Filmin yönetmeni Ali Koç… Reji sorumlusu Comolli… Başaktör Cocu… Yardımcı rolde Koeman…
Film büyük iddiayla vizyona girdi. İlk başta herkes mutluydu. Oynayan da seyreden de…
Ve pembe bulutların üzerinde uçuyorlardı. Çünkü bu film için yönetmen bir senedir çalışıyordu.
Fakat film ilerledikçe olay Agatha Christie romanlarına benzemeye başladı. Filmin çekimlerinde önce başaktör setten ayrıldı.
Setten ayrıldı ama memleketten ayrılmadı, çünkü parasını alacaktı.
Rejisör hala memleketteydi ve setteydi. Film henüz bitmedi, ama Fenerbahçe bitti!
Düşünün bu maçtan sonra lig bitecek olsa şu anda sarı-lacivertliler, Spor Toto 1. Lig'e düşecekti.
Peki size bir soru; Bu Fenerbahçe takımı Spor Toto 1. Lig'e düşse ne olur?
a) Federasyon tarafından düşme kaldırılır mı?
b) Düşme kaldırılmaz Fenerbahçe, Spor Toto 1. Lig'de oynarsa yayın ihalesi yeniden mi yapılır? Çünkü bu ligde Fenerbahçe'nin bütün maçları full dolar. İçeride dışarıda…
c) Fenerbahçe'nin çok maçı gündüz oynanır. Bu da avantaj mı olur, dezavantaj mı olur onu bilemem.
Ali Koç çok iddialı geldi iyi tamam da kendi kulübündeki tecrübeli insanları bile dinlemedi.
Telefon açanların telefonlarına bile dönmedi. Ama duyuyorum ki babası sevgili Rahmi Koç'un bile telefonlarına dönmezmiş.
İyi güzel de sen telefonlara dönmezsen işte dün akşam olduğu gibi adamı böyle maç bitmeden geriye dönüş için Havalimanı'na döndürürler!
Filmin galası yapıldı, gösterime girdi, gişede çakıldı…
Dün gece son perdeydi ve bitti! Şimdi yarın sabahtan itibaren yeni bir filmin çekimine başlanacak.
Yönetmen aynı olacak, oynayanlar değişecek. Türkiye'de herkes merak ediyor. Bakalım ikinci film bize neler gösterecek?
Yönetmen hala burnunun dikine mi gidecek? "Ben bu işi çok iyi biliyorum, kimse karışmasın" mı diyecek? Tecrübeli insanlara danışmayacak mı?
Merakla bekliyoruz. Çünkü ikinci film de bu şekilde, yönetmenin işi biter! Çok net!
Bugün "The End" dedik. İkinci filmde de yönetmenin yaptıkları değişmezse başlık şu olur; The End-2…
Ama yanına iki kelime daha yazarlar "Yönetmen de gitti" diye…