Kuruluş Osman'ın 'Malhun Hatun'u Yıldız Çağrı Atiksoy tüm merak edilenleri anlattı
Atv'nin reyting rekorları kıran, her bölümü merakla beklenen ve sevilerek izlenen dizisi Kuruluş Osman'ın 'Malhun Hatun'u Yıldız Çağrı Atiksoy diziyi, seti ve rolünü en bilinmeyenleriyle Sabah Gazetesi'nden İlker Gezici'ye anlattı. Dizide hayat verdiği karakterin kendisine birçok katkısının olduğunu söyleyen Atiksoy, 'Başarılı bir ekibin ve projenin içerisinde yer almak benim için mutluluk verici. Çok büyük bir emek, çok büyük bir adanmışlık var bu işte. 'dedi. Atiksoy, özel hayatına da dem vurarak nişanlısı Berk Oktay'ın en büyük destekçilerinden biri olduğunu belirtti. Güzel oyuncu, 'Bu projeyi kabul etmemde payı çok fazladır. Beni her konuda her zaman destekledi ve cesaretlendirdi. Bu karakteri de oluşturma sürecimde yanımda hep o vardı. En iyisini başarabilmek ve öğrenebilmek adına, birbirimizi her zaman yetiştiren ve yeri geldiğinde eleştiren bir çift olduk.'dedi.
Giriş Tarihi : Son Güncelleme :
ABONE OL
BU GALERİYİ PAYLAŞ
Öncelikle 'Kuruluş Osman yeni sezona da zirvede başladı ve öyle de yoluna devam ediyor. Bütün diziler arasında en çok izlenen yüksek reytingli bir dizide yer almak size ne hissettiriyor?
Emeksiz iş yoktur. Her işin kendi ritmine göre şartları, koşulları başka zorluklar içerir. Bizim iş de öyle. Çok büyük bir emek, çok büyük bir adanmışlık var bu işte.
Hatta bazen bir dizi olduğunu unutacak kadar varıyla yoğuyla gece gündüz demeden ilk gün heyecanıyla çalışan güçlü bir ekipten oluşuyoruz ve karşılığını da seyircimizin beğenisiyle aldığımız zaman bu bizim en büyük motivasyon kaynağımız oluyor. Bu denli başarılı bir ekibin ve projenin içerisinde yer almak benim için mutluluk verici.
'Kuruluş Osman' kadrosuna geçen sezon dâhil olmuştunuz. Seyirci çok kısa sürede sizi benimsedi ve karakteriniz Malhun Hatun dizinin vazgeçilmez isimlerinden biri haline geldi. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Böyle tarihi önem taşıyan bir projeye sonradan dahil olmak hem heyecan verici hem de benim için zorlu bir süreçti ama sağ olsunlar beni ilk günden beri destekleyen bir seyirci topluluğuyla karşılaştım ve kısa sürede aramızda bir bağ oluştuğuna inanıyorum. Malhun Hatun karakterine gelince, soyumuzun devamını sağlayan, Orhan Gazi'nin annesi, Osman Bey'in bu kutlu mücadelesinde hep yanında olan ve Devlet Ana ünvanını almış Türk tarihinin en önemli kadınlarından birisidir.
Bu sebepten Kuruluş Osman seyircisi, tarihimizi de bilerek ilk bölümden bu yana bir gün hayatlarına Malhun Hatun karakterinin gireceğini bekliyor ve Malhun Hatun'suz bir devlet kurulamayacağını elbette ki biliyorlardı. Oynadığım rol de hayali karakter değil, tarihimize yön veren en önemli isimlerden biri olduğu için seyircinin benimsemesi zaten kaçınılmazdı.
Karakterin size ne kattığını düşünüyorsunuz. Bu tarihi önemli karakterden siz Yıldız olarak ne öğrendiniz?
Açıkçası bu karakterin bana hem zihnen hem bedenen çok şey kattığını düşünüyorum. Bu zamana kadarki oynadığım rollerden çok daha farklı olarak beden gücünün de ön planda olduğu bir karakter ve eforun bittiği yerde zihin gücü devreye giriyor çünkü kısıtlı bir zaman çerçevesinde başarmanız gereken unsurlar çok fazla. İşte tam bu noktada kendi gücümü ve azmimi yeniden keşfetmemi sağladı. Yaşadıkları dönem ve uğruna ölmeyi göze alarak savaştıkları kutlu hedef göz önünde bulundurulduğunda bu kadar dik, bu kadar sağlam duran savaşçı ruhlu kadınlarımızdan herkesin öğrenecek çok şeyi olduğunu düşünüyorum. Türk kadınının neleri başarabileceğine dizimizle beraber tekrar şahit olmak bana ayrı bir gurur veriyor.
HATA YAPMA LÜKSÜNÜZ SIFIR
Osman Bey ve Malhun Hatun'un oğlu Orhan'ın doğumu ikinci sezon finaline damga vurmuştu. Geleceğin padişahının annesini canlandırmanın sorumluluğunuzu artırdığını hissetiniz mi?
Kesinlikle. Bir oyuncu olarak bu kadar önemli bir karakteri canlandırıyor olmak, izleyenlere bir kez daha benim vesilemle hatırlatıyor olmak, bilmeyene de öğretiyor olmak hem büyük sorumluluk yükleyen ama aynı zaman da çok şanslı hissettirip bir yandan da cesaret isteyen bir durum. Bir de benim gibi mükemmeli kovalayan bir yapınız varsa endişeye de kapılmamanız imkânsız çünkü hayali bir karakteri oynamıyorum. Bu dünyaya varlığıyla, görevleriyle ve ona verilen unvanlarla adını kazımış tarihimizin mihenk isimlerinden birini canlandırıyorum. Elbette sorumluluğunu iliklerime kadar hissediyorum. Hata yapma lüksünüz sıfır.
Bala Hatun'la obada çok güzel bir uyumunuz var. Bala Hatun'u canlandıran Özge Törer'le bu sahneleri çekerken neler yaşıyorsunuz?
Özge sete adaptasyon sürecimi, benim açımdan çok daha kolaylaştıran ve desteğiyle gerçekten beni güçlendiren, iyi ki Bala oymuş dediğim biri oldu. Özge'nin bu ilk işi ama bu projede 2 senelik muazzam bir tecrübesi var. Benim de mesleki açıdan büyük bir tecrübem var ama bu tarz bir projede yer alma açısından ilk deneyimim. Biz de tecrübeli olduğumuz alanları harmanlayıp çok güzel bir dayanışma ve dostluk oluşturduk. İlk günden itibaren kimyamız tuttu, bağımız kuvvetlendi. Bu yüzden onunla oynamak çok keyifli.
OBAMIZA HOŞGELDİN DİYE KARŞILANDIM
'Kuruluş Osman' yalnızca Türkiye'nin değil dünyanın sayılı platolarından birinde çekiliyor, bu mekanda insan zaman makinası ile geçmişe ışınlanmış gibi oluyor. Oyuncu olarak bu dekorda, kostümlerle çalışmak performansınız nasıl etkiliyor?
Sete ilk gittiğimde inanılmaz etkilenmiştim. Platonun büyüklüğü ve sahiciliği sizi 2021 yılından bir an da koparıp, sizin de dediğiniz gibi zamanda yolculuğa çıkarmış hissiyatını tattırıyor. Sete her gittiğimde aynı duyguyu yaşıyorum. Bugünden beni uzaklaştırıyor, tamamen o dönemi yaşıyor ve o döneme aitmişsiniz gibi hissettiriyor. Hatta şöyle bir anım da var; obadaki ilk sahnem için sete gittiğimde yardımcı oyuncularımız büyük bir inanmışlıkla 'obamıza hoş geldin Malhun Hatun' diye karşıladılar beni, öyle bir aitlik hissinden bahsediyorum işte. O yüzden oyuncu olarak gerçekliğe bu kadar yakın bir plato da tamamen o dönemin havasını koklayarak çalışıyor olmak büyük bir avantaj, oyuncu performansı için sağlam bir motivasyon kaynağı oluyor.
Dönem işi olduğu için kalıplaşmış kadın rollerinin ötesinde bir roldesiniz. At biniyor, kılıç kullanıyor, ok atıyorsunuz. Bu duruma uyum sağlamanız kolay oldu mu zorluk yaşadınız mı? Hem atınızla hem de bu tarz aksiyonlu sahnelerle aranız nasıl?
Hiç zorluk yasamadım desem yalan olur, bir anda hiç tecrübe etmediğiniz bir tempoya alışmak kolay değil elbet ama hem ekibimizin hem de eğitmenlerimizin bu süreçteki desteği benim için çok kıymetli. Özellikle aksiyonlu sahnelerinde güven duygusu çok önemli, bu konuda profesyonel bir ekiple ve alanlarında çok başarılı eğitmenlerimizle çalışıyor olmak beni ilk günden itibaren çok rahatlattı. Aksiyon sahnelerini tecrübe ediyor olmak beni çok heyecanlandırdı, kendimi izlerken en keyif aldığım sahneler haline dönüştü, atları da her zaman ayrıca çok sevmişimdir ve bu kadar hissiyatlı bir hayvanla sahneyi ve o anı paylaşmak, bunu deneyimlemek anlatılamayacak kadar büyük bir adrenalin benim için.
BU KARAKTERİ OLUŞTURMAMDA EN BÜYÜK DESTEĞİ BERK VERDİ
İlişkinizin henüz 8. ayında evlilik teklifi almak size ne hissettirdi? Nasıl bir andı paylaşmak ister misiniz?
O an ikimize ait ve özel, o yüzden paylaşmaktan kaçınırım ama ilişkimizin ilk gününden beri bir gün çocuğum olacaksa bu adamdan olacak duygusunu bana sonuna kadar hissettiren bir adam vardı karşımda. Biz zaten beraber yaşlanmak üzerine bir ilişkiye başladık, o kadar güçlü ve netti isteğimiz birbirimize karşı, şükür ki bu isteğimiz daha da kuvvetlendi. Bu yüzden 8.ay da evlilik teklifinin gerçekleşmesi bizim için ilişkimizin ilk gününden bildiğimiz ve sahip olduğumuz duygunun sembolüydü.
İkiniz de aynı meslekle uğraşan kişilersiniz. Birbirinizi eleştiri misiniz? Örneğin, Berk Bey'in sizin karakterinize yaklaşımı nasıl?
Berk aynı zaman da Türkiye'nin en başarılı aksiyon oyuncularındandır ve temeli aksiyon olan bir projeye dahil olma sürecimde, onun yanımda olması benim için büyük şanstı. Hatta bu projeyi kabul etmemde payı çok fazladır. Beni her konuda her zaman destekledi ve cesaretlendirdi. Bu karakteri de oluşturma sürecimde yanımda hep o vardı. At binmeye beraber gidiyoruz. Bana aksiyonun tekniklerini öğretiyor. En iyisini başarabilmek ve öğrenebilmek adına, birbirimizi her zaman yetiştiren ve yeri geldiğinde eleştiren bir çift olduk. Dizilerimizi izlerken, birbirimize karşı hiç çekinmeden açık eleştiri de bulunuyor olmak ve birbirimizin gelişimine katkı sağlıyor olmak çok kıymetli. Biz aynı mesleğe sahip olmanın avantajını çok güzel yaşıyoruz.
Kariyer anlamında genelde hep güçlü kadınları canlandırdınız. Siz de öyle biri misiniz? Dışarıdan bakıldığında naif, kırılgan, utangaç, duygusal bir yapınız var gibi... Güçlü kadınları oynamak ne hissettiriyor ve ne katıyor size?
Ataerkil toplumun öncülüğünde var olan bu dünyada şartları ne olursa olsun, ona dayatılan sisteme ve zorunda bırakıldığı koşullara başkaldıran kadınları seviyorum. Hayatın zorluklarıyla mücadele ederken elbette yara alıyorsun, düşüyorsun ama düştükten sonra bunu nasıl karşıladığın ve nasıl ayağa kalktığın çok önemli. Doğasında var olan gücü unutmayan kadınlar benim idolümdür. Hayatta tanıdığım ilk güçlü kadın annem. Ailemin diğer kadınları, hayatı paylaştığım kız arkadaşlarım, hepsinin ortak noktası güç. Ekranda hayat mücadeleleriyle başarılara imza atmış güçlü kadınlar görmek istiyorum, bu sebeple ben de mesleğimi icra ederken seçtiğim rollerde buna dikkat ediyorum. Duygusal ve utangaç bir yapımın olduğu doğrudur ama bu kadar güçlü kadınlar tarafından yetiştirilmişken ve buna önem verirken bunun aksi bir yapıya sahip olmam mümkün değil.
Yaklaşık 17 yıldır bu sektördesiniz. Önemli isimlerle iddialı projelerde çalıştınız. Geri dönüp baktığınızda seçimlerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Her yeni set ve her yeni proje bir oyuncu için yeni bir okul demektir. Ne kadar tecrübeniz olursa olsun, her seferinde öğrenmeye devam edersiniz. Ben bu yolculuğumda kendimi geliştirebileceğim oyuncu büyüklerimle ve oyuncu arkadaşlarımla çalışma fırsatı yakaladığım için çok şanslı hissediyorum.