Diyabet hastaları yaşam tarzında yapılacak birkaç küçük değişiklik ve düzenli kan şekeri kontrolü ile inme riskini yüzde 57 oranında azaltabiliyor. Nöroloji ve İnme Akut Tedavi Bölümü'nden Prof. Dr. Talip Asil, diyabet hastalarının inmeden korunması için dikkat etmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.
DİYABETLİ GENÇ HASTALAR DAHA ÇOK İNME RİSKİ TAŞIYOR
Halk arasında felç olarak bilinen inme yani beyin krizi, erişkin ölümlerinde birinci, vücutta hasar bırakan hastalıklarda ise üçüncü sırada yer almaktadır. Birçok rahatsızlığa neden olan sigara, obezite, kolesterol, yüksek tansiyon ve diyabet inmenin de en önemli sebepleri arasında bulunmaktadır. Tip I ve Tip II diyabetli hastalarında inme riski diyabet hastası olmayanlara göre 2 kat daha fazladır.
Bu risk tüm yaş grupları için geçerlidir. Ancak inme gelişme riski diyabetli genç hastalarda daha yüksek görülmektedir. Yani diyabetik hastalar diyabeti olmayan hastalara göre daha erken yaşta inme geçirme tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır. Diyabet kişilerde ayrıca yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği ve kalp hastalıklarına da yol açarak kişilerin dolaylı yollarla da inme riski yaşamasına neden olabilmektedir. Ayrıca sadece inme hastalarında değil bozulmuş glukoz intoleransı olarak adlandırılan diyabet öncesi evredeki kişilerde de inme riskinin artışı söz konusudur. Diyabetik hastalarda sadece damar tıkanıklığı ile ortaya çıkan inmelerin değil, beyin kanamalarının da sık olduğu görülmektedir. Diyabetik hastalarda beyin kanaması riski yaklaşık 1.5 kat daha yüksektir.
DİYABET İNME ŞİDDETİNİ DE ARTIRIYOR
İnme şiddeti de diyabetik hastalarda diyabetik olmayan kişilere göre daha fazla görülmektedir. Bu nedenle diyabetik hastaların ölüm ve vücutta hasar bırakma oranları, diyabetik olmayan inme geçiren hastalara göre çok daha yüksektir. Çünkü inmeli bir hastada kan şekerinin yüksek olması, inme şiddetinin artışı ile doğrudan ilişkilidir. Ayrıca diyabetli hastalarda inmenin tekrar etme ihtimali de diyabetik olmayan hastalarda daha yüksektir.
BAŞ DÖNMESİ VE YUTMA GÜÇLÜĞÜNÜ HAFİFE ALMAYIN
Diyabetik hastalarda şah damarı olarak bilinen karotis damarında darlık olma olasılığı da yüksektir. Karotis damarında darlık olması da beyin dokusunun kansız kalmasına ve beyindeki damarlara pıhtı atmasına neden olarak inme geçirme riskinde belirgin bir artışa neden olmaktadır. Bu nedenle diyabeti olan 40 yaş üstü hastaların mutlaka en az bir kez Doppler ultrasonla karotis damarına baktırması ve risk altında olan kişilerin de düzenli olarak takiplerini yaptırması yaşamsal öneme sahiptir.
BU BELİRTİLERE DİKKAT!
YÜZDE KOLDA VE BACAKTA GÖRÜLEN GÜÇSÜZLÜK YADA UYUŞUKLUK
BAŞ DÖNMESİ
ANLAMA GÜÇLÜĞÜ
KONUŞMA GÜÇLÜĞÜ
DENGE KAYBI YAŞANARAK AÇIKLANAMAYAN DÜŞMELER
BİR VEYA İKİ GÖZDE BULANIK YA DA GÖRMEDE AZALMALAR
ŞİDDETLİ VE ANİ BAŞ AĞRILARI
Yutma güçlüğü gibi belirtiler inmeye işaret edebileceği için vakit kaybetmeden bir bu konuda donanımlı bir inme merkezine başvurulmalıdır. İnmede ilk 4,5 saat müdahale için en önemli zamanlar olup kişi doğru tedavi ile eski sağlığına yeniden kavuşabilmektedir.
İNME RİSKİ EN AZA İNDİRİLEBİLİR
Yaşam tarzı değişiklikleri örneğin total yağ alımını özellikle doymuş yağları diyette azaltmak, fiziksel aktiviteyi artırmak ve sıkı kilo kontrolü diyabet görülme olasılığını düşürmektedir. Ancak diyabetik bir hastada sadece kilo kontrolü ile inme ve kalp krizi riskini azaltmak mümkün değildir. Diyabetik hastalarda kan basıncı değerlerinin normal sınırlarda tutulması, kan kolesterol düzeylerinin hedeflenen aralıklarda tutulması gerekmektedir. Tütün ve ürünlerinden uzak durulmalı, günlük yaşamın stresinden mümkün olduğunca korunulmalıdır.