Giriş Tarihi : Son Güncelleme :
Farklı grip virüsleriyle hastalığın hayvanlarda da görülebildiğine değinen Batırel, bu virüslerin insanlara bulaşmasının genellikle mümkün olmadığını ancak yapı değiştirerek bulaşabileceğine işaret etti. Doç. Dr. Batırel, 2009'da Meksika'da rastlanan domuz gribi virüsünün (H1N1) de insanlara bu şekilde bulaştığını, insandan insana yayılarak birçok kişiyi etkilediğini ve dünya çapında salgına (pandemi) neden olduğunu hatırlattı.
"ELLER BOL SU VE SABUN İLE SIK SIK YIKANMALI"
Doç. Dr. Batırel, gribin; hastaların konuşma, öksürme, hapşırma sırasında 1-2 metreye kadar yaydıkları damlacıkların, sağlıklı bireyler tarafından solunum yoluyla alınması, damlacıkların bulaştığı nesne ve yüzeylere temas edilmesiyle virüs bulaşan ellerin ağız, burun veya göze sürülmesi, hastayla 1 metreden daha az mesafeden konuşma ve öpüşme sonucunda bulaşabildiğini dile getirdi.
Virüsün eşya yüzeylerinde 2-8 saat canlı kalabildiğine işaret eden Batırel, hastalığın, belirtilerin ortaya çıkmasından 1 gün öncesinden 5. ila 7. gününe kadar bulaştırıcı kabul edildiğini söyledi.
Gripten korunmadaki en mühim önlemlerin el yıkamak ve kişisel hijyen kurallarına uymak olduğunu ifade eden Batırel, alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:
"Eller bol su ve sabunla sık yıkanmalı, ağız, burun ve gözlere kirli eller ile temas edilmemelidir. Grip virüsünün yayılmasını önlemek için yüzeylerin (kapı kolları, masalar, oyuncaklar gibi) günlük temizlikte kullanılan deterjanlar ve 1'e 10 oranında sulandırılmış çamaşır suyuyla temizlenmesi yeterlidir.
Hasta kişilerle yakın temastan ve gerekli olmadıkça kalabalık ortamlarda uzun süre bulunmaktan kaçınılması gerekir. Hapşırma ve öksürme sırasında tek kullanımlık kağıt mendil kullanılmalı, kullanıldıktan sonra etrafa temas ettirilmeden hemen çöpe atılmalı ve eller yıkanmalıdır. Eğer kağıt mendil yoksa, hapşırma ve öksürme sırasında kolun iç kısmıyla ağız ve burun örtülmelidir. Bu iş için eller ve avuç içleri kullanılmamalıdır.
Hasta olanlar evde istirahat etmeli, bol sıvı, taze sebze ve meyve tüketmeli, evden çıkmamalı. Bu kimselere, kalabalık ortamlara ve sağlık kurumlarına gitmeleri durumunda maske takmalarını tavsiye edilir."
"RİSK GRUBUNDA BULUNANLAR EKİM VEYA KASIM'DA AŞILANMALI"
Batırel, gripten korunmada en etkili yöntemlerin başında ise aşılanmanın geldiğini söyledi.
Aşının, sadece yapıldığı grip sezonunda etkisi bulunduğuna, bu nedenle özellikle risk grubundakilerin her yıl, tercihen ekim ve kasımda aşılanması gerektiğine dikkat çeken Batırel, "Grip aşısı 6 aylıktan küçük çocuklara, hamileliğinin ilk 3 ayının içinde bulunanlara ve ciddi yumurta alerjisi ya da aşı içeriğindeki bir maddeye ciddi alerji öyküsü olanlara uygulanmamalıdır." dedi.
Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) her yıl virüsün genetik yapısındaki değişiklikleri yakından takip ederek, aşı içeriği için önerilerde bulunduğuna işaret eden Batırel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu öneriler dikkate alınarak her yıl grip aşısı içeriği yeniden hazırlanır. Hazırlanan aşı ile dolaşımdaki virüsler arasında antijenik benzerlik varsa, aşı yüzde 50-80 oranında korunma sağlayabilir. Yaşlı bireylerde aşının koruyuculuk düzeyi daha düşük olabilir. Aşının gribe bağlı komplikasyonları ve ölümleri azalttığı kanıtlanmıştır."
Hastalık şüphesi bulunan gebeler ile emziren annelere hekime başvurmalarını öneren Doç. Dr. Ayşe Batırel, sözlerini şöyle tamamladı:
"Hekim önerisi doğrultusunda antiviral ilaç kullanılmalarında sakınca yoktur. Antiviral ilaçların alınması annenin emzirmesine engel bir durum değildir. Emziren anneler grip olduklarında bebeklerini sütten kesmemelidir. Çünkü anne sütü içeriği bebeğin beslenmesine ek olarak bağışıklık sistemini güçlendirir, böylece bebeği olası hastalıklara ve enfeksiyonlara karşı korur. Bebeğini emzirmeden önce annenin ellerini bol su ve sabunla iyice yıkaması, mümkünse tek kullanımlık maske kullanılması gereklidir."
AA