Tıbbi kötü uygulamaların cezai boyutu
Konuk yazar Av. Öykü Duğles Baz yazdı.
- Ekonomi
- Giriş Tarihi: 12 Ekim 2022
Malpraktis hallerinde hastaların ve avukatların genel uygulaması tazminat davası açmanın yanı sıra savcılığa suç duyurusunda bulunmaktır. Neredeyse çoğu malpraktis hukuk davasının savcılık uzantısı olduğuna şahit oluruz. Hemen doktorlar ifadeye çağrılır ve kendilerini olayın niteliğine göre çoğunlukla kasten veya taksirle basit yaralamadan yargılanabilirlerdi. Fakat 27/05/2022 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7406 sayılı 'Türk Ceza Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun' ile başta hekimler olmak üzere sağlık çalışanlarının mesleğin icrası kapsamında uyguladıkları tıbbi tedavi, muayene vb. uygulamalar sebebiyle haklarında başlatılacak soruşturmalar Mesleki Sorumluluk Kurulu'nun iznine bağlanmıştır.
SORUŞTURMA İZNİ GEREKLİ
Nitekim bu yönetmelik kapsamında sağlık çalışanlarına yönelik soruşturma izninin verilmesi ve tazminat konularında yetkili Mesleki Sorumluluk Kurulu kurulmuştur. Anılan Yönetmeliğe göre özel hastaneler ile devlet hastaneleri arasında bir ayrım yapılmıştır. Özel hastanelerde mesleğini icra eden doktorlar için savcılıkta soruşturma izni Sağlık Bakanlığı'nca kurulan Mesleki Sorumluluk Kurulu'nun iznine tabidir. Fakat tüketici mahkemelerinde maddi ve/veya manevi tazminat davaları için arabuluculuk dışında bir şart veya kurul izni aranmamaktadır. Özel hastanelerde çalışan doktorlara tazminat istemi içeren hukuk davası eskisi gibi kurul izni olmadan açılabilmektedir. Fakat devlet hastanelerinde görevli doktorlar için hem savcılık soruşturması hem de tazminat davaları açılabilmesi için mesleki sorumluluk kurulunun izni gerekmektedir. İlgili yönetmelik çerçevesinde sağlık meslek mensupları hakkında soruşturma başlatılabilmesi için öncelikle Mesleki Sorumluluk Kurulu'nun izni gerekmektedir. Ceza muhakemesinde 'izin' bir muhakeme koşuludur. Dolayısıyla izne tabi kılınan suçlar bakımından, ilgili merci tarafından iznin verilmiş olması bir soruşturma koşuludur ve bu koşul gerçekleşmediği takdirde soruşturmaya başlanamayacaktır.
BİLİRKİŞİ HEYETİ RAPORU
Bu açıklamalar kapsamında, 7406 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği (27/05/2022) tarih itibariyle özel sağlık kurum ve kuruluşları ve vakıf üniversitelerinde görev yapan hekim ve diş hekimleri ile diğer sağlık meslek mensupları hakkında sağlık mesleğinin icrası kapsamında yaptıkları muayene, teşhis ve tedaviye ilişkin tıbbi işlem ve uygulamalar nedeniyle başlayacak veya devam eden bir soruşturma var ise, 'Mesleki Sorumluluk Kurulu'ndan izin alınması gerekir. Zira eğer izin alınmaksızın kamu davası açılması yoluna gidilirse, bu kez mahkemece, durma kararı verilerek Mesleki Sorumluluk Kurulu'ndan izin talebinde bulunulması gerekecektir. Yani olayın 27/05/2022 tarihinden önce vuku bulması kurulun izni olmadan yeni bir soruşturma açılacağı anlamına gelmemektedir. Peki, Mesleki Sorumluluk Kurulu özel hastanelerde çalışan doktorlar için soruşturma açılmasına veya devlet hastanelerinde çalışan doktorlar için soruşturma ve/veya tazminat davası açılmasına izin verip vermemeye nasıl karar vermektedir? Kurul kendi içerisinde bulunan üyelerle birlikte bir ön inceleme yapar ve olayın özeline göre gerekli görülmesi halinde uzmanlığı olan doktorlardan kurulan bir bilirkişi heyetinin raporuna başvurabilir ve bu raporun sonucuna göre karar verebilmektedir. Gelecek yazımda malpraktis davalarında yargı kararları ışığında maddi tazminat miktarlarının nasıl hesaplandığını anlatacağım.