Bakan Yumaklı, Turkuvaz Medya tarafından düzenlenen "4. Türkiye Tarım Zirvesi"ndeki konuşmasında Türkiye'nin, birçok farklı bölgesinde çok çeşitli ürünler üretebilen eşsiz bir ülke olduğunu dile getirerek, yeterlilik konusunda çalışma yapmaya devam ettiklerini söyledi.
Konuşmasında "Türkiye'de tarım bitti." iddialarına yanıt veren Yumaklı, şunları kaydetti:
"Türkiye hem bugünkü mevcut haliyle, toprak, iklim yapısıyla, tarımsal üretime elverişli haliyle içerideki ihtiyaçları büyük oranda karşılayan ve ihtiyacının üzerindekileri de ihraç edebilen bir ülke. Bunu yeterli görecek miyiz? Elbette görmeyeceğiz. Yeterliliklerimizi artırmak için birçok yapısal değişimi 2024 itibarıyla hayata geçirdik. 'Tarım bitti, Türkiye olarak hiçbir şey yapamıyoruz' diyenlere birkaç rakamla cevap verelim; Türkiye 2023 yılını 139 milyon tonluk bitkisel üretimle kapattı, bu rakam Cumhuriyet tarihinin rekoru. Bu rakamlar tarım bitti diyenlere gereken cevaptır. Önemli olan sürdürülebilirliği sağlamak. İhtiyacımız olanlarda yeterlilik oranlarımızı artıracak yapısal dönüşümleri yapmak için çalışıyoruz."
Yumaklı, 2024 yılının ocak ayında bitkisel ve hayvansal üretim için üretim planlamasına geçtiklerini, Şubat 2024'te 5 yıllık hayvansal üretim yol haritasını açıkladıklarını, 1 Eylül 2024 itibarıyla da Türkiye'de bitkisel üretim planlamasının startını verdiklerini aktardı.
Türkiye'nin tarımsal üretim potansiyelini artırmak için yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Yumaklı, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Ülke olarak sürdürülebilir bir tarım yapmamız gerekir, hayvansal üretimde üretmiş olduğumuz ürünleri verimli üretmemiz gerekir, üretmiş olduğumuz ürünleri kaliteli üretmemiz gerekir, bütün bunları yaparken kayıtlılık esasını birinci plana koymamız gerekir. Çünkü ölçebiliyor olmanız, analizi analiz edebiliyor olmanız gerekir. En sonda sektöre yatırım yapmanız gerekir, yatırım derken sadece parasal yatırımdan bahsetmiyorum, bilgi birikiminde de yatırım yapmamız gerekiyor. Üretimi yeniden geliştirmek, çoğaltmak, artırmak hamlesidir bunların hepsi.Türkiye'de halihazırda bu ülkenin bütün insanlarının gıdasını temin etmek için gecesini gündüzüne katan bütün üreticilerimize de şükranlarımı iletmek istiyorum."
Bakan Yumaklı, başlatılan üretim planlamasına ilişkin bilgi verdi. Üretim planlamasının şikayetlere çözüm olacak şekilde yapıldığını, üretim planlamasına konu olan ürünlerin Türkiye'deki üretim alanlarının yüzde 77'sini kapsadığını bildirdi.
Kendine özgü kanunları olan şeker pancarı gibi ürünlerin de bu üretim planlaması kapsamına girdiğini aktaran Yumaklı, peyderpey ürünleri bu planlamaya dahil edeceklerini dile getirdi.
"KIRMIZI ET ÜRETİMİNDE BİZİM YETERLİLİĞİMİZ YÜZDE 95'LER, ARADAKİ YÜZDE 5 İÇİN İTHALAT YAPILIYOR"
Yumaklı, Tarımsal Üretim Planlaması çerçevesindeki destekler konusunda bilgi verdi.
Tarımsal destekler, sözleşmeli üretimin üretim planlamasını destekleyici hale bürünmesi, tarımsal krediler, hibe destekli uluslararası fon da dahil bazı kırsal kalkınma projelerinin hepsinin üretim planlamasına yönlendirildiğini vurgulayan Yumaklı, destekler kapsamında yapılan çalışmalardan bahsetti.
Et ithalatına ilişkin soruyu yanıtlayan Yumaklı, "Kırmızı et üretiminde bizim yeterliliğimiz yüzde 95'ler, aradaki yüzde 5 için ithalat yapılıyor. Sadece bu yüzde 5 için değil, aynı zamanda piyasada herhangi bir şekilde arz ya da taleple bağlantılı olmaksızın fiyat hareketlerini oluşturmak isteyenler olabiliyor. Hatta genel olarak fahiş düzenleme ile ilgili bir yasal düzenleme çıktı. İthalatta konuyu ikiye ayıralım; birincisi ihtiyaçla alakalı, ikincisi piyasa regülasyonu ile alakalı. İhtiyaç neredeyse devlet orada gereken regülasyonu sağlayarak bu ithalatı yapacak ancak bu sürdürülebilir değil. Eğer biz içeride potansiyelimiz olan üretimi artırmak ile ilgili Şubat 2024'ten itibaren hakkıyla uygulamazsak burada süre vermemin bir anlamı yok." değerlendirmesinde bulundu.
