Narin Güran cinayeti davasında üçüncü gün! Düğüm çözülüyor mu?
Diyarbakır'da 19 Ağustos'ta cansız bedeni bulanan 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanmasına devam ediliyor. Duruşmanın 2'nci gününde rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan baba Arif Güran, 3'üncü gününde devam eden duruşmaya katılmak için Diyarbakır Adliyesi'ne geldi. Baba Arif Güran, cinayeti aydınlatacak en önemli delilin askeri üs bölgesindeki kameraların olduğunu söylemişti. Bölgeye ait kamera görüntüleri mahkemeye sunuldu. Son dakika gelişmesine göre savcı, tutukluların tutukluluk halinin devam etmesini talep etti. Narin cinayetinde düğüm çözülüyor mu? İşte son dakika detayları...
Bağlar ilçesinde öldürüldüğü ortaya çıkan Narin Güran cinayetine ilişkin davanın duruşması, 3'üncü gününde Diyarbakır 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor. 7 Kasım'da saat 09.00'da başlayan ilk duruşmada tutuklu sanıklar, yoğun güvenlik önlemleri altında adliyeye getirildi. Duruşmada önce Narin'in cesedini dereye taşıdığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar'ın ardından da sırasıyla Enes, Yüksel ve Salim Güran'ın ifadeleri alındı. Sanıkların ifade işlemlerinin tamamlanmasının ardından Narin'in babası Arif Güran tanık olarak dinlendi. Daha sonra da Nevzat Bahtiyar'ın eşi Gazal Bahtiyar dinlendi.
DÜN TANIKLAR DİNLENDİ
Duruşmanın dünkü ikinci gününde tanıklar Baran Güran, Osman Güran, Muhammed Kaya, Maşallah Güran, 18 yaş altındaki tanıklar M.E.G., A.K., G.G. ve M.G. ile Melek Güran, Birsen Güran, Hediye Güran, Mehmet Selim Atasoy, Yasemin Gül, Vecdi Bahtiyar, Barış Güran, Ali Rıza Güran, Ufuk Kaya, Furkan Kaya, Yusuf Kaya, Erhan Güran, Rojin Güran, Dilek Güran, Nesrin Güran ve Remziye Çabaş dinlendi.
'BİZİ BU OLAYI ÇÖZMEMİZ İÇİN ÇAĞIRDILAR'
Diyarbakır'da Narin Güran (8) cinayetine ilişkin davanın duruşması, 3'üncü gününde sürüyor. Duruşmada dinlenen tanıklardan Cahit Kaya, Arif Güran ile Nevzat Bahtiyar arasındaki araç alışverişini anlattı. Kaya, "Araba meselesi için Arif Güran beni ve ağabeyimi çağırdı. Önce Nevzat anlattı, sonra Arif anlattı. Bizi ikisini de dinledik. Nevzat, 'Bu araba senindir' dedik. '30 bin TL'yi Arif sen ödeyeceksin' dedik. '50 bin TL'yi Nevzat sen ödeyeceksin' dedik. Nevzat, 'Bu parayı ödeyemem' dedi. Salim de Arif'in 10 bin TL'sini ödemeyi kabul etti. Sonra Nevzat da 50 bin TL'yi ödemeyi kabul etti. Başka bir şeye tanık olmadım. Bu olaydan sonra, bu olayla ilgili bir daha görüşmedik. Bizi bu olayı çözmemiz için çağırdılar. Aile meclisi toplantılarını duymadım, katılmadım da" dedi.
'ORTA YOLU BULMAYA ÇALIŞTIK'
Diğer tanık Veysel Subatan da "Arif Güran ile Nevzat'ın arasında bir araba meselesi vardı. Kim haklı, kim haksız diye Arif Güran beni çağırdı. Nevzat'ı çağırdık. Nevzat'ın arabası çalıntı çıkmıştı. Nevzat, 'Bu parayı vermiyorum' dedi. Arif'e 'Haksızlık ediyorsun' dedik. 'Sen bu parayı ödemezsen, mahkemelik olunursa bu para daha çok artar' dedik. Nevzat yanaşmadı. Diğer köylüleri de çağırdık. Diğerleri Nevzat'a 'Sen haksızsın' dedi. Orta yolu bulmaya çalıştık. Nevzat'a haksızlık olmasın diye orta yolu bulmaya çalıştık. Salim Güran da 'Ben de bir miktar para ödeyeyim, mesele kapansın' dedi. Nevzat, zar zor kabul etti. Nevzat, tehditvari cümleler kullanmadı. Bu olaydan sonra iki taraf arasında, bu olayla ilgili bir şey duymadım. Nevzat Bahtiyar, bu parayı ödeme taraftarı olmadığı için bizi çağırdılar" diye konuştu.
