İstanbul için tarihi gün! İşte Taksim Camii'nin dikkat çeken özellikleri
Son dakika haberine göre; Taksim'de temeli 4 yıl önce atılan ve 4 bin kişinin aynı anda ibadet edebileceği cami, mühendislik açısından birçok yeni özelliği barındırıyor. Taksim Cami'sinde Türkiye'de ve dünyada sayılı uygulamalardan olan Top-Down yöntemi kullanıldı. Taksim Camii okunan ilk ezanın ardından kılınan ilk Cuma namazı ile ibadete açıldı. Namazı, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş kıldırdı. Açılışta Kur'an-ı Kerim tilaveti de gerçekleştirildi. Taksim Camii'nde kılınan ilk namaza Başkan Recep Tayyip Erdoğan'da katıldı. İşte Taksim Camii'nin dikkat çeken özellikleri
Giriş Tarihi : Son Güncelleme :
ABONE OL
BU GALERİYİ PAYLAŞ
Taksim Camii okunan ilk ezanın ardından kılınan ilk Cuma namazı ile ibadete açıldı. Namazı, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş kıldırdı. Açılışta Kur'an-ı Kerim tilaveti de gerçekleştirildi. Taksim Camii'nde kılınan ilk namaza Başkan Recep Tayyip Erdoğan'da katıldı.
Camide dünyada sayılı uygulamalardan olan Top-Down yöntemi kullanıldı. 9 metre 45 santimetre yüksekliği ile Türkiye'deki en yüksek mihraplardan birine sahip olma özelliğini taşıyan caminin kapalı ibadet alanında 2 bin 250 kişi aynı anda namaz kılabilecek.
Türkiye tarihi bir gün yaşıyor. Taksim Camii'nde ilk ezan okundu, cuma namazının kılınması ile cami ibadete açıldı. Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın İBB Başkanlığı döneminde hayal ettiği cami, tam 27 sene sonra hayata geçirildi.
BAŞKAN ERDOĞAN CUMA NAMAZI İÇİN TAKSİM CAMİİ'NDE
İlk cuma namazı için Başkan Recep Tayyip Erdoğan Taksim Camii'ne giriş yaptı. Erdoğan cuma namazını burada eda etti.
Taksim'de bir cami yapılması tarih boyunca mücadele halini almış, Islahat Fermanı'nın ilanının sonrasında tarihte "93 Harbi" olarak bilinen büyük savaşta Rusların zaferinden iki yıl sonra Taksim Meydanı'ndan gözüken Aya Triada adlı kilisenin inşasının bitmiş, bu kilise Ruslar tarafından yaptırılmıştı.
Nazım Hikmet, 1921 yılında işgal altında olan İstanbul'da bölgedeki tek cami olan Ağa Cami'ne bakarak, "Havsalam almıyordu bu hazin hali önce ah, ey zavallı cami, seni böyle görünce dertli bir çocuk gibi imanıma bağlandım; Allah'ımın ismini daha çok candan andım..." dizelerini yazmıştı.
Demokrat Parti iktidarında Taksim'de bir cami inşa edilmesine ilişkin girişim 1952 yılında yapıldı.
Mevlana ailesinden gelen tıp profesörü Feridun Nafiz Uzluk'un başkanlığındaki Anıtlar Derneği, İstanbul başta olmak üzere çok sayıda şehirde camiler yaptırmış bir dernekti. 1955 yılında derneğe, İstanbul Belediyesi'nin Taksim Cami için gerekli arsayı ayırdığı haberleri çıktı ama proje gerçekleşmedi.
İkinci girişim ise 1960'ların ortasında yapıldı. Girişimin öncüleri ise iş adamları oldu ve cami maket olarak hazır hale getirildi. 1965 yılında dönemin başbakanı Süleyman Demirel, Taksim'de Ziraat Bankası ve Hazine'ye ait arazinin cami yapılması şartıyla Vakıflar Müdürlüğü'ne satılması kararı aldı.
1979'da Süleyman Demirel başbakanlığı döneminde bakanlar kurulu kararıyla Taksim'e cami yapılması kararlaştırıldı, ancak 12 Eylül 1980 darbesi hemen ertesinde bakanlar kurulu kararı iptal edildi.
1983 yılında ANAP iktidarıyla beraber Taksim'e cami yapma niyet ve gayreti tekrar gündeme geldi. Bugün, Taksim Camisi'ni inşa ederek vakfeden Z. Altan Elmas ve kardeşlerinin (Cem Hakan Elmas, Ufuk Elmaş, Atilla Elmas) İstanbul milletvekilleri olan babaları rahmetli Elaattin Elmas ve amcaları Hayrettin Elmasın dönemin Başbakanı Turgut Özal'a müracaat ederek Taksim'e cami yapma isteklerini dile getirdi.
O yıllarda henüz zamanı gelmedi denerek uygun bulunmamış olsa da bu arzu, aile büyüklerinden Elmas ve kardeşlerine bir miras olarak kaldı.
Taksim'e cami projesi 1991 yılında iş adamı İbrahim Arslan başkanlığında kurulan Taksim Cami Kültür ve Sanat Vakfı ile yeniden gündeme geldi. 86 kişilik vakıf meclisinde Recep Tayyip Erdoğan, Vehbi Koç, Rahmi Koç, Sabri Ülker, Sakıp Sabancı, Semiha Şakir, Şarık Tara, Osman Boyner, Ekmeleddin İhsanoğlu, Kemal Ilıcak, Asım Kocabıyık, Prof. Dr. Esat Coşan, İbrahim Cevahir, Tayyar Altıkulaç, Ahmet Kabaklı, Taha Akyol, Fuat Bol, Necati Özfatura bulunuyordu
Hemen harekete geçen Sanat Vakfı ve Vakıflar Müdürlüğü arasında bir protokol imzalandı. Protokol, arsayla ilgili planın düzeltilmesi için birlikte çalışılmasını ve yapılacak caminin mülkünün vakıflar müdürlüğüne bırakılmasını öngörmekteydi.
1992 yılında Vakıflar Müdürü, tekrar belediyeye planın düzeltilmesi için başvurmuş ama belediyeden cevap alamamıştı.
Mimari Özellikleri Proje mimari olarak hem zemin kat hem de birinci bodrum katta İstanbul'un en yoğun arterlerinden olan İstiklal Caddesi ve Tarlabaşı Bulvarı'nı birleştiren ve bu ilişkiyi içerdiği sosyal mekanlarla besleyen, bu sayede de cami bünyesini sürekli canlı tutabilen bir yapıya sahip.
Taş ve prekast kaplama cepheleri ile titanyum çinko alaşım kaplı kubbeleri ile Taksim cami, cephelerinin tamamından giriş imkanı sunuyor. Bu sayede Taksim Meydanı, İstiklal Caddesi ve Tarlabaşı Bulvarı üçgeninde bir odak noktası oluşturabildiğine dikkati çekilen projede, mühendislik olarak camide Türkiye'de ve dünyada sayılı uygulamalardan olan Top-Down yöntemi kullanıldı.
'TOP–DOWN' SİSTEMİNİN KULLANILDIĞI TEK CAMİ Taksim Camisi'nin mühendislik açısından ayrışan en önemli özelliğinin Top-Down sistemi ve bu sistemin kullanıldığı tek cami olması olduğu belirtilirken, cami bu yöntemle, klasik uygulamaların tersine sıfır katından aşağı ve yukarıya doğru inşa edildi.
Bu yöntem sayesinde yapım esnasında derin kuyu kazısı yapılmadan, çevre bina ve yollara, meydana hiçbir zarar vermeden inşa edilmesine imkan tanındı.
Caminin geleneksel cami formlarının modern çizgiler ve malzemelerle yorumlanarak 19. yüzyıl Beyoğlu mimarisinden esinlenen özgün bir tasarımla inşa edildiği, kültür ve sanatla açısında bir çok vatandaşın bir araya geleceği, dijital kütüphanesinden yararlanıp kitap okuyacağı, dinleneceği, sergilerin yapılacağı bir kültür merkezine sahip olduğu ifade edildi.
TOPLAM NAMAZ KAPASİTESİ 4 BİN KİŞİ Cami'nin, 2 bin 482 metrekarelik arsa alanı ve yaklaşık 16 bin metrekarelik inşaat alanına sahip olduğu da vurgulanırken, 163 araçlık kapalı otoparkıyla 2 bin 950 metrekarelik namaz kılınabilir bir alanı bulunuyor.
İbadet alanında 3 bin kişinin aynı anda namaz kılabileceği camide, dış avluda cenaze namazı kılabilecek kişi sayısı ise 2 bin 400. Kadınlar için 465 metrekarenin ayrıldığı camide, 620 kadın bir arada namaz kılabiliyor. Caminin açık ve kapalı toplam namaz kapasitesi ise 4 bin kişi.
Projenin kubbe kaplamalarında kullanılan titanyum-çinko alışımı özel olarak getirtildi. Projede, 3 bin metrekare titanyum çinko alaşımı ile kubbe ve çatı kaplaması yapılırken, cephelerde kullanılan mermerler ise Bursa ocaklarından seçilmiş olan Emparador Light ve Antalya Demre ocaklarından seçilmiş olan Aero Cream taşlarından oluştu.
İç tezyinatlarında ve hat sanatı uygulamalarında "naht" tekniği kullanılan cami de mihrap, mimber ve kürsü tasarımı yine geleneksel formun modern bir yorumu olarak bizzat Mimar Altan Elmas tarafından tasarlandı. Mihrap tasarımında Esmaü'l Hüsna hattat Davut Bektaş telifi ile "istif yazı" ile yazıldı.
Projede 50 bin 500 metreküp hafriyat, 20 bin 500 metreküp betonarme betonu atılırken, 3 bin ton betonarme çeliği kullanıldı. 7 bin 500 metre fore kazık, 310 ton yapısal çelik imalatları, 8 bin metrekare cephe taş kaplama, bin 300 metrekare de cephe prekast montajı da yapıldı.