Eski eşler arasında sular durulmuyor! Özcan Deniz Feyza Aktan'a adeta ateş püskürdü
Ünlü sanatçı Özcan Deniz, Feyza Aktan ile 2018 yılında nikah masasına oturmuş, evliliklerinden Kuzey adında bir çocukları olmuştu. Çift, 15 ay evli kaldıktan sonra da ayrılık kararı almış ve anlaşmalı olarak boşanmıştı. Özcan Deniz ve Feyza Aktan anlaşmalı olarak boşansalar da, daha sonra şiddet iddiası ve velayet mücadeleleriyle mahkemelik olmuşlardı. Kuzey Deniz'in velayeti anne Feyza Aktan'a verilirken, ünlü şarkıcı şiddet davasından beraat etmiş ve Feyza Aktan'ı affettiğini de belirtmişti. Şimdi ise ikili arasında yine bir gerginlik yaşandı. Özcan Deniz, oğlunu önceki doğum günlerinde olduğu gibi yine kendisine gösterilmediğini söyledi. Ünlü isim, sosyal medya hesabından eski eşine adeta ateş püskürdü.
Giriş Tarihi : Son Güncelleme :
ABONE OL
BU GALERİYİ PAYLAŞ
Ünlü çiftin oğulları Kuzey, 30 Nisan 2018'de dünyaya gelmişti. Çift, şiddetli geçimsizlik iddialarıyla 2019 yılında anlaşmalı olarak tek celsede boşanmıştı. Kuzey Deniz'in velayeti annesi Feyza Aktan'a verilmişti. Eski eşine şiddet uyguladığı iddiasıyla yargılanan ünlü şarkıcı, davadan beraat etmiş ve Aktan'ı affettiğini belirtmişti.
Özcan Deniz ve Feyza Aktan arasında bugün yeni bir gelişme yaşandı.
SOSYAL MEDYADAN AÇTI AĞZINI YUMDU GÖZÜNÜ
Deniz, oğlu Kuzey'in önceki doğum günlerinde olduğu gibi bu sene de oğlunun kendisine gösterilmediğini belirtti. Ünlü şarkıcı sosyal medyadan eski eşine açtı ağzını yumdu gözünü.
"AYNI FİLMİ TEKRAR TEKRAR OYNUYORLAR"
"Aynı oyun yeniden sahnelendi. Yine aylardan nisan, yine sen benden uzaklara kaçırıldın ve yine kötüler konseyi bir şeylerin peşinde! Muhtemelen geçen yıl olduğu gibi, Anneler Günü için de bir Instagram şovu hazırlanıyor. 'Mağduru' oynamanın tadına varıldı çünkü. Sonuç alamadıkça seni kullanmaktan bir adım bile geri atmadan aynı filmi tekrar tekrar oynuyorlar"
"Daha önceki oyun beni velayet davasından geri çekmek içindi, şimdi ise işledikleri suçlara göz yummamı sağlamak. Aslında affetmiştim, ama galiba amaç aynı zamanda haber olmayı da sağlamak (çünkü geçen sene çalışmıştı bu) ve ulaşılamayan hedeflere ulaşmak! Bunun için de çok güzel kullandılar herkesi. Sessizliğimi ve çaresizliğimi de sonuna kadar sömürdüler. Senin tek suçun benim oğlum olman. Bir garibanın oğlu olsaydın çoktan seni kapıma bırakıp kayıplara karışmışlardı."
"5 METRE BİLE YAKINIMA YAKLAŞAMAYACAK İNSANLARA BU CESARETİ BEN VERDİM"
"Normal şartlarda 5 metre bile yakınıma yaklaşamayacak insanlara bu cesareti ben verdim. Öyle ki; senin gözünün önünde babana tekme tokat girişecek kadar taraflı programlara çıkıp şuursuzca "bir daha olsa bir daha yaparım" diyerek tehdit edecek kadar senin tek hayat garantin olan babanın 30 yıllık kariyerini ve emeğini iftiralarla bitirmeye çalışacak kadar, benden 700 km öteye kanunları, haklarımızı, senin menfaatlerini hiçe sayıp götürecek kadar cesaretlendiler."
"Benim onayım ve haberim olmadan seninle ilişkimizi çıkmaza sokacak kadar uzağa, bir bilinmeze sürüklediler. Daha doğrusu taşındılar. Ve giderken değil, gittiğinizde bana haber verildi. Samimiyetsiz "iyi niyet" davranışları sergileyerek, işlenilen şuçu hafifletmeye çalışıyorlar. (istediğin zaman gelip görebilirsin v.s)"
"Seni oraya gelip alarak otellerde, sana ait olmayan odalarda ve ortamlarda görmemi sağlamaya çalışıyorlar..Öyle olsun ki bir daha geldiğimde otele gitme fikri senin benimle gelmeni engellesin diye. Bana en azından bir hazırlık yapma şansı bile tanınmadı. Ve orada seni almaya geldiğimde, senin yanında ne gibi bir saldırıya uğrayacağım belli değil. Çok belli oraya çekilmeye çalışılıyorum."
"AYNI FİLM OYNANIYOR"
"Ben burada, odanın olduğu oyuncaklarının olduğu, arkadaşlarının ve seni seven onca insanın olduğu evinde bekliyorum oğlum seni. 3 haftadır göremiyorum seni. Senden özür diliyorum bu cesareti onlara taa baştan verdiğim için.Önce doğum günü hazırlıkların bana "göndericem" diye yaptırıldı sonra Kanunlara ve bize verilen haklara bile karşı gelerek götürüldün. Tıpkı geçen doğum gününde yapıldığı gibi. Dedim ya "aynı film oynanıyor"
"AMAÇ KENDİLERİNE ARABA ALDIRMAKTI"
Okula yazdırdım, okuldan alındın ve sonra "bizi eve hapsettin" diye akla zarar gerekçeler gösterildi. Amaç kendilerine araba aldırtmaktı.Yani mal talebiydi. Alırdım sorun değil ama "oğlumun kemerini bağlamadan arabaya bindiremessin" dediğimde bana alaycı mesajlar attılar. Ben senin güvenliğini tehlikeye atarak bunu yapamazdım.
"Birçok ailenin hayalini kurup oturamadığı eve "dağ başı burası" dendi ve götürüldün. Bu "dağ başı" denilen yer babanın ve bir çok kuzeninin oturduğu, deniz seviyesinde, her türlü ihtiyacının (okul ve hastanen de dahil) yürüme mesafesinde olduğu medeni ve imkanlarla dolu, şehir büyüklüğünde bir yer."
"Kaç babalar günümüz, 23 nisanımız, bayramımımız ve kaç doğum günümüz katledildi! Hepsi defterimde yazıyor oğlum. Keşke böyle olmasaydı ve keşke herkes payına düşeni yaşayıp seni mutlu etmek için benim kadar çıkarsız uğraşsaydı."
Ama artık üzülmüyorum. Hatta hüzünlü de olsam "mutluyum". Çünkü bu zalimlikler seni ve beni daha mutlu günlere hazırlıyor. Ben yine hep olduğu gibi adalete inanıyor ve yerini bulacağı günü bekliyorum. Senin haklarını korumak icin o mahkeme kapılarında 1 saniye bile yüksünmeden hazır bekleyeceğim.Seni çok ama çok seviyorum oglum. Mutlu yaşlar"
"EN AZ BENİM KADAR SUÇLUSUNUZ"
"Bu mektup herkese "Hiç duyar kasmayın..kimse ilgilenmek zorunda da değil. Hak hukuk tanımadan, ne olup bittiğini bilmeden, benim sessizliğimi de fırsat bilip cesaretlendirdiğiniz icin siz de en az benim kadar suçlusunuz. (lafım herkese degil. Bilen biliyor) Ben oğlum kullanılarak oynanan bir oyunu bozmaya çalışıyorum.Burada oğlunu korumaya çalışan bir babadan öte biri değilim." ifadelerini kullandı.