Bakır, kurşun, krom, demir ve kömür, 19. Yüzyıl sonlarında ortaya çıkan endüstriyel gelişim ile ihtiyaç duyulan temel madenler haline geldi. 20 yüzyılda ise gelişen teknoloji, petrol ve uranyum madenine olan ihtiyacı ortaya çıkardı. Dünya üzerinde bu madenlere hakim olmak içim savaşlar çıkarıldı, darbeler düzenlendi, suikastler yapıldı. 21. Yüzyılda gelişen uzay ve havacılık teknolojisi, hayatın her alanına yerleşen mikroçipler, yeşil enerji üretiminde kullanılan tüm makinalarda ve en önemlisi gelişen modern silah teknolojinde yeni madenlere ihtiyaç duyulmaya başlandı.
Bu yeni madenler dünyada çok az ülkede olduğu için yeni stratejik madenler olarak adlandırılmaya başlandı. Bor, NTE (Nadir Toprak Elementleri), Lityum, Toryum ve Gaz Hidrat bu madenlerin başlıcaları haline geldi.
VAZGEÇİLMEZ DEĞERDE
21. yüzyılda bor madeni cam sanayi, seramik, kimyasal temizlik ürünleri, tarımsal gübre, çelik sektörü, zırhlı araçlarda-uçaklarda- helikopterlerde-koruyucu yeleklerde zırh malzemeleri, uzay araçlarının gövde imalatlarında dayanıklılığın arttırılması ile yanıcı yüzeylerin ısıya dayanıklılığının yükseltilmesi ve en önemlisi nükleer santrallerde nötron tutucu olarak kullanılmaktadır. Dünya bor rezervlerinin yüzde 73'ü Türkiye'de bulunmaktadır. Kalan bor rezervleri sırasıyla Rusya, Güney Amerika ve ABD'dedir. Bor madeni saf halde bulunmaz, 200'e yakın mineralin içinde bulunur. Bu minerallerin çoğu ticari değildir. İçerisinde, kalsiyum iyonu bulunanlara kolemanit, sodyum bulunanlara boraks, ikisinin bir arada olanına da üleksit diyoruz. İşte içinde bor bulunan bu üç çeşit mineral ticari olarak değer taşıyanlardır. Bu üç mineralin hepsi bir arada ABD hariç diğer bor rezervi olan ülkelerde bulunmaz. Ancak ABD 'de bulunan minerallerin içerisinde bulunan bor oranı düşüktür. Türkiye'de üretilen madenlerin içerisindeki bor yüzdesi tüm ülkelerden daha yüksektir. Bor yataklarının en önemlileri Kırka-Eskişehir, Bigadiç-Balıkesir, Kestelek-Bursa, Emet-Kütahya'da bulunmakta olup 2840 sayılı yasa gereği üretimi devlet kuruluşu olan Eti Maden tarafından yapılmaktadır.
ANKARA'YA YENİ FABRİKA
Dünya'da 2021 yılı bor üretimi 4,27 milyon tondur. Bu üretimin yüzde 62'si Türkiye ve yüzde 23'ü ABD olmak üzere iki ana üretici tarafından karşılanmaktadır. Türkiye geçmiş yıllarda Bor madenini işlemeden cevher olarak satmaktaydı . Zaman içerisinde borun yaygınlaşan ve mevcut teknolojilere göre birinci basamak olarak niteleyebileceğimiz kimyasal işleme teknolojisi ile ara malı olarak "Borik Asit" ve diğer bazı kimyasal ürünleri üretmeye başladık. Borik asitin elektrik ark fırınında karbon ile işlenmesi sonuncunda ise "Bor Karbür" elde edilir. Bu da ikinci basamak işlem olarak kabul edilebilir. Cevher ve borik asit olarak sattığımız bor madenini işlenmiş bor karbür olarak yurtdışından çok pahalıya geri alıyorduk. Bu teknoloji dünyada sadece ABD, Almanya, İngiltere, ve Rusya'da (Sovyetler Birliği dağılınca fabrika Ukrayna'da kaldı) vardı. 2002 yılından önce Türkiye'de bulunan siyasi iktidarların ömrünün ortalama 2.5 yıl olması sebebiyle gerekli maden stratejilerini ve dış politika uygulamalarını sağlayamadıkları için Bor madeninin işlenmesi için gerekli olan teknolojiye yatırım yapılamadığı gibi yurtdışından da teknoloji transferi yapılamadı. Son yıllarda Güney Kore ve Çin bu teknolojiyi geliştiren ülkeler oldu. Türkiye Çin'le ortak 70 milyon dolar yatırımla Bandırma'da bor karbür fabrikası kuruyor. Fabrika 2022 yılı sonunda üretime başlayacak. Bu fabrikada üretilen bor karbür tozundan zırh üretecek fabrika Ankara'da üretime hazır hale geldi bile. Kayseri'de bir firma da bu konuda üretim yapmak için hazırlanıyor.
ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ VE YENİ ÜRÜNLER
BOR Madeni ile ilgili yeni teknolojiler ve ürünler geliştirmek için Bor Araştırma Enstitüsü BOREN kuruldu. BOREN'in Tübitak, üniversiteler ve özel şirketler ile yaptığı çalışmalar sonucunda bugüne kadar 38 ürün için patent müracaatı yapıldı, 3 ürün için ise patent müracaatına hazırlanılıyor. Bu çalışmalardan Çinko Borat (kablolarda, yanmaya dayanıklı boyalarda, kumaşlarda, elektrik/elektrotronik parçalarda, yanmaya dayanıklı halı kaplamalarda, otomobil/ uçak iç aksamlarında, tekstil ve kağıt endüstrisinde kullanılır ), Bor Nitrür (elmasa yakın sertliği vardır, ısıya ve aşınmaya dayanıklı bir malzeme olup uçak motoru ve aşınmaya müsait makinalarda kullanılır), Elementel Bor (roket ateşleyicileri ve patlayıcılarda yaygın olarak kullanılmakta olup metalürji uygulamaları, air-baglerde ve katı roket yakıtlarında enerjitik malzeme olarak kullanılır), MgB2 Süper İletken tozu (Mag-Lev trenleri, MRI cihazları, rüzgâr türbinleri, süperiletken mıknatıslar, güç aktarım sistemleri, elektrikli motorlar, arızalı akım kesme ünitelerinde kullanılır), Tarım Bor (Borlu gübre üretimi yapılmıştır. Ürünlerde yüzde15'e varan ürün artışı sağlamaktadır) ticari ürüne dönerek seri üretime başlamıştır. Çok yakında dünyada ilk kez bordan üretilen soğutma özellikli yangın söndürme tozu, süper kaymaz lastik, kurşunsuz radyasyon koruma kalkanı, zemin enjeksiyon malzemesi gibi ürünlerde seri üretime başlanacak. Tüm bunlara ilave olarak Bor cevheri kimyasal olarak işlenirken ortaya çıkan atık kilden Lityum Karbonat üretmeyi Türk mühendisleri başardı. Lityum üretim tesisleri Eskişehir'de kuruluyor. 10 yıl içerisinde tüm dünyada elektrikli araçlar yaygın hale gelecek, elektrikli araçların en önemli parçası bataryası ve batarya üretimi için gerekli maden de Lityum. Dünyada en çok Lityum rezervi Şili'de ve çok az ülkede az miktarda rezervi var. Şili çıkardığı Lityumu, cevher olarak tonunu 20 bin dolar fiyatla satıyor. Oysa ki işlendiğinde fiyatı en az 10 kat artıyor. Lityumu işleyerek batarya üreten ülkeler ise Çin, Güney Kore, Japonya ve ABD. Türkiye elektrikli yerli otomobil TOG'un üretileceği Gemlik'deki fabrikanın yanına Çinli Farasis firması ile 200 milyon dolar yatırım yaparak Avrupa'nın en büyük batarya fabrikalarından birisini kuruyor.
BATI'NIN ÇIKARLARINA UYMUYOR
MİLLİ Muharip Uçak ve milli helikopterlerimize güç verecek motorların üretiminde, katı yakıtlı füze motorlarına yakıt üretiminde kullanılması için çalışmalar yıllar önce başladı . Askerimizi koruyacak bir çelik yeleğin ağırlığı 20 kg'dır. Bor karbür zırh ile ağırlığı 7 kilograma inecek. Bir tank için kullanılan zırh çeliğinin ağırlığı 10 ton olup bor karbür zırh kullanıldığında zırhın ağırlığı yalnızca 3 ton olacak. Bor karbür zırh silahlarımızı hem teknolojik olarak üstün kılacak hem de dünyada var olan milyarlarca dolarlık silah ihracatından Türkiye pay alacak. Bunlardan daha da önemlisi Türkiye, bugün batının ambargo uygulayarak SİHA satmadığı çoğu dost ve kardeş ülkeye SİHA satarak bu ülkeler üzerindeki Batı hegamonyasını kırmıştır. Ürettiği bu yeni teknolojileri de dost ve kardeş ülkelerle paylaştığında ABD ve diğer ülkelerin baskısından kurtulmalarını kolaylaştıracak ve bağımsızlık yolunda önlerini açacaktır. Bu durum ABD başta olmak üzere batılı müttefiklerimizin hiç hoşuna gitmiyor. Çin'le fabrika yapılması için ilk imza atıldığında batılıların fonladığı STK ve basın kuruluşları ' Madenlerimiz Çin'e peşkeş çekiliyor ' diye bağırmaya başlamışlardı. İşte bağırmalarının gerçek sebepleri burada yatıyor. Çünkü stratejik bir maden olarak bor Türkiye'nin bölgesel güç olması yolunda önemli bir kaynak olacak. 2021 yılında 1 milyar dolar gelir elde edilen bor madeninden 2031 yılında 10 milyar dolar gelir elde edilecek.