Ana iştigal konularının kurutulmuş domates üretimi ve ihracatı olduğunu, aynı zamanda sebze fidesi ürettiklerini anlatan Fade Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Ali Demir, 'Fade Gıda' isimli aile şirketlerinin faaliyetlerine 1995 yılında İzmir'in Kınık ilçesinde kiraladıkları küçük bir işletmede yıllık 7 ton kurutulmuş domates üretimi yaparak başladıklarını, ardından işlerine 2001 yılında Menemen'in Koyundere bölgesinde satın aldıkları 2 bin 206 metrekarelik tam teşekküllü fabrikalarında devam ettiklerini aktardı.
25 ÜLKEYE İHRACAT
Hade Biyoteknoloji Genel Müdürü Erdem Doğru, süs bitkileri ve meyve ağaçları için uyguladıkları bitki teknolojisi yöntemi ve bitki büyütme odaları hakkında bilgiler verdi. Klonlanması için getirilen bitkiyi virüs, bakteri ve mantar gibi hastalıklardan arındırmak için özel bir laboratuvar ortamında çalıştıklarını, bu yöntemle hastalıksız ve kaliteli binlerce bitki kökü elde edebildiklerini ve bu yöntemin fide üretim sürecini de kısalttığını söyledi. İlk yurtdışı ihracatlarına 2002 yılında başladıklarını, bugün ise yıllık 20 bin ton üretim yapıp, ürünlerinin yüzde 100'ünü kendi ihraç eden bir işletme haline geldiklerini ifade eden Demir, "Aynı zamanda sebze fidesi üretiyoruz. Kurutulmuş domateste 'Tohumdan sofraya' sloganımız var. Ürünlerimizi tohumdan sofraya her aşamasını izleyebilen ender şirketlerden biriyiz. AB ülkeleri ve Amerika başta olmak üzere şuan 25'in üzerinde ülkeye, yani aklınıza ne kadar ülke geliyorsa ihracat yapıyoruz" ifadelerini kullandı.
Hade Biyoteknoloji'de klonlama yöntemi ile bitkinin en kuvvetli hücresini alıp kopyaladıklarından bahseden Demir, "Eskiden güzel bir meyve ağacı bulduğumuzda dalını kırar, onu sarardık, aşılardık. Şimdi öyle bir yöntemde homojen bitki elde etmek, homojen meyve elde edebilmek zor. Onun performans açısından ağaca dönmesi, meyve vermesi çok uzun seneler alıyor. Bu sistemde hem fidan haline dönüştürmek, hem o dönüştürülen fidanın meyve verir hale gelmesi normaline göre daha kısa sürüyor ve daha iyi, daha homojen meyveler alıyorsunuz. Çünkü klonlama yöntemi ile yapıldığı için biz o bitkinin en kuvvetli hücresini alıyoruz ve onu kopyalamak suretiyle yaptığımız için hastalıktan ari oluyor. Sağlı klı bitkiler elde ettiğimiz için ilaç kullanımına gereksinim kalmıyor. Laboratuvarımızda yoğun bakım ünitelerinde kullanılan temiz hava sistemleri, hepa filtreler, full hijyen odalar mevcut. İnsan sağlığını olumsuz etkileyecek bir durum yok, bilakis tam organik" diye konuştu.
KLON ANAÇ YÖNTEMİ
Tesislerinde aynı zamanda tam otomasyonlu, özel yazılımlı bilgisayarlarla kontrol edilebilen, meteoroloji istasyonlu akıllı seralar kurup, sebze fidesi üretimine başladıklarını aktaran Demir, "Sadece domates işi yapmayalım. Çiftçilerimizin ayrıca biber, karnabahar, brokoli gibi sebze ekim dikimleri oluyor, onlara da hizmet edelim derken fideci olduk. Şuan Türkiye'nin en modern seralarına sahip, sebze fidesi üreten firmayız. Seralarımızda ısıtma, soğutma, sulama, gübreleme ve ilaçlama hepsi otomatik yapılır. Bizim kadar yüksek teknolojiyi kullanan yoktur ya da sayılıdır diye düşünüyorum" diye konuştu.