Tam 28 sene boyunca, gündelik işleri yapmak için gittiği evde, hasta ve yaşlı kadına da bakan B.Z, bir gün dahi SSK piriminin yatırılmadığını görünce İş Mahkemesi'nin yolunu tuttu. Davalının ev ve eczane temizliği ile annesinin bakım hizmetlisi olarak gece geç saatlere kadar çalışmasına rağmen çalışmasının SGK'ya bildirilmediğini belirterek hizmet tespiti talep etti.
DEVREYE YARGITAY GİRDİ
Davalı iş kadını ise taraflar arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığını, davacının yeşil kart hamili olduğunu, annesinin evinde bir süreliğine misafir olarak kaldığını öne sürdü. İş Mahkemesi, davanın reddine hükmedince davacı kararı istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi, itirazı geri çevirdi. Davacı B.Z., bu kez kararı temyiz edince devreye Yargıtay 10. Hukuk Dairesi girdi. Kararda; ev hizmetlerinde meşgul olanların ücretle ve sürekli olarak çalışmaları halinde sigortalı sayılabileceği belirtildi. Emsal olacak mahkeme kararında, "Sigortalı sayılmak için, ücret ve sürekli çalışma birlikte aranır. Bir işin ev hizmeti sayılabilmesi için yapılan işin evde gündelik yaşamın gerektirdiği faaliyetler kapsamında ev yaşamının gündelik, olağan ihtiyaçlarını karşılayan işlerdir" denildi. İş Mahkemesi'nin yeterince araştırma yapmadığının vurgulandığı Yargıtay 10. Hukuk Dairesi kararında, davacı kadının sürekli çalışıp çalışmadığının tanık ifadeleriyle ortaya çıkarılması gerektiğine dikkat çekti. Karar metninde, "Eldeki davada, tüm dosya kapsamına göre davacının davalıya ait ev ve eczanede temizlik işine gittiği anlaşılmakta olup bozma öncesi dinlenen tanıklar tekrar dinlenmelidir. Ayrıca eve ve eczaneye komşu işyeri ve apartmanlarda uzun yıllar oturan ya da yakın yerlerde kayıtlara geçmiş çalışanlar tespit edilip tanık sıfatıyla beyanlarına başvurulmalı. Kargo teslimlerinin hangi gün ve saatte yapıldığı araştırılmalı, bu şekilde çalışmanın kısmi veya tam zamanlı çalışmayı gerektirip gerektirmediği yöntemince araştırılmalı" ifadeleri kullanıldı.