Demokrasi ve Özgürlükler adası açılıyor! Her adımda geçmişe yolculuk...
Cumhuriyet tarihinin en karanlık dönemlerinden birine ev sahipliği yapan ve bugün Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleriyle açılacak olan Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nın ilk ziyaretçileri basın mensupları oldu.
Basın mensupları, sabah saatlerinde kendileri için tahsis edilen özel bir tekneyle Maltepe'den Demokrasi ve Özgürlükler Adası'na geldi.
Yaklaşık bir saat süren yolculuğun ardından Demokrasi ve Özgürlükler Adası'na ulaşan basın mensupları, burada gördükleri yenilikleri aktarmak adına ilk yayınlarını gerçekleştirdi.
Mihmandar eşliğinde Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda tura çıkan basın mensuplarının ilk durağı, yargılamaların yapıldığı mahkeme salonu, yeni adıyla 27 Mayıs Müzesi oldu.
27 Mayıs Müzesi'nin girişinde, dava dosyalarının özetinden ve çıkan kararlardan oluşan sergiyi görmek mümkün.
Bu yazının altında Yüksek Adalet Divanı Başkanı Salim Başol, Başsavcı Altay Ömer Egesel ile divan üyelerinin hareketli balmumu heykelleri bulunuyor.
Öte yandan bu müzenin içinde dev ekranda ziyaretçilere, o dönem Türk siyasi tarihinde ve Yassıada'da yaşananların anlatıldığı "Dünden Bugüne Yassıada" belgeseli izlettiriliyor.
Demokrasi ve Özgürlükler Müzesi
Yargılamaların yapıldığı dönemde subay yatakhanesi olarak kullanılan bina, Demokrasi ve Özgürlükler Müzesi'ne dönüştürüldü.
Müzenin girişindeki duvarda, Adnan Menderes'in "Yeter söz milletindir!" ifadesi dikkati çekiyor.
Bu müzenin içinde Adnan Menderes'in doğduğu evin benzeri yer alıyor. Müzede, "Aydın Evi" olarak adlandılan bu bölümde bir yatak odası, salon ve mutfak bulunuyor.
Müzenin içindeki küçük odalarda, Adnan Menderes'in hayatı ile iktidarda bulunduğu yıllarda Türkiye'de yaşanan kalkınma hamlelerine ilişkin bilgi ve görseller ziyaretçilere aktarılıyor.
27 Mayıs Müzesi'nin girişinde, dava dosyalarının özetinden ve çıkan kararlardan oluşan sergiyi görmek mümkün.
Müzede yer alan mahkeme salonu, sanık sandalyelerinden sanıkların savunmalarını yaparken kullandıkları mikrofona kadar birçok ayrıntıyı içeriyor.
27 Mayıs Müzesi'nin girişinde, dava dosyalarının özetinden ve çıkan kararlardan oluşan sergiyi görmek mümkün.
Öte yandan bu müzenin içinde dev ekranda ziyaretçilere, o dönem Türk siyasi tarihinde ve Yassıada'da yaşananların anlatıldığı "Dünden Bugüne Yassıada" belgeseli izlettiriliyor.
DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKLER MÜZESİ
Yargılamaların yapıldığı dönemde subay yatakhanesi olarak kullanılan bina, Demokrasi ve Özgürlükler Müzesi'ne dönüştürüldü. Müzenin girişindeki duvarda, Adnan Menderes'in "Yeter söz milletindir!" ifadesi dikkati çekiyor.
Bu müzenin içinde Adnan Menderes'in doğduğu evin benzeri yer alıyor. Müzede, "Aydın Evi" olarak adlandılan bu bölümde bir yatak odası, salon ve mutfak bulunuyor.
Müzenin içindeki küçük odalarda, Adnan Menderes'in hayatı ile iktidarda bulunduğu yıllarda Türkiye'de yaşanan kalkınma hamlelerine ilişkin bilgi ve görseller ziyaretçilere aktarılıyor.
Adnan Menderes'in 17 Şubat 1959'da Londra'da yaşadığı uçak kazası da anlatılıyor. Odanın içinde, uçak enkazının bir replikası yer alıyor.
Müzenin üst katında ise Adnan Menderes'in hapishane odası bulunuyor. Güneş almaması için pencereleri tahtalarla kapatılan odada bir yatak, masa, sandalye ve tek duvarlı bir tuvalet mevcut.
Bu katta ayrıca, "Özlem", "Sessizlik-İntihar", "Çaresizlik-Halüsilasyon", "Ölüm Korkusu", "Dava Arkadaşları", "Dava Devam Ediyor" adlı odalar yer alıyor.
ADANIN DÖRT BİR YANINDAKİ HEYKELLER DİKKATİ ÇEKİYOR
Demokrasi ve Özgürlükler Adası, açık alanlarda yer alan heykelleri ve objeleriyle de dikkati çekiyor.
Adada, bir duvara, yargılanan 592 milletvekilini temsilen yerleştirilen o döneme ait valizlerin replikaları bulunuyor.
1859 yılında adayı satın alarak sahilde kaleye benzer bir bina ile adanın ortasına köşk yaptıran Birleşik Krallık'ın İstanbul sefiri Henry Bulwer'ın, elinde bir kalemle bankta otururken tasarlanmış bir heykeli yer alıyor.
Açık alandaki en ilginç tasarımlardan biri, sansüre takıldığı için muhatabına ulaşamayan mektuplardan yola çıkılarak yapılan "Ulaşamayanlar" heykeli. Heykel, etrafı dikenli tellerle çevrili mektuplar ve büyük bir tüy kalemden oluşuyor.
"Karanlıktan Aydınlığa" adlı açık hava sergisinde ise adanın geçmişten bugüne tarihi yazı ve görsellerle anlatılıyor. Bu serginin yer aldığı binanın duvarlarına 4 dilde yazılan "demokrasi" kelimesi dikkati çekiyor.
Yaklaşık bir saat süren yolculuğun ardından Demokrasi ve Özgürlükler Adası'na ulaşan basın mensupları, burada gördükleri yenilikleri aktarmak adına ilk yayınlarını gerçekleştirdi.
2013 YILINDA DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKLER ADASI OLDU
Yeniden düzenleme çalışmalarına 2015 yılında başlanan adada ayrıca uluslararası alanda üst düzey katılımcıların da misafir edilebileceği dikkate alınarak 123 odalı kongre oteli, her türlü toplantıya ev sahipliği yapabilecek 500 kişilik kongre merkezinin yanı sıra cami, anıt ve park ile meydanlar da inşa edildi.
Adanın diğer yapıları ise tarihi Bizans sarnıcı ve zindanları, şato yapısı, seyir terasları, engelliler için yatay asansör, tarihi subay gazinosu, iskele idare ve kriz yönetim yapısı, karşılama yapısı, helikopter pisti, restoran ve personel yatakhanesi ile yönetim binasından oluşuyor.
Mihmandar eşliğinde Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda tura çıkan basın mensuplarının ilk durağı, yargılamaların yapıldığı mahkeme salonu, yeni adıyla 27 Mayıs Müzesi oldu
27 Mayıs 1960 askeri darbesinin zulmüne uğrayan Demokrat Partili 592 siyasetçinin, 15 ay boyunca hücre ve zindanlarda tutulduğu Yassıada'nın ismi 2013 yılında Demokrasi ve Özgürlükler Adası olarak değiştirilmişti.