Tüm dünyayı etkisi altına alan iklim değişikliğinin ekonomiye olan etkilerini Yeni Asır'a anlatan Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve MHP 27. Dönem İzmir Milletvekili Prof. Dr. Hasan Kalyoncu, önemli açıklamalar yaptı. Hava olaylarındaki düzensiz değişimler, sıcaklıklarda yaşanan kalıcı yükselişler ve yağış düzenindeki değişikliklerin ekonomik büyümeyi etkilediğini belirten Prof. Dr. Kalyoncu, "Hava olaylarında meydana gelen değişimler tarımsal üretimi doğrudan etkilemekte ve büyük çapta kayıpların olmasına sebep olmaktadır. Ekim ve hasat zamanlarında kayma, aşırı sıcaklar ve aşırı soğuklarla üretimin zarar görmesi, ani ve sık görülen don olayları, aşırı buharlaşma, su kaybı, kuraklık ve su kıtlığı sorunları tarım sektörünü doğrudan etkileyerek ekonomi üzerinde çok büyük olumsuzluklara neden olacaktır" diye konuştu.
FİYAT ARTIŞLARI YAŞANIR
Üretimin azalması nedeniyle tarım ürünlerinin fiyatlarının artışına neden olurken aynı zamanda gıda güvenliğini riske sokabilecek, gıda tedarik zincirinde sorunlara neden olarak açlık ve kıtlık riskini de beraberinde getireceğini söyleyen Kalyoncu, "Aynı zamanda sanayi üretimi için gerekli olan hammadde girdilerinin tedarik edilememesine de neden olabileceği açıktır. Artan sıcaklar ve ani sıcaklık düşüşleri ile birlikte meydana gelen afetler ile işgücü verimliliğinin azalmasına da neden olabilecektir. Sermaye stokunun gerilemesine ve insan sağlığına zarar verilmesine neden olarak, sağlık sektörü, yatırımlar ve çıktı düzeyleri üzerinde doğrudan ve oldukça önemli makroekonomik etkiler meydana getirebilme potansiyeline sahiptir" dedi.
DENİZ SEVİYESİ YÜKSELİR
Deniz seviyelerinde yükselme ve fırtına şiddetlerinde meydana gelen artışın kıyı şehirlerini oldukça önemli düzeyde etkileyeceğini belirten Kalyoncu, "Bu durum turizm tesislerini ve kültürel varlıkları tehdit edecektir. En iyimser senaryoda yüzyılın ortalarına kadar 50-60 cm ve yüzyılın sonlarına doğru 1 metre civarında deniz seviyelerinde artış öngörülmektedir. Fakat bu değerin üzerinde de yükselme olabileceği de ifade edilmektedir. Bu düzeyde artışlar fırtınalı havalarda deniz suyunun 100 metre kadar içeri girebileceği bir durum ortaya koymaktadır. Bu etkiler şehirlerde ekonomik zararlara sebebiyet verirken tarım sektöründe de çok büyük etkilere neden olacaktır" dedi.
TURİSTLER EGE'YE GELECEK
Sıcaklık değerlerinde meydana gelen artışı turizm bölgelerini de etkileyeceğini anlatan Kalyoncu, "Akdeniz sahilinde oluşan aşırı sıcaklık artışları deniz turizmini yaz aylarında olumsuz etkileyecek, deniz turizmi Ege ve Karadeniz bölgesine doğru bir kayma gösterecektir. Bunun yanında deniz turizmi sezonunda Akdeniz bölgesinde değişim ve uzamaya sebep olacaktır. Turizm planlaması bu değişimlere göre planlanmaz ise çok büyük ekonomik kayıpları beraberinde getirecektir. Bugün yazları soğuk olan kuzey bölgelerinde sıcaklık artışları bu bölgeleri deniz turizmine uygun hale getirebilecek ve Türkiye'yi tercih eden turistlerin bu bölgelere kayabilmesi de söz konusudur. Ayrıca kar yağışında meydana gelen azalma ve düzenli kar yağışlarının olmaması kış turizmini gelecekte bitme noktasına getirebilecektir" diye konuştu.
TARIMI TEHDİT EDECEK
Aşırı sıcak dalgaların insan hayatını tehdit ederken sağlık sektörü üzerinde de büyük baskı oluşturacağını belirten Kalyoncu, "İklim değişikliği sonucu meydana gelen afetler salgın hastalıklara kapı aralamaktadır. Salgınların oluşumu ekonomik gelişmeyi doğrudan etkilemektedir. Aynı zamanda hem karasal hem de denizlerde hastalık etmenleri ve istilacı türler sağlık ve tarım ürünleri açısından büyük tehdit oluşturmaktadır. İklim değişimi sebebiyle meydana gelen afetlerde yaşanan ekonomik kayıplar da her geçen yıl daha da artış göstereceği de açıktır" dedi.
ALINMASI GEREKEN ACİL ÖNLEMLER
İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı alınacak önlemler konusunda bilgi veren Prof. Dr. Kalyoncu, "Öncelikle karbon emisyonlarının azaltılmasına değil uyum üzerine odaklanmak gerekir. Çünkü emisyonu sıfırlasak dahi dünya çapında önlem alınmadığı sürece olumsuzluklar ülkemizi de etkiler. Uyum faaliyetleri kapsamında sıcaklık değişimlerinin kısa, orta ve uzun vadede hesaplanmalıdır. Deniz seviyesinin yükselmesine karşı bariyer, dolgu gibi mühendislik uygulamaları planlanıp riskli alanlar belirlenmelidir. 11. Kalkınma Planına benim önerimle dahil edilen iklim değişikliğine bağlı tarımda ürün desen değişiminin planlanması, yeraltı barajlarının oluşturulması ve istilacı türlerle mücadele eylem planları hassasiyetle uygulanmalı. Tarım ürünlerinde soğuk hava zinciri planı, tahıl depo alanlarının gözden geçirilmeli. Suda sıfır kayıp kampanyası hassasiyetle uygulanmalıdır" dedi.
TOLGA TEKİN / ÖZEL RÖPORTAJ