin sesine kulak verip, ortak akılla hareket edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ise "Hedefimiz, büyümeyi sağlıklı ve istikrarlı bir şekilde sürdürmek" dedi.
Fatih ŞENDİL