Turkuvaz Medya Grubu tarafından düzenlenen 4. Türkiye Tarım Zirvesi Turkuvaz Merkezi'nde yapıldı. Zirveye katılan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı A Para Yayın Koordinatörü Özlem Doğaner ve Sabah Gazetesi Ekonomi Müdürü Dilek Güngör'ün sorularını cevapladı. Bakan Yumaklı, gümrükten geri dönen ürünlere ilişkin, "Gerekçesi ne olursa olsun geri dönen hiçbir ürünün biz içeride satışına izin vermiyoruz, imha ediyoruz. Standartlarda, analizlerde tam uyum halinde olduğumuz Avrupa Birliği'nin tüketmediği herhangi bir şeyin Türkiye'de tüketilmesine izin vermiyoruz" dedi.
YOĞUN BİR KONTROL SÖZ KONUSU
Bu konudaki iddiaları yalanlayan Bakan Yumaklı şunları söyledi: "Hepimiz için bu önemli bir konu. Buradaki hassasiyet bizim de hassasiyetimiz. Olaya sadece ihraç edilen ürünlerin gümrük kapılarından geri dönüp dönmemesi çerçevesinde bakmamak gerek. Bizim özellikle pestisit yani zirai ilaç konusundaki denetimlerimiz sadece gümrük kapılarında yapılan bir denetim değil. Toplamı temsil edecek şekilde üretim alanlarında, hal girişlerinde yoğun bir denetim olur, son tüketim noktalarında denetim olur, ihraç edilen ürünler için de gümrüklerde analiz olur. Bu analizler hem kamu laboratuvarlarında olur hem de özel laboratuvar da olur. Bu laboratuvarlar içerisinde de işlerini iyi yapmayanlar sebebiyle de bazı sorunlarla karşılaşıyoruz, o laboratuvarlarla ilgili de gerekeni yapıyoruz."
İÇERDE SATIŞA İZİN YOK
"Herhangi bir şekilde yurt dışından geri dönen ürünlerin hepsi de pestisit sebebiyle geri dönmez, aynı zamanda bu aflatoksin dediğimiz benzeri bazı kendinden sonrasında oluşan küflenme nedeniyle dönenler de olabiliyor, bunların oranı yarı yarıya neredeyse" diyen Yumaklı şöyle devam etti: "Türkiye'nin ihtiyaç ettiği ancak geri dönen ürün oranı maksimum binde 1 ile binde 2 arasında. Gerekçesi ne olursa olsun geri dönen hiçbir ürünün biz içeride satışına izin vermiyoruz, imha ediyoruz. Standartlarda, analizlerde tam uyum halinde olduğumuz Avrupa Birliği'nin tüketmediği herhangi bir şeyin Türkiye'de tüketilmesine izin vermiyoruz." Bakan Yumaklı, bakanlığın bilinçlendirme, yönlendirme, ilaç denetimi konularındaki çalışmasının bugüne dek olduğu gibi bugünden sonra da devam edeceğini anlattı.
DENETİMLER DEVAM EDECEK
Taklit ve tağşiş konusuna da değinen Yumaklı, şu bilgileri verdi: "Burada asıl hedef açıklamak değil, zaten denetimi yapıyoruz, idari yaptırımları neyse cezası ya da suç duyurusu bunlar yapıldıktan sonra zaten açıklanıyor. Önce açıklayıp sonra işlem yapmıyoruz. Güvenilir gıdaya ulaşmak insanların en doğal hakkı. Kasım sonuna kadar 1 milyon 200 bin civarında denetim yaptık, bunların içerisinden yüzde 1,8 oranında uygunsuzluk tespit edildi. 100 kişi ise sadece iki kişisi bunu yaptı geri kalan 98 kişi işini doğru yapıyor demektir, bunlara da buradan teşekkür etmek gerekir. 452 savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Bu denetimler devam edecek. Problemleri yakalayalım ceza keselim derdinde değiliz, biz iyileştirmek istiyoruz. Türkiye'de 725 bin gıda işletmesi var yani biz bunların hepsinin mutlaka senede bir kez denetleyeceğiz, uygunsuzluk tespit ettiklerimize birden fazla gideceğiz, onların süreçlerini düzeltmesini temin edeceğiz ve belli bir süre sonra da onları bu listeden çıkaracağız. Kim olduğuna bakmaksızın markasının ne olduğuna bakmaksızın vatandaşın güvenilir gıdaya ulaşma hakkını ihlal eden kim varsa hiç kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız."
SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM YAPILMALI
Bakan Yumaklı, 2024 yılının ocak ayında bitkisel ve hayvansal üretim için üretim planlamasına geçtiklerini, Şubat 2024'te 5 yıllık hayvansal üretim yol haritasını açıkladıklarını, 1 Eylül 2024 itibarıyla da Türkiye'de bitkisel üretim planlamasının startını verdiklerini aktardı.
SEKTÖRE YATIRIM ŞART
Türkiye'nin tarımsal üretim potansiyelini artırmak için yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Yumaklı, "Ülke olarak sürdürülebilir bir tarım yapmamız gerekir, hayvansal üretimde üretmiş olduğumuz ürünleri verimli üretmemiz gerekir, üretmiş olduğumuz ürünleri kaliteli üretmemiz gerekir, bütün bunları yaparken kayıtlılık esasını birinci plana koymamız gerekir. Çünkü ölçebiliyor olmanız, analizi analiz edebiliyor olmanız gerekir. En sonda sektöre yatırım yapmanız gerekir, yatırım derken sadece parasal yatırımdan bahsetmiyorum, bilgi birikiminde de yatırım yapmamız gerekiyor. Üretimi yeniden geliştirmek, çoğaltmak, artırmak hamlesidir bunların hepsi.Türkiye'de halihazırda bu ülkenin bütün insanlarının gıdasını temin etmek için gecesini gündüzüne katan bütün üreticilerimize de şükranlarımı iletmek istiyorum" dedi.
'KESİNTİSİZ BÜYÜDÜK'
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, tarım ve ormancılık sektörünün son 5 çeyrektir kesintisiz büyüdüğünü belirterek, "Özellikle bu yıl içindeki sektörümüzün büyüme hızı umut verici" dedi. Türkiye ekonomisinin 2024'ün üçüncü çeyreğinde yıllık bazda yüzde 2,1 büyüdüğünü hatırlatan Yumaklı, tarım sektörünün, zincirlenmiş hacim endeksi olarak, geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 4,6 büyüme kaydettiğinin altını çizdi.
BÜYÜME HIZI UMUT VERİCİ
Yumaklı, "Bu rakamla tarım ve ormancılık sektörü son 5 çeyrekte kesintisiz bir büyüme performansı göstererek ülkemizin kalkınmasına önemli katkıda bulundu. Özellikle bu yıl içindeki sektörümüzün büyüme hızı umut verici. Emeği geçen üreticilerimize ve sektörümüze teşekkür ediyorum" dedi.
KIRMIZI ETTE YETERLİLİK YÜZDE 95
Et ithalatına ilişkin soruyu yanıtlayan Yumaklı, "Kırmızı et üretiminde bizim yeterliliğimiz yüzde 95'ler, aradaki yüzde 5 için ithalat yapılıyor. Sadece bu yüzde 5 için değil, aynı zamanda piyasada herhangi bir şekilde arz ya da taleple bağlantılı olmaksızın fiyat hareketlerini oluşturmak isteyenler olabiliyor. Hatta genel olarak fahiş düzenleme ile ilgili bir yasal düzenleme çıktı. İthalatta konuyu ikiye ayıralım; birincisi ihtiyaçla alakalı, ikincisi piyasa regülasyonu ile alakalı. İhtiyaç neredeyse devlet orada gereken regülasyonu sağlayarak bu ithalatı yapacak ancak bu sürdürülebilir değil. Eğer biz içeride potansiyelimiz olan üretimi artırmak ile ilgili Şubat 2024'ten itibaren hakkıyla uygulamazsak burada süre vermemin bir anlamı yok" değerlendirmesinde bulundu.