'NEVZAT İLE ARİF ARASINDA BİR TARTIŞMA OLDU'
Diğer tanık Kutbettin Kaya, "Araba meselesi için beni çağırdılar. Nevzat ile Arif arasında bir tartışma oldu. Nevzat Bahtiyar'a 'Senin paran yoksa Salim'in kardeşinin evi var. Evin sıvasını yaparsın' dedik. Nevzat dedi ki 'O benim arkadaşımdır. Bizim aramızda sorun olmaz' dedi" diye konuştu. Mahkeme başkanının Güran ailesinin aile meclisi toplantılarına katılıp katılmadığını sorusu üzerine de "Aile meclisi toplantılarına katılmadım" yanıtını verdi.
'YÖNLENDİRME OLMADI, ASLA'
Tanıklardan Narin'in amcası İbrahim Halil Güran, mahkeme başkanının 'Kaça aldın enerji içeceğini' sorusuna, "Benle küçük oğlum buzlaç aldık. Sonra saman çeken çocuklara verdim. Sofi bakkal, gece yarısı bakkalı açan bir insan. O dükkanın gündüz kapalı olduğunu görmedim. Bakkal, kapının önünde oturuyordu. Köyde yaşıyorum. Bakkalın kendisi vardı içeride" dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatının, kolluğun yanlış yönlendirilmesi ile ilgili sorusuna İbrahim Halil Güran, "Yönlendirme olmadı, asla. Bizim köyde amcalarımızın sözü geçiyor. Ali Rıza Güran, Hüseyin Güran. Yangın çıkarılma konusunda; gelin köye siz o yangını çıkarabilirseniz, ben size helal olsun derim" dedi.
'BİRİNİN NARİN'İ KAÇIRDIĞINI DÜŞÜNDÜK'
Yüksel Güran'ın avukatının balkondaki yazma ile ilgili sorusu üzerine de İbrahim Halil Güran, "Narin'in kaybolduğu gün ilk röportaj verenlerden biri benim. Balkondaki yazmayı yengeme gösterdik. İmam da onun olmadığını söyledi. Biz eve girmediğini, kapının önünde birinin Narin'i kaçırdığını düşündük. Narin'in ölmüş olduğuna dair bir şüphe oluşmadı bizde. Narin balkona kadar gelmiş, gitmiş diye düşündük" diye konuştu.
ZİHİNSEL ENGELLİ TANIĞI 'HANGİ TAKIMLISIN' SORUSU
Mahkeme başkanı, zihinsel engelli raporu bulunan Süleyman Kaya'ya 'Hangi takımlısın' diye sordu. Kaya'nın 'Galatasaray' yanıtı üzerine mahkeme başkanı "Tüh, bende Fenerbahçeliyim" dedi. Daha sonra mahkeme başkanı 'Enerji içeceği içiyor musun' diye sordu. Kaya da "Evet. Olay günü Enes ile birlikte bakkala gittik. Enerji içeceği aldık. Bakkal yaşlı biriydi" dedi.
'ENES'TE HERHANGİ BİR İZ YOKTU'
Diğer tanık Muhammed Yağmur, olay günü Narin'in ağabeyi Enes Güran'da herhangi bir iz olmadığını belirterek, "Narin'in kaybolduğu gün, Enes benim yanıma geldi. 17.00 gibi. Araba yıkıyordum. Arabayla caminin yanına bıraktım. Yanımızda Muhammed Kaya vardı. O gün başka sohbetimiz olmadı. Eve gittim. Evim Çarıklı'da. Babam eve geldi. Tavşantepe'de eski evimiz var. İçinde eşyalar. Ama eve girmedim o gün. Enes saman taşımak istemediğini söyledi. Kendilerini görmemeleri için arabaya bindi. O yüzden caminin önünde indi. Kolunda, yüzünde, gözünde herhangi bir iz yoktu. Madde kullanımı yoktu. Narin'in kaybolduğunu akşam saatlerinde öğrendim. Arama çalışmalarına da katıldım" diye konuştu.
'ENES'TE HERHANGİ BİR TEDİRGİNLİĞİ YOKTU'
İfade veren diğer tanık Muhammed Kaya "Olay günü banyo yaptıktan sonra dışarı çıktım. Akşam üstüydü. İkindi ezanından sonra. Muhammed Yağmur ile Enes dışarıydı. Bakkalın ön tarafındaydık. Bakkalın oğlu da oradaydı. Biraz sohbet etti. Sonra Enes ile Muhammed arabayla gitti. Ben de eve gittim. Enes'in yüzünde morluk yoktu. Herhangi bir tedirginlik yoktu. Saman muhabbetini duymadım" dedi. Dinlenilmesi istenen M.A.K., 14 yaşında olduğu için tanıklık yapılmasına izin verilmedi.
'SALİM GÜRAN'IN HERHANGİ BİR TEDİRGİNLİĞİ YOKTU'
Diğer tanık elektrikçi Hasan Özdel, olay gününü anlatarak, "Elektrik işleri vardı. Orada 2 işçi ardı. Mehmet Selim Atasoy ve R.A. vardı. 10-15 dakika oturduk. Salim muhtar da vardı. Menemen yapıyorlardı. 4 gibi geldim. Oturup, görüştük. Karpuz yedik. Diğer tarladaki trafo için muhtarla beraber işe bakmaya gittik. Sonra muhtarı yerine bıraktık. İki çocuk vardı. Biri Salim'in çocuğuydu. Diğerini bilmiyorum. İkisi de erkekti. Gidişimiz planlı değildi. Tesadüfen gördük. Tarlada ilerlerken telefonla konuşuyorduk. Pamuklara kurt girmişti. Onun fotoğraflarını çekti. R.A.'yı ayrılırken görmedim. Döndüğümüzde karpuz yediğimiz yere geldiğimizde R.A. veya Mehmet Selim Atasoy'un orada olup olmadığını hatırlamıyorum. Düz tarlada yemek yedik. İş için 3 bin TL'ye anlaştık. Salim Güran'ın çocuğunun ismini bilmiyorum. Salim Güran'ın herhangi bir tedirginliği yoktu. Önceleri gördüğümüz gibiydi" dedi.
SES KAYDI DİNLETİLDİ
Diyarbakır'da Narin Güran (8) cinayetine ilişkin davanın duruşması, 3'üncü gününde sürüyor. Tanıkların dinlenmesinin ardından Nahit Eren'in, Salim Güran'a ait olan işçisi R.A. ile yaptığı telefon görüşmesinin ses kaydını dinletme talebi kabul edildi. Kürtçe olan ses kaydının yapılan tercümesinde, görüşme söyle dinletildi:
"Salim Güran: R.A.
R.A.: Efendim
Salim Güran: Sona doğru senin bir şeyin düşmüş
R.A.: Hı.
Salim Güran: Sol tarafta taşların üzerinde bir şeyin düşmüş, yerdedir.
R.A.: Tamam şimdi gideceğim."
'FISKİYE DÜŞMÜŞ, R.A.'YA 'GEL, YAP' DEDİM'
Salim Güran, tercümenin ardından Nahit Eren'e yönelik 'Anladın mı avukat bey' diye söyledi. Nahit Eren de "Dosyaya göre hareket ediyorum. Güya yerde bir ölü var diye ses kaydı yayınlanmıştı. Salim Bey'e bir sorum var. Daha önce yaptığı savunmada bu konuşmanın elektrik kaçağıyla ilgili bir alet olduğunu söyledi. Şimdi 'Fıskiye' dedi" diye konuştu. Salim Güran ise "Bu konuşmamız; su fıskiyesi düşmüş, pislik giriyor. Elbisem de müsait olmadığı için R.A.'ya 'Gel, yap' dedim. Taşın dibine kaçak elektrik için aletimizi de koyuyorduk. Son fıskiye de orada düşmüş. Aynı yerdedir. Ama bu şu an dinlediğim budur. Aletle ilgili telefonla da konuşuyorduk" dedi.
KOLUNU NASIL ISIRDIĞINI GÖSTERDİ
Nahit Eren, Enes Güran'a kolundaki ısırık izini nasıl yaptığını sordu. Enes Güran, uygulamalı olarak gösterdi. Nahit Eren, "İzin bütün olarak mı diş uçlarından mı yapılan bir ısırık olduğunu öğrenmek için uygulamalı olarak göstermesini istedim. Çünkü raporda ısırığın diş uçlarından gerçekleştiği belirtilmişti" dedi.
'NASIL OLUR DA KARASAL ÖZELLİK TAŞIYAN LARVALAR TAŞIR'
Nahit Eren'in talebi sonrası Nevzat Bahtiyar'ın dışında, sanıklar ve Narin'in birinci dereceden yakınları, mahkeme salonundan dışarıya çıkarıldı. Daha sonra Nahit Eren, "Elimdeki rapor, ölüm saatini belirleyen, vücut üzerindeki larvaları belirleyen delillerdir. Narin'in bedeninden alınan larvalar, İstanbul Adli Tıp'ın raporunda, vücudun bazı kısımlarının kara kısmında kaldığını belirtiyor. Nevzat Bahtiyar, yaklaşık 50 santimlik bir çukurdan bahsetmişti