Giriş Tarihi: 15.07.2023 11:28 Güncelleme Tarihi: 15.07.2023 11:39
EROL OLÇOK
Dava insanı, dava yolunda şehit düştü. 5 Mart 1962 yılında Çorum'un Mecideyekavak Köyü'nde doğan Erol Olçok, evli ve üç çocuk babasıydı. Reklamcı Erol Olçok, Türkiye'de en önemli siyasi iletişim kampanyalarının duayeniydi. 14 yıllık AK Parti iktidarının, başarıdan başarıya koşan tüm seçim kampanyalarında onun damgası vardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'la ilişkisini hiçbir zaman profesyonel bir ilişki olarak tanımlamadı. Her zaman dava, yol ve kader arkadaşlığı olarak gördü. İlk oğluna Abdullah Tayyip adını verdi. Oğluyla birlikte şehadet şerbetini içti. 15 Temmuz gecesi oğlu Abdullah Tayyip ile gittiği Boğaziçi Köprüsü'nde hain darbeciler tarafından şehit edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, cenaze töreninde, "Erol benim bir yol arkadaşımdı Abdullah pırlanta bir yavrumuzdu. Mekanı cennet olsun inşallah." diyerek gözyaşlarını tutamadı. Şehit Erol Olçok, Altunizade İlahiyat Fakültesi Camii'ndeki cenaze namazı sonrası Karacaahmet Mezarlığı'nda evladı Abdullah Tayyip ile yan yana defnedildi.
ABDULLAH TAYYİP OLÇOK
Babasının ısrarına aldırmadı, genç yaşta şehadet şerbeti içmeye koştu. 16 yaşındaki Abdullah Tayyip Olçok, duayen isim Erol Olçok'un oğluydu. Koşuyolu Özel Birey Temel Lisesi'nde eğitim görüyordu, mezun olup hukuk fakültesine girecekti. 15 Temmuz gecesi babası dava insanı Erol Olçok, hain darbecilere karşı sokağa çıkınca o da bir an bile tereddüt etmedi. Babasıyla birlikte omuz omuza direndi. Hain darbecilerin Boğaziçi Köprüsü'nde açtığı ateş sonucu babasıyla birlikte şehadet makamını seçti. Ona isim verenler 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan cenazesinin başındaydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Erol benim bir yol arkadaşımdı; Abdullah pırlanta bir yavrumuzdu. Mekânı cennet olsun inşallah" derken gözyaşlarını tutamadı. Abdullah Tayyip Olçok, Altunizade İlahiyat Fakültesi Camii'ndeki cenaze namazı sonrası Karacaahmet Mezarlığı'nda babasıyla yan yana defnedildi.
BÜLENT AYDIN
1969 doğumlu Topçu Kıdemli Başçavuş Bülent Aydın hain darbe gecesi ilk şehit olan askerlerden biri oldu. Özel Kuvvetler'dendi, 5 yıl önce emekli oldu ama "daha genciz" diyerek çalışmaya devam etti. Darbeci hainler ilk olarak Genelkurmay Başkanlığı'nı basmıştı. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak'ın koruma astsubayı Bülent Aydın, komutanını korurken darbeci hainler tarafından vuruldu. Onu almaya giden ambulansa da ateş açıldı. Kahraman Astsubay Bülent Aydın şehit oldu. Ağabeyi, "Kardeşim Bülent öğle yemeğini birlikte yediği arkadaşı tarafından şehit edildi" dedi. Astsubay Bülent Aydın, darbecilere karşı ilk kurşunu sıkanlardan… Eşi Şahnaz Aydın, eşinin, darbecilere karşı ilk kurşunu sıkarak darbenin seyrini değiştirdiğini söyledi. Şehit Bülent Aydın şimdi Ankara'nın Mamak ilçesindeki Cebeci Askeri Şehitliği'ndeki ebedi istiratgahında…
HALİL KANTARCI
Halil Kantarcı, küçük yaştan beri İslami mücadele içindeydi. 28 Şubat döneminde henüz 15 yaşındayken haksız yere idamla yargılandı, 10 yıl hapis yattı, suçsuz olduğu anlaşılınca serbest bırakıldı. 15 Temmuz gecesi sosyal medyada arkadaşlarını direnişe çağırmış, " Ateş ediyorlar. Millet birikiyor. Allah büyük" paylaşımında bulunmuştu. Darbeci hainlerin açtığı ateşte, İstanbul Çengelköy'de şehit düştü. Yanındaki ağabeyine son sözleri, "'Eşimi ve çocuklarımı çok seviyorum.
Onları ümmete emanet ediyorum'' oldu. Şehidin eşi, "Onunla bir mücahit olduğunu düşündüğüm için evlendim, gururluyum" dedi. Kantarcı, geride 9 aylık, 2,5 yaşında ve 9 yaşında 3 yetim evlat bıraktı. Şehit Halil Kantarcı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katıldığı törenle İstanbul Fatih Camii'ndeki cenaze namazı sonrası son yolculuğuna uğurlandı.
ZİYA İLHAN DAĞDAŞ
15 Temmuz darbe girişiminden 4 gün önce Erzincan'dan Ankara'ya Kara Harp Okulu Bando Bölük Komutanlığı'na tayin edilen ve bekar olan Astsubay Başçavuş Ziya İlhan Dağdaş, ev kiralayıp yerleşme hazırlıkları yapıyordu. Darbe gecesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine sivil kıyafetle Genelkurmay Başkanlığı'nın önüne giden Astsubay Dağdaş, başına isabet eden tek kurşunla yaşamını yitirdi. Dağdaş'ın Muğla'da yaşayan ailesi, darbe girişimi sonrası oğlundan haber alamayınca Ankara'ya gitti. İlk etapta oğlunun gözaltına alınan askerler arasında olduğunu düşünen anne Bilsen Dağdaş, listede çocuğunun adını bulamayınca bu kez hastanelerin yolunu tuttu. Altı gün oğlunu arayan anne Dağdaş, son çare olarak Ankara Adli Tıp Kurumu'na gitti. Burada kimliksiz cenazeler olduğunu öğrenen Bilsen Dağdaş, DNA örneği verdi. Darbe girişiminden tam 8 gün sonra adli tıp kurumundaki görevlilerin kendisini aramasıyla acı haberi alan anne Dağdaş, oğlunun cenazesine ulaştı. Ancak durumunun belirsizliği nedeniyle şehit olduğu duyurulmayan Astsubay Dağdaş'ın şehit sayılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuruldu. Savcılık, soruşturmanın ardından Dağdaş'ın FETÖ'cü askerler tarafından şehit edildiğini duyurdu. Şehidin naaşı, 15 Temmuz darbe girişiminden 6 ay sonra memleketi Muğla'daki mezarlıktan alınarak, askeri törenle Garnizon Şehitliği'ne defnedildi.