"SADECE HAYVANSAL ÜRETİMDE DEĞİL, BİTKİSEL ÜRETİMDE DE 360 DERECE BİR ÜRETİM SEFERBERLİĞİ BAŞLATTIK"
Çok sayıda imkana sahip ülke olarak, bu potansiyeli kullanarak ihtiyaçları karşılamak için çalışılmaması durumunda sıkıntılar yaşanacağının altını çizen Yumaklı, et ve diğer tüm ürünlerle ilgili hem verimli hem de kaliteli üretim yapılması için gereken tüm çalışmaları yaptıklarını anlattı.
Özellikle çok hızlı şekilde üretimin oluşabilmesi için Et ve Süt Kurumu ile TİGEM arasında yapılan çalışmalara işaret eden Yumaklı, sadece hayvansal üretimde değil, bitkisel üretimde de 360 derece üretim seferberliği başlattıklarını dile getirdi.
"KASIM SONUNA KADAR 1 MİLYON 200 BİN CİVARINDA DENETİM YAPTIK"
Taklit ve tağşiş konusuna da değinen Yumaklı, şu bilgileri verdi:
"Burada asıl hedef açıklamak değil, zaten denetimi yapıyoruz, idari yaptırımları neyse cezası ya da suç duyurusu bunlar yapıldıktan sonra zaten açıklanıyor. Önce açıklayıp sonra işlem yapmıyoruz. Güvenilir gıdaya ulaşmak insanların en doğal hakkı. Kasım sonuna kadar 1 milyon 200 bin civarında denetim yaptık, bunların içerisinden yüzde 1,8 oranında uygunsuzluk tespit edildi. 100 kişi ise sadece iki kişisi bunu yaptı geri kalan 98 kişi işini doğru yapıyor demektir, bunlara da buradan teşekkür etmek gerekir. 452 savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Bu denetimler devam edecek. Problemleri yakalayalım ceza keselim derdinde değiliz, biz iyileştirmek istiyoruz. Türkiye'de 725 bin gıda işletmesi var yani biz bunların hepsinin mutlaka senede bir kez denetleyeceğiz, uygunsuzluk tespit ettiklerimize birden fazla gideceğiz, onların süreçlerini düzeltmesini temin edeceğiz ve belli bir süre sonra da onları bu listeden çıkaracağız. Kim olduğuna bakmaksızın markasının ne olduğuna bakmaksızın vatandaşın güvenilir gıdaya ulaşma hakkını ihlal eden kim varsa hiç kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız."
"TÜRKİYE'NİN İHTİYAÇ ETTİĞİ ANCAK GERİ DÖNEN ÜRÜN ORANI MAKSİMUM BİNDE 1 İLE BİNDE 2 ARASINDA"
İhraç edilen ürünlerin gümrükten geri dönmesine ilişkin iddialara da yanıt veren Yumaklı, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Hepimiz için bu önemli bir konu. Buradaki hassasiyet bizim de hassasiyetimiz. Olaya sadece ihraç edilen ürünlerin gümrük kapılarından geri dönüp dönmemesi çerçevesinde bakmamak gerek. Bizim özellikle pestisit yani zirai ilaç konusundaki denetimlerimiz sadece gümrük kapılarında yapılan bir denetim değil. Toplamı temsil edecek şekilde üretim alanlarında, hal girişlerinde yoğun bir denetim olur, son tüketim noktalarında denetim olur, ihraç edilen ürünler için de gümrüklerde analiz olur. Bu analizler hem kamu laboratuvarlarında olur hem de özel laboratuvar da olur. Bu laboratuvarlar içerisinde de işlerini iyi yapmayanlar sebebiyle de bazı sorunlarla karşılaşıyoruz, o laboratuvarlarla ilgili de gerekeni yapıyoruz.
Herhangi bir şekilde yurt dışından geri dönen ürünlerin hepsi de pestisit sebebiyle geri dönmez, aynı zamanda bu aflatoksin dediğimiz benzeri bazı kendinden sonrasında oluşan küflenme nedeniyle dönenler de olabiliyor, bunların oranı yarı yarıya neredeyse. Türkiye'nin ihtiyaç ettiği ancak geri dönen ürün oranı maksimum binde 1 ile binde 2 arasında. Bunların hepsi pestisit sebebi ile değil. Gerekçesi ne olursa olsun geri dönen hiçbir ürünün biz içeride satışına izin vermiyoruz, imha ediyoruz. Standartlarda, analizlerde tam uyum halinde olduğumuz Avrupa Birliği'nin tüketmediği herhangi bir şeyin Türkiye'de tüketilmesine izin vermiyoruz."
Bakan Yumaklı, bakanlığın bilinçlendirme, yönlendirme, ilaç denetimi konularındaki çalışmasının bugüne dek olduğu gibi bugünden sonra da devam edeceğini anlattı.