Rusya-Ukrayna savaşının ardından AB ülkeleri, Rusya'ya çeşitli yaptırımlar uyguladı.
Dünya doğalgaz rezervinin yüzde 25'ine sahip Rusya ise doğalgaz ihracat kısıtlamalarıyla yaptırımlara cevap verdi. Bu durum dünyada önemli bir enerji krizi yarattı. Enerji Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (ENSİA) Başkanı Alper Kalaycı, bu krizin Türkiye'ye etkilerini ve alınması gereken önlemleri anlattı.
- Ukrayna-Rusya savaşıyla patlak veren enerji krizi hakkındaki düşünceniz nedir? Bu krizin boyutları sizce nereye ulaşır?
Savaş dokuz ayı geride bırakırken, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın tümünü derin bir enerji kriziyle baş başa bıraktı. ABD gibi enerjide tam bağımsız ülkeler de fiyat dengesizliklerinden kaynaklı sorunlar yaşıyor. Uluslararası güvenceye bağlı olan ve ülkelerin yönetimlerinden bağımsız uygulanan enerji kontratlarına olan güven büyük hasar gördü. Rusya, Avrupa'ya gaz tedarik ettiği kuzey akım boru hatlarından gaz akışını sudan sebeplerle durdurabiliyor.
Rus enerji şirketi, Avrupa ülkelerini kışın donduracağını ima eden sosyal medya paylaşımlarında bulunabiliyor.
Buna karşılık Avrupa ülkeleri Rus enerji şirketlerinin ülkelerindeki operasyonlarına kayyumla el koyabiliyor.
Bu gerginlik sona erse bile, ortaya çıkan güven bunalımını gidermek uzun sürecek.
- Küresel enerji krizi Türkiye'yi nasıl etkiler? Ülkemiz enerji noktasında Batı ve Rusya arasında bir köprü olabilir mi?
Bu noktada enerjide dışa bağımlılığımız dikkatimizden kaçmamalı.
2021'de 61.5 milyar metreküp doğalgaz tükettik. Bunun 32 milyar metreküpünü Rusya'dan gelen Mavi Akım ve Türk Akımı'ndan tedarik ediyoruz. Bağımlılığımız yüzde 50'nin üzerinde. Bu doğalgazın kesilmesiyle yaşanacak durumu düşünmek bile istemem. Elektrik üretimimizin üçte biri doğalgazdan yapılıyor.
Köprü olma konusunda ise Türkiye böyle bir görev üstlenemez. Zira biz enerjide yüksek oranda dışa bağımlıyız.
Enerjide fiyat belirleyici bir konuma, yani 'hub' olma aşamasına ulaşmış değiliz. Yapmamız gereken, doğalgazın özellikle elektrik üretimindeki payını süratle yüzde 10'lar seviyesine çekmek. Bunun için yüksek potansiyelimiz olan yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarını çok daha hızlı şekilde devreye almamız gerekiyor.
Ülkemizin 101 bin Megavat toplu kurulu gücü içinde 22 bin Megavata karşık gelen rüzgar, güneş, biyokütle ve jeotermal enerji kurulu gücümüz mevcut. Güneş ve rüzgarda 20'şer bin Megavat, Jeotermal ve Biyokütle'de ise 5'er bin MW olmak üzere 50 bin Megavatlık temiz enerji kurulu gücüne ulaşmamız kısa sürede mümkün.
Alper Kalaycı - Dünyanın karşı karşıya kalabileceği en büyük enerji krizi, enerjide alternatif yollar aramayı gerektirecek mi? Bu kriz yenilenebilir enerji kaynakları payının hızla artmasını sağlar mı?
Dünyadaki tüm ülkeler, yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarına artan bir ilgi gösteriyor. Bu durum elbette enerji krizi sonrasında artarak sürecek.
Zira ülkeler, bu alanda özellikle de Rusya gibi tek bir ülkeye olan yüksek oranlı bağımlılığın kendilerini nasıl bir ulusal sorunla baş başa bıraktığını gördüler. Enerjide bağımsız olabilen ülkeler, bu türden krizlerle çok daha kolay baş edebiliyorlar.
Bu enerji krizini atlatabilmek için atılması gereken adımlar nelerdir?
Ürettiğimiz her kilovat enerjinin, bunun karşılığı olan dövizin cebimizde kalması olduğunu unutmamalıyız. Türkiye bu alanda 15 yılda tüm dünyanın dikkatini çeken bir başarı öyküsü yazdı. Ancak 2021'de kapsamı ve içeriği değiştirilen yeni YEKDEM mekanizmasının olumsuz etkisinin sürdüğünü gözlemliyoruz. Söz gelimi jeotermal enerji kurulu gücümüz son bir yıldır adeta yerinde sayıyor. Bin 686 MW seviyesine çakıldık kaldık. Oysa yatırım ortamı iyileşse ve cazip hale gelse, jeotermal enerji kurulu gücümüzü bir anda 5 bin MW ve üzerine taşıyabiliriz. Yerin altında bir güneşimiz daha var ama farkında bile değiliz. Jeotermal enerjide her yıl 300- 400 MW kurulu gücü devreye alabilecek altyapıya, bilgiye, teknolojiye ve sermayeye sahipken, atılması gereken adımlar, yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarına yatırımı önceleyen, yatırımcıların önünü açan ulusal bir stratejiyle kurgulanmalıdır.
MERT ALPDÜNDAR / HAFTA BAŞI SOHBETLERİ