'BİTKİSEL ÜRETİMDE TARİHİ REKOR KIRDIK'
Konuşmasında "Türkiye'de tarım bitti" iddialarına yanıt veren Bakan İbrahim Yumaklı, şunları kaydetti: "Türkiye hem bugünkü mevcut haliyle, toprak, iklim yapısıyla, tarımsal üretime elverişli haliyle içerideki ihtiyaçları büyük oranda karşılayan ve ihtiyacının üzerindekileri de ihraç edebilen bir ülke. Bunu yeterli görecek miyiz? Elbette görmeyeceğiz. Yeterliliklerimizi artırmak için birçok yapısal değişimi 2024 itibarıyla hayata geçirdik. 'Tarım bitti, Türkiye olarak hiçbir şey yapamıyoruz' diyenlere birkaç rakamla cevap verelim; Türkiye 2023 yılını 139 milyon tonluk bitkisel üretimle kapattı, bu rakam Cumhuriyet tarihinin rekoru. Bu rakamlar tarım bitti diyenlere gereken cevaptır. Önemli olan sürdürülebilirliği sağlamak. İhtiyacımız olanlarda yeterlilik oranlarımızı artıracak yapısal dönüşümleri yapmak için çalışıyoruz."
TARIM BİR ÜLKENİN GELECEĞİDİR
Turkuvaz Medya Grubu tarafından dün 4.Türkiye Tarım Zirvesi organize edildi. Zirvede düzenlenen 'Tarımda Yeni Dönem: Üretim Planlaması ve Yeni Destek Modeli' panelinde üretimdeki yenilikler masaya yatırıldı.
Takvim Gazetesi Ekonomi Müdürü Faruk Erdem moderatörlüğünde gerçekleştirilen "Tarımda Yeni Dönem: Üretim Planlaması ve Yeni Destek Modeli" paneli Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürü Osman Yıldız, TÜSEDAD Yönetim Kurulu Başkanı Sencer Solakoğlu ve Çukurova Üniversitesi Tarım Ekonomisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aykut Gül'ü ağırladı.
TARIMDA SESSİZ DEVRİM
Osman Yıldız, tarımda yaşanan köklü dönüşümleri "sessiz devrim" olarak nitelendirdi. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın öncelikli hedeflerinden birinin, hem üreticiyi korumak hem de tüketiciye sağlıklı ve güvenilir ürünler sunmak olduğunu vurgulayan Yıldız, şu ifadeleri kullandı: "Gençler ve kadınlar için sağladığımız düşük faizli kredilerle kırsalda tarımsal faaliyetlerin artmasını sağlıyoruz. Kadınların yer aldığı her yerde hayat vardır, aile vardır ve bu, sürdürülebilir tarıma da büyük katkı sağlar." Yıldız, tarım sektörünün ekonomik büyümeye olan katkısını da dile getirerek, "Yüzde 4.6'lık büyüme bizim için büyük gurur kaynağı. Bu da doğru politikaların bir sonucu oldu" dedi. Yıldız, iklim değişikliği gibi zorluklara rağmen, geleceğe uygun tarımsal metotlar geliştirildiğini ifade etti.
'ADALETSİZLİĞİ KALDIRIYOR'
TÜSEDAD Başkanı Sencer Solakoğlu, tarımın planlı ve öngörülebilir bir yapıya kavuşması gerektiğini savunarak şunları söyledi: "Eskiden verimli ve verimsiz üreticiler aynı şekilde değerlendiriliyordu. Sözleşmeli tarım, bu adaletsizliği ortadan kaldırıyor ve standardizasyon sağlıyor. Et ve süt sektörlerinde de uzun vadeli politikalar geliştirilmesi gerekiyor. Açığa ekim yapanlar desteklenmemeli; bu destekler, planlı üretime yöneltilmeli."
BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM
Tarımın çok yönlü bir sektör olduğuna dikkat çeken Solakoğlu, diğer bakanlıklarla koordinasyonun önemine de değinerek, "Tarım, yalnızca bir bakanlığın çabasıyla yönetilebilecek bir alan değil. Çok yönlü ve bütüncül bir yaklaşım şart" dedi. Çukurova Üniversitesi Tarım Ekonomisi Bölümü'nden Prof. Dr. Aykut Gül, tarımın stratejik önemine vurgu yaptı. Depremler ve savaşlar gibi olağanüstü durumlarda tarımı güçlü olan ülkelerin her zaman avantajlı olduğuna dikkat çeken Prof. Gül, yapılan reformların daha fazla anlatılması gerektiğini söyledi. Gül, "81 ilde 100 binden fazla paydaş sahada bir araya geliyor, sorunları tespit ediyor ve çözüm üretiyor. Ancak bu başarıların toplumla daha fazla paylaşılması gerekiyor. Tarım sadece bir üretim aracı değil, aynı zamanda bir ülkenin geleceğidir" dedi. Prof. Gül, kıt kaynakların doğru kullanılmasının tarımın sürdürülebilirliği açısından kritik önemde olduğunu belirtti.
İŞBİRLİĞİNİN ÖNEMİ BÜYÜK
Zirveye katılan Dünya Bankası Ülke Direktörü Humberto Lopez tarım sektörünün, Türkiye ekonomisinin kalbinde yer almakta olduğunu, ülkenin çeşitliliğinde ve geleceğinde önemli bir rol oynadığını söyledi. Lopez, "Türkiye'de tarım yalnızca bir ekonomik faaliyet değil, aynı zamanda bir yaşam biçimidir. Yüzyıllardır bu sektör, sadece Türkiye'yi değil, küresel pazarları da beslemiştir" dedi.
ZORLUKLARA HAZIR OLMAK
Dünya Bankası'nın Tarım ve Orman Bakanlığı ile güçlü bir iş birliği gerçekleştirdiğini belirten Lopez sözlerini şöyle sürdürdü: İklime Duyarlı ve Rekabetçi Tarım Büyüme Projesi (TUCSAP, 341 milyon ABD Doları) aracılığıyla, Banka, Türkiye'nin tarım sektöründe verimliliği, sürdürülebilirliği ve dayanıklılığı artıran dönüştürücü girişimleri desteklemektedir. Mevcut portföyümüz 2,2 milyar ABD Doları değerindedir ve yeni tarım ve sulama modernizasyonu projelerinin onaylanmasıyla 3,1 milyar ABD Dolarına ulaşacaktır. Amacımız, daha kapsayıcı, sürdürülebilir ve iklim dayanıklı tarım, su ve ormancılık sektörlerini geliştirmek ve bugünün ve geleceğin zorluklarına hazırlıklı hale getirmektir."
Huberto Lopez desteklenen alanları da şöyle sıraladı: "Toprak Haritalama ve Veri Tabanlı Planlama: Ülke genelinde ayrıntılı toprak bilgisi sağlanması ve haritalama yapılması. Bu veriler, Bakanlığın Üretim Planlaması ve Yeni Tarımsal Destek Modeli gibi kritik planlama süreçlerini bilgilendirecektir. Bu konular, etkinlik sırasında düzenlenecek panellerden birinde tartışılacaktır. İklime duyarlı tarım konularında Ar-Ge çabalarının güçlendirilmesi. Dikili'de jeotermal ısıtmalı Organize Sanayi Bölgesi'nin (OSB) kurulması: Bu, iklim finansmanının somut bir örneği ve kamu-özel sektör iş birliği için bir modeldir. Dijital tarım çözümlerine yapılan yatırımlar, girdi verimliliğini artırmak, daha kaliteli işler yaratmak, çevresel etkileri azaltmak ve gençleri sektöre çekmekle uyumludur."
AZ KAYNAKLA ÇOK VERİM ELDE ETMEK
Turkuvaz Medya Merkezi'nde düzenlenen 4. Türkiye Tarım Zirvesi'nin açılış konuşmasını Turkuvaz Medya Marka ve Pazarlama Grup Başkanı Sinan Köksal yaptı. Köksal, sürdürülebilir bir tarım için daha az kaynak kullanarak daha çok verim elde etmenin gerekliliğinin, pandemi ile tüm dünyada çözüm bulunması gereken en önemli sorun haline geldiğini söyledi. Köksal, "Birleşmiş Milletler'e göre 2050 yılında dünya nüfusu 9,8 milyara ulaşacak. Türkiye'de ise her yıl nüfusa yaklaşık 1 milyon kişi katılıyor ve 2040'ta nüfusumuz 110 milyona ulaşacak. Dolayısıyla tüm Dünya'da iklim değişikliğinin etkileriyle en çok yüzleşeceğimiz alan tarım olacak. Turkuvaz Medya olarak ülkemizdeki tarım faaliyetlerini önemsiyor, tarım gündemini konuşacağımız buplatforma imza atmaktan mutluluk duyuyoruz. Umuyoruz ki, tüm dünyanın çözülmesi gereken en önemli konularından bir tanesi olan tarım sektörüne, bir nebze de olsa faydamız dokunabilir" dedi.
ÜRETİM GENÇLERİN DESTEĞİYLE BÜYÜYOR
Inbusıness Genel Yayın Yönetmeni ve Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Hülya Güler moderatörlüğünde gerçekleşen "Tarımda Genç Girişimciler" panelinin konuşmacıları, Tarım Orman Gençlik Konseyi Manisa Temsilcisi Cavit Çağlar Çankaya, Tarım Orman Gençlik Konseyi Adana Temsilcisi Nihan Işık ve Tarım Orman Gençlik Konseyi Isparta Temsilcisi Nagihan Ersan oldu.
Adana'da doğup büyüyen ve çiftçi bir aile üyesi olan Nihan Işık, tarıma olan bağlılığını ve Türkiye'ye katkı sağlama hedefini şu sözlerle ifade etti: "Başka ülkeye ya da şehre ne olursa olsun gitmeyi hiç düşünmedim. Türkiye'de ürünler üretmeyi ve kendi alanında başarılı olmayı hedefledim. Tarımla ilgili hayallerim uçsuz bucaksız. Biz gençlik olarak tarımı nasıl daha iyi bir yöne götürebileceğimizi öneriyoruz." Nihan Işık, kent ile kırsal arasında daha güçlü bir bağ kurmayı ve kırsalda istihdamı artırmayı hedeflediklerini belirtti. Sözleşmeli tarım modeline dikkat çekerek, "Bu modelle emeğin karşılığını alacağımız bir döneme geçmiş bulunuyoruz" dedi.
EĞİTİMLE DESTEKLENDİ
Ailesi 1960'lı yıllardan bu yana elma üretimi yapan ve işletme üzerine yüksek bitkileri desteklediğini vurgulayan Nagihan Ersan, tarımı eğitimle desteklediğini vurguladı. Ersan, tarımın kârsız olduğu algısına katılmadığını belirttiğini söyledi. Ersan, "Tarımda kâr marjı bitti demek doğru değil. Doğru üretim ve süreç tarımı ile tarım oldukça kârlı bir sektör. Ölçek ekonomilerini artırmaya. Bakanlıkla iş birliği yaparak bahçeleri ayırmaya, büyütmeye çalışıyoruz."dedi.
KARLI BİR SEKTÖR
Manisa'dan gelen ve dört nesildir hayvancılık ve kuru üzüm üretimi yapan Cavit Çağlar Çankaya, organik üretime odaklandığını ve katma değerli ürünler üretildiğini belirtti. Tarım sektörü doğru yönetildiğinde kârlı bir alan olduğunu dile getirerek şu ifadeleri kullandı: "Çiftçi para kazanmıyor diye bir şey yok. Eğer elektrik akımı doğruysa, tarım hem verimli hem de kârlı bir sektör. Ancak bu sabır meselesi, bir anda sonuç beklemek doğru değil." Çankaya, Gençlik Konseyi'nin çözüm odaklı yapıya dikkat ederek, "Biz fayda peşinde koşan bir yapıyız ve bunu daha da büyütmek istiyoruz" dedi.
KADIN ELİ GÜÇ KATIYOR
Sabah Gazetesi Yazarı Feride Cem'in moderatörlüğünde gerçekleşen "Tarıma Kadın Eli" paneli ise zirvenin son oturumu oldu. Panel konuşmacıları Topraktan Tabağa Kadın Kooperatifi Başkanı Ebru Baybara, Turuncu Eller Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Gürsel Appa, Foça Fokoop Doğal Ürünler Tarımsal Kalkınma Koop. Başkanı Eren Tunga, Kerevitaş CMO'su Gülizar Öcal ve Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Ürün Geliştirme ve Satış Daire Başkanı Hadiye Arzu Ayaz oldular.
MERKEZ OLMAYI BAŞARDIK
Ebru Baybara, "Toplumsal gönüllülük temelleriyle kurulmuş kooperatifimiz, 2018'den bu yana her geçen gün daha fazla çiftçiye, ürüne ve istihdama ulaşıyor. Sorgul buğdayı başlangıçta yerel üretimin gücünü ortaya koyduk. Restoranlar piyasaya sürdüğümüz makul fiyatta performans gösterdik ve daha fazla insanın yerel tüketim modeline davet ettik." Baybara, kooperatifin gastronomi eğitim alanında bir okul projesine hazırlandığını belirterek, "Doğu Anadolu'da gençlerin kendi bölgelerindeki gastronomi eğitim alabilecekleri bir merkez olmayı başardık" dedi.
'DÜNYA ÇAPINDA ÖDÜLLER ALDIK'
Gürsel Appa, ziyan olan ürünlere katma değer kazandırma hedefiyle yola çıktıklarını belirtti. Mandalina üretimine odaklanan Appa, kooperatifin sıfır atık hedefi odaklı çalışmalar yaptığını söyledi. Appa, "Mandalinayı 12 ay boyunca kazanç kapısı haline getirdik. Mandalina sirkesinden enginar reçeline kadar 20'ye kadar yakın ürün geliştirildik. Dünya çapında ödüller aldık" dedi. Gülizar Öcal, tarımda sürdürülebilirlik ve sözleşmeli tarım modelinin önemine dikkat çekti. Dünyadaki gıdanın yüzde 53'ünün israf ettiğini belirten Öcal, bu israfı önlemek için çalıştıklarını söyledi. Öcal, "Sözleşmeli tarım modeline çok önem veriyoruz. Sulamada damla sulama gibi bağlantıların doğru dağıtımını yapar. Tarımsal sürdürülebilirlik için gıda kaybını sıfıra indirmeyi hedefliyoruz" dedi. Hadiye Arzu Araz, "Tarım Kredi Kooperatiflerinin özkaynaklarıyla büyüyen ve tamamen ortaklarının katkılarıyla faaliyetlerini sürdüren bir yapı olduğunu belirtti. Kooperatifin Türkiye'nin yönetimine ve ekonomisine yaptığı katkılara dikkat çeken Araz, şu bilgileri paylaştı: Şu anda 865 bin arkadaşımız var. Ortaklarımızdan 40 farklı çeşit ürün, 18 fabrikamızda işliyoruz ve kişiye ulaştırıyoruz. Amacımız, en kaliteli yönetim ürününü uygun fiyata sunarak hem üreticiye hem de tüketiciye fayda sağlamaktır."
ZİRVEYE GÜÇLÜ SPONSOR DESTEĞİ
Zirvenin ana sponsorları Ziraat Bankası, Yıldız Holding, Superfresh, Dünya Bankası, Tarım Kredi Grubu ve Koza Altın olurken destek sponsoru Papara oldu.