Giriş Tarihi : Son Güncelleme :
Dedesinin vefatının ardından duygularını dile getiren Emre Gruda şunları söyledi:
"İlginç bir an yaşıyorum. Burada benim için bir baş hoca yatıyor, sanat adına kendi adıma pek çok şey öğrendim. Bana duygularımı kontrol etmeyi öğretmişti, o yüzden şu an ağlamıyorum. Ben onu seviyorum, hepinizin sevdiğine eminim... Türk halkının başı sağ olsun."
SANA TAKİPÇİ SATIN ALAMADIM
Son anlarında usta oyuncunun yanında olan Tümay Özokur ise şu ifadeleri kullandı:
"Dün akşamdan beri milyon şey geçti kafamdan... Çok anı, çok anlamlı bir ömür, 15 yıla yakın bir süre var. Bizim hayatımıza o kadar muhteşem bir yerden dokundu ki... Bir gün bile onun sevgisizliğini, birgün bile onun beklentili bir duygusunu hissetmedik. Duayenleri temsil etmekten, onların bana gücenmesinden gurur duyuyorum. Gidenlere ve kalanlara teşekkür ediyorum. Evet, yaz...
Evet, havalar sıcak, bir çok sebebimiz var yapacaklarımızı ertelemek için ama öyle anlar vardır ki ertelenmemesi gerekir. Bu sektörün, bu hayatın hak etmeyen insanlara hak etmediği değeri verip; hak eden insanlar karşısında suskun kalmasından nefret ediyorum. 30 seneyi geride bıraktım. Çalışmaktan bir gün bile yorulmadım. İyileri hep tenzi ederek söylüyorum. 'Duayen' dediğimiz başımızın üzerinde taşıyacağımız bu değerler için üç kuruşun pazarlığını etmekten, onları karavanlarda sığıntı gibi oturtmaktan, yapılan saygısızlıklarla mücadele etmekten çok yoruldum ben. Burada herkes olmalıydı, sıcak buna bahane değil. Sana takipçi sayısı satın alamadığım için özür diliyorum. Yeteri kadar duyuramadık affet. Gelemediği için üzülenler, mesaj atanlar var. Ama gelebilecek durumda olup gelemeyenleri de havale ediyorum. Yılmaz Abi'nin çok değerli bir sözü vardır: 'Akrabam'"
HİÇBİR ÜNLÜ GERİ DÖNMEDİ
Oyuncu Tuna Arman:
"Salona baktığım zaman çok üzgünüm. 1995 yılında aynı sahneyi paylaştım. Ayşe Abla da, Yılmaz Abi de annam babam oldu. Elvan kardeşim oldu. İyi gün, kötü gün çok şey paylaştık. Şubat ayına kadar çalışıyordu, ardından hastalandı. Mart ayında sosyal medya hesaplarımdan kan aramak için herkese yalvardım.
'Beş saattir acil sedyesinde yatırılıyor, bu çok önemli bir hocamız... yardım edin!' diye yalvardım. Hiçbir ünlü geri dönmedi. Vatandaşlar döndü. Cenazelerde çiçeklerinizi görüyoruz, öldüğü zaman profil fotoğraflarını değiştirip, çok güzel kelimeler yazıyorsunuz. Ama Yılmaz Gruda çok büyük isim hani 'bir daha yetiştiririz' dediniz ya bir daha yetiştiremeyiz. Herkesten rica ediyorum, bana tören yapmayın kimse bilmesin. Biz varken yaşatılmıyoruz ki, ölünce bize bir şey yapsınlar. Onu son aylarında çok kötü yaşattık. Yalvardım ama çare bulamadım."
1956 yılında girdiği Cep Tiyatrosu'nda başlayan oyunculuk serüveni, Ankara Devlet Tiyatrosu'na ait Küçük Tiyatro'da devam etti. Ankara Meydan Sahnesi ve Nisa Serezli topluluklarında görev yaptı. Bir dönem sahnelerden uzaklaşarak asıl mesleği olan memurluk hayatına dönüp muhasebecilik yaptı. Muammer Karaca Tiyatrosu'nu yönetti.