Ünlü şarkıcı Ebru Yaşar, müzik kariyeri ve Türkiye gündemi hakkında GÜNAYDIN'a konuştu. 24 Haziran'da yapılacak seçimle birlikte Türkiye'nin ekonomik açıdan da daha istikrarlı bir ortama gireceğine inandığını söyleyen Yaşar, "Cumhur ittifakını destekliyorum" dedi.
20 yıldan fazladır müzik dünyasındasınız. Sahneye ilk çıktığınız günden bugüne baktığınızda neler söylemek istersiniz?
Geriye dönüp baktığımda bozmadığım tek rutinim; hayalimdeki mesleği yapıp beni hayallerimden de öteye taşıyan Allah'a ve sevenlerime şükretmek diyebilirim. Bütün amacım daha iyi eserler ortaya koyabilmek.
Günümüz koşullarında artık milyonlar satan albümler yok. Bu durum bir sanatçı olarak sizi nasıl etkiliyor?
Benim için önemli olan, yaptığım işin içime sinmesidir. Ben birikimime yakışacak nitelikte bir çalışma ortaya koyduğumda, öncelikle bir sanatçı olarak görevimi yapmanın huzuru içine girerim. Günümüzde belki albüm satışları yetersiz ama bunu gelişen teknoloji ve alışkanlıklara bağlamak lazım. Şimdilerde daha az müzik dinleniyor değil, tam tersi arttığını gözlemliyorum. Sadece kullanılan araçlar değişiyor.
Uzun bir aradan sonra 'Haddinden Fazla' albümünü çıkardınız. Beklediğiniz ilgiyi gördü mü çalışmanız?
'Haddinden Fazla', gerçekten başarılı oldu. Bu albümle 2017'nin en çok ödül alan sanatçılarından biri oldum; 12 ödüle layık görüldüm. Bu başarı beni yeni şeyler üretmek için kelimenin tam anlamıyla gaza getirdi.
ALBÜM BOYNUMUN BORCUYDU
Artık çoğu müzisyen single çıkarıyor. Siz neden albüm çıkarmayı tercih ettiniz?
Single çıkartan meslektaşlarımın kendilerine göre sebepleri var. Ancak ben albüm aşamasında bir de baktım ki, önümde fazlasıyla iyi parça duruyor. Her biri birbirinden güzel. Zaten buna bir de ara verdiğim süre düşünülürse, tam bir albüm çıkartmak boynumun borcuydu.
Yeni bir müzik çalışmanız var mı?
Emrah Karaduman'la yeni bir albüm projesi üzerinde çalışıyorum. Emrah'ın, içinde benim de bulunduğum sekiz ya da on sanatçıyla birlikte hazırladığı bu çalışma, yaza damgasını vuracak bence.
Türkiye, 24 Haziran'da seçime gidiyor. Bir vatandaş olarak düşünceleriniz nelerdir?
Seçim kararını duyunca hem olacağı tarihin yakınlığı nedeniyle, hem de toplumun psikolojisi açısından çok sevindim. Çünkü seçim dönemlerinin uzun olması maalesef ekonomi için hiç iyi değil. Referandumda kabul ettiğimiz cumhurbaşkanlığı sisteminin Türkiye için hayırlı olacağını düşünüyorum. Bu nedenle de bir vatandaş, bir anne ve bir sanatçı olarak 'Cumhur ittifakını destekliyorum.
Seçimle birlikte Türkiye'nin ekonomik açıdan da daha istikrarlı bir ortama gireceğine inanıyorum. Yerli ve milli siyasetçilerden oluşan bu ittifak ile ülke olarak çok daha güzel noktalara gideceğimizi umut ediyorum. Erdoğan liderliğindeki Türkiye'nin hem dünyada, hem de bölgede çok daha fazla güçleneceğini düşünüyorum.
25 Haziran'da nasıl bir Türkiye'ye uyanmak istersiniz?
Türkiye kendisine yakışanı yapacaktır ve 24 Haziran'da demokrasi geleneği, halkın demokrasi inancı galip gelecektir. Herkesin gönlünde bir aslan yatar, benim de var. Ama bir vatandaş olarak temel isteğim, ikinci tura gitmemiş bir seçim ortamına uyanmak. Tüm Türkiye'nin, seçimin tüm kurallarıyla yerine getirilmiş olmasının huzuruyla uyanmasını diliyorum.
Milli birlik ve beraberliğimizi korumamız ve birbirimizin tercihlerine saygı göstermemiz gerekiyor. Hem içeride, hem de dışarda terörle mücadele edilen böyle önemli bir dönemde millet olarak birbirimize daha çok sarılmalıyız.Eğer biz milletçe tek yürek olursak, Türkiye'ye kimse zarar veremez. Ben ülkesini çok seven biri olarak tek bayrak, tek millet ve tek yürek olmamız gerektiğini düşünüyorum. Güçlü bir Türkiye için bunun çok önemli olduğuna inanıyorum.
HİÇ AKLA MANTIĞA SIĞIYOR MU?
Türkiye, terörle etkin bir mücadele yürütüyor. Batı dünyasının bu süreçte Türkiye'ye yönelik izlediği politikayı siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Batı; bir zamanlar alışık olduğu, biraz argo olacak ama 'pısırık' Türkiye'yi özlüyor. Her denileni kabul eden ve buna ses çıkarmayan, kendi sınırları içine kapanık, ekonomik olarak yardıma muhtaç bir Türkiye'yi. Bunun dışında bir tavır gördüklerinde saldırganlaşıyorlar. Türkiye'nin önünü kesmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Buna terör örgütlerini desteklemek de dahil. Kanlı bir darbe girişiminden sonra yaşananlara bir bakın ne olur. Hiç akla, mantığa, vicdana sığıyor mu?
Batı; hem FETÖ'yü kendi ülkelerinde koruyup onlara kol kanat geriyor, hem de Suriye'deki kanlı terör örgütlerine her tür desteği veriyor. Sonra da rapor hazırlayıp Türkiye'ye insan hakları, demokrasi dersi vermeye kalkıyor. Bu apaçık ikiyüzlülüktür. Sen önce FETÖ'yü, PYD/PKK'yı korumayı bırak. Ülkemizin toprak bütünlüğüne göz diken her kim olursa olsun biz millet olarak onların karşısında oluruz. Ülkemizin bir karış toprağı için canını vermeye hazır bir milletiz. Kimse bizi bölemez, kimse bütünlüğümüzü bozamaz. Halk olarak demokrasimizi, bayrağımızı, toprağımızı korumak için her şeyi yaparız. Bunu en son 15 Temmuz'da da gördük. Halkımız darbe girişimini önlemek için tankların önünde durdu, demokrasimize sahip çıktı.
GÖRME ENGELLİ ÇOCUKLAR İÇİN AKTİF OLARAK ÇALIŞIYORUM
Sosyal sorumluluk projelerinde de sizi sık sık görüyoruz...
Parıltı Görmeyen Çocuklar Derneği'nde aktif olarak çalışıyorum. Görme engelli çocuklarımızın sorunlarıyla, ihtiyaçlarıyla yakından ilgilenmeye çalışıyoruz. Parıltı Görmeyen Çocuklar Derneği, görme engelli çocuklar için Türkiye'nin ilk ve tek derneği. Ben de dernek için çalışan isimlerden biriyim. Dernek yararına konserler veriyorum, özel çocuklarla buluşup etkinlik düzenliyoruz. Böyle önemli projeler üreten bir derneğe katkıda bulunmak; hem bir kadın, hem de bir anne olarak beni çok mutlu ediyor.
ANNELİK BİLMEDİĞİM YÖNLERİMİ ORTAYA ÇIKARDI
Anne olmak yaşamınızı nasıl değiştirdi?
Anne olmak insanın kendi içinde şimdiye kadar bilmediği yönlerini ortaya çıkarıyor. Kendi benliğiniz ve istekleriniz silinip yerine bambaşka bir şey, çocuk sevgisi geliyor. Artık hayatınız, kaygılarınız, planlarınız onlara göre düzenleniyor. Allah'ım herkese nasip etsin.
Bir daha anne olmayı düşünüyor musunuz peki?
Anne olmak dünyanın en güzel duygularından biri. Ama gerek sağlık, gerekse çevresel durumlardan annebaba olamamış insanları da gayet hoşgörüyle karşılamak lazım. Allah isteyen herkese bu duygusu tattırsın. İkiz bebeklerde aynı anda çocuğa yetememe durumu oluşuyor. Bu yüzden bazen tekrar bebek sahibi olmayı, şimdiki tecrübemle o duyguları yaşamayı istiyorum ama nasip.
TÜRKİYE, CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ İLE DAHA İSTİKRARLI BİR ÜLKE OLACAK
Seçimle birlikte Türkiye yeni bir sisteme geçiyor. Sizin bununla ilgili düşüncelerinizi alabilir miyim?
Artık zamanı gelmişti diyorum çünkü geçmiş sistemin arızaları herkesi etkiliyordu. Gerek karar alma süreçlerindeki tıkanıklıklar, gerekse siyasi çekişmeler, Türkiye'nin gücünü emiyordu. Cumhurbaşkanlığı sistemi ile birlikte eskinin hastalıklı yanlarından arınacağımızı, yeni bir başlangıç ile daha güçlü olarak yola devam edeceğimize inanıyorum.
Yeni sistemle Türkiye'nin hem ekonomik, hem de siyasi açıdan çok daha istikrarlı olacağını düşünüyorum. Eski Türkiye'nin kötü alışkanlıklardan Cumhurbaşkanlığı sistemi ile kurtulacağız. Cumhurbaşkanlığı sistemi ile siyasi istikrar kalıcı hale gelirken, icraatlar çok daha hızlı ve kesintisiz biçimde hayata geçecek.