Milyonları ilgilendiren 'trafik sigortası' kararı: İptal edildi
Son dakika haberleri... Anayasa Mahkemesi (AYM), zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigortasında, tazminat borcu ile ilgili genel şartları belirleme yetkisini, yürütmeye yetki veren bazı kuralları Anayasa'ya aykırı bularak iptal etti.
- Otomobil
- Giriş Tarihi: 09 Ekim 2020 14:49
- Güncelleme Tarihi: 09 Ekim 2020 14:50
Son dakika haberine göre, AYM, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nda zorunlu mali sorumluluk sigortasını konu alan maddelerdeki 'genel şartlar' ibaresiyle ilgili kuralları Anayasa'ya aykırı bularak iptaline karar verdi. Mahkemenin gerekçeli kararı Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.
Zorunlu mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası) ile, motorlu taşıtın işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilere verilen zararda doğacak tazminatın sigorta teminat limiti dahilinde ödenmesinin teminat altına aldığını hatırlatan AYM, itiraz konusu kuralların sigorta şirketinin bu borcunun kapsamının ne şekilde belirleneceğini düzenlediğine dikkat çekti.
'KANUNİLİK ÖLÇÜTÜ YÖNÜNDEN ANAYASAYA AYKIRI'
İtiraz konusu kurallarda sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamının düzenlenmediği ve bu kapsamın idarenin düzenleyici nitelikte işlemi olan 'genel şartlar' ile belirlendiği vurgulanırken, gerekçeli kararda "Böylece sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesinden doğacak borcu, idare tarafından her zaman değiştirilebilir nitelikteki kurallar olan genel şartlara göre belirlenecektir.
Borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunda belirlenmediği, idareye geniş bir takdir yetkisinin tanındığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla sözleşmenin içeriğine yönelik sınırlama öngören kurallar kanunilik ölçütü yönünden Anayasa'nın 13 ve 48'inci maddelerine aykırıdır" denildi.
'MENFAAT DENGESİNİN BOZULMASINA YOL AÇABİLİR'
Mahkeme, itiraz konusu kuralların, sözleşmenin tarafları olarak motorlu taşıt işleten ile sigorta şirketinin yanında motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle zarara uğrama riskine maruz kalan üçüncü kişilerin menfaatleri arasındaki dengenin dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiğine işaret etti.