ATI tarafından yapılan basın açıklamasında gösterinin amacının California'da Türklerin Ermeniler tarafından uğradığı baskıya dikkat çekmek ve 100 yıldan eski olan olaylar üzerinden oluşturulan nefret ortamına karşı duruş sergilemek olduğunun altı çizildi.
Yapılan açıklamada ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin sözde soykırım iddialarını gerçek olmayan iddialar olarak nitelendiren ve bu durumun "soykırım" ile kıyaslanamayacağı söylenen kararı hatırlatıldı.
Los Angeles Başkonsolosu Can Oğuz Amerikan basınına yönelik gösterilerden evvel yaptığı açıklamada, "Osmanlı İmparatorluğunun ve I. Dünya Savaşının son yıllarının çok trajik bir dönem, 2014 yılından bu yana Türkiye'nin I. Dünya Savaşının zorlu koşullarında hayatını kaybeden Osmanlı Ermenilerini anıyor, ancak gerçekleşen olayların soykırım olarak nitelendirilemez" dedi. Oğuz, "Savaş koşullarında hayatını kaybeden herkese saygı duyulmalıdır ancak bunun gerçekleşmesi için objektif bilgi gerekir. Bu sebeple daha en başından tüm dünyadan tarihçilerin bir arada olduğu bir komisyon kurulmasını önerdik" diye konuştu.
ATI grubu adına İHA'ya konuşan Turgut Çakırağa Ermenilerin sözde soykırım iddialarını kastederek, "Bu hikâyenin bir de öbür tarafı var demek için buradayız. Konuştuğumuz tüm TV kanallarına da aynı şeyi söyledim. Türk tarafının da dinlenmesi gerekiyor. Birbirimizi anlamamız lazım. Bu iş tarihçiler tarafından yapılabilir" dedi.
"Amerika'da oturan Türkler, çocuklarımız, çok fazla baskı görüyorlar, iş yerlerinde baskı görüyoruz" diyen Çakırağa, bu ülkede yaşayan Türk kökenli bir Amerikan vatandaşı olarak karşı tarafın saldırıları ile bir barış ortamı kurulamayacağını ifade etti.
Sözde Soykırım iddiaları ile gösteri yapan Ermeniler, Türklerin oluşturduğu gruba sözlü ve küfürlü sataşmalarda bulundu ve Türk bayrağını yırtarak tahrik etmeye çalıştı. Türk tarafında bulunan göstericilerin sağduyulu davranması ve Los Angeles Polis Departmanı'nın aldığı yoğun güvenlik önlemleri Ermenilerin yaptığı taşkınlığın büyümesini önledi.
TRUMP'TAN SKANDAL AÇIKLAMA
ABD başkanı Donald Trump, 1915 olayları için 'Büyük Felaket' anlamına gelen 'Meds Yeghern' ifadesini kullandı.
ABD'de yaşayan Ermeni Diasporası'nı çatısı altında toplayan ABD Ulusal Ermeni Komitesi ise Trump'ın, 'önce Türkiye' politikası izlediğini ve 'soykırım' sözcüğünü anmaktan kaçındığını savundu.
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI'NDAN SERT AÇIKLAMA
Dışişleri Bakanlığı, ABD Başkanı Donald Trump'ın 1915 olaylarını konu alan yazılı açıklamasındaki yanlış ifadelerin Türkiye tarafından reddedildiğini açıkladı.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump tarafından 1915 olayları hakkında, 24 Nisan 2018 tarihinde yapılan yazılı açıklamada yer alan yanlış ifadelerin ve sübjektif tarih yorumunun reddedildiği bildirilerek, "ABD yönetiminden beklentimiz Osmanlı'nın tüm milletlerinin büyük acılar yaşadığı bu dönemi adil bir yaklaşımla değerlendirebilmesidir. Bu çerçevede, Başkan Trump'a aynı dönemde Ermeni isyancıların yer aldığı olaylar nedeniyle katledilen 500 binden fazla Müslüman'ın bulunduğunu hatırlatırız" denildi.
Açıklamada, Türkiye'nin bir "Ortak Tarih Komisyonu" kurulması yoluyla tarihin bu acılı döneminin aydınlatılmasını önermeye devam ettiği ve arşivlerini araştırmacıların istifadesine açtığı belirtilerek şunlara yer verildi:
"Öte yandan, I. Dünya Savaşı şartlarında hayatını kaybeden Osmanlı Ermenileri bu yıl da 24 Nisan günü, İstanbul Ermeni Patrikhanesi'nde düzenlenen dini törenle hak ettikleri saygıya ve 800 yıllık Türk-Ermeni dostluğuna uygun biçimde anılmışlardır. ABD Yönetimine, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın söz konusu törene ilettiği ve Türkiye'nin bu hassas konuya ilişkin yaklaşımını yansıtan, Osmanlı Ermenileri'nin torunlarına muhatap 24 Nisan 2018 tarihli mesajını dikkate almalarını tavsiye ederiz.
Tüm bu hususlarla birlikte, ABD Başkanı tarafından yapılan açıklamanın bu konudaki uluslararası hukuki normlar içerisinde kalmasının ve asılsız soykırım iddialarının dile getirilmemiş olmasının aklıselime uygun bir hareket tarzı teşkil ettiğini düşünüyoruz."