Babasını kaybeden Ebru Şallı'nın reklam yapması eleştirilmişti! Ünlü manken o eleştirilere yanıt verdi
Ünlü manken Ebru Şallı'nın Harun Tan ile evliliğinden dünyaya gelen oğlu Pars Tan, geçtiğimiz yıl Nisan ayında lenfoma kanserine yenik düşmüştü. Bu haberle yıkılan Şallı, bir kez daha büyük bir acı yaşadı. Ünlü mankenin akciğer kanser tedavisi gören babası Şükrü Şallı yaşamını yitirdi. Şallı, cenaze töreni için Bodrum'a gitti. Babasına son yolculuğuna uğurlayan Şallı, daha sonra sosyal medya hesabından ürünlerinin reklamını yapınca, tepkilerin hedefi oldu. Ünlü manken o tepkilere yanıt verdi. İşte detaylar...
Birkaç gün önce baba acısıyla sarsılan Ebru Şallı sosyal medyada gelen eleştirilere cevap verdi…
Ebru Şallı, bir magazin programına telefonla bağlandı. Geçtiğimiz günlerde babasını kaybeden Şallı, eleştirilere yanıt verdi.
Hakkında çıkan haberlere isyan eden Ebru Şallı, "İster cilt bakımı yaptırırım, istersem evde oturup ağlarım. Bunun hesabını kimseye vermem." dedi.
"Vefat haberini Amerika'da aldım. Hiç uyumadan Bodrum'a gittim." diyen Şallı, çok konuşulan reklam paylaşımının da nasıl gerçekleştiğini anlattı:
Acı haberi Amerika'da aldım. Alır almaz da hızlı bir şekilde Bodrum'a geldim. Kendimizde değiliz… Kimin kafası yerinde olabilir, babanı kaybetmişsin? Anlaşma yaptığımız marka kurumsal, arayıp; 'onu koyun, bunu koyun' demedik.
Ne telefona bakabildim ne de kimseyle konuşabildim. Beni arayanlara bir gün sonra döndüm. Herhangi bir telefon görüşmesi yapabilecek durumda değildim.
Bu marka paylaşımı yapınca otomatik olarak Ebru Şallı hesabına da düşüyor, bu profesyonellere bıraktığımız bir iş. Onlar yönetiyorlar hesaplarımızı... Benim elimi yüzümü gördüklerinizi ben koyuyorum ama marka içerin paylaşımları profesyoneller yapıyor.
Ne ara bu kadar kötü oldu insanlar, bir insan evladı babasını kaybediyor altında kötülük arıyorlar. Ne ara bu kadar kötü olduk? Önce baş sağlığı dilemeyi öğrenelim. Ondan sonra eleştirelim, herkesin ailesi var. Hiç kimse ne oldum demesin ne olacağım desin! Biraz iyi olalım. Babamın hastalığı üç dört yıldır vardı. Hiçbir zaman çok kötü olmadı. Zaten yenmişti hastalığı.
Pars'tan sonra üzüntü yaşadı, yan hastalıkları da vardı... Ben şunun şımarıklığını yapamam ben bu dünyada tek evladını kaybeden anne değilim. Bunu herkes, her anne yaşıyor.
Ben tanınan bir insanım iyi örnek olacağm ki onlar da hayata dönsünler; işlerine güçlerine, diğer çocuklarıyla, aileleriyle bir arada olsunlar.
Yoksa hayata küsmek çok kolay... Bu kadar aşağı düşmemeli bu iş... Ben babamı kaybettim, bana kimse hesap sormasın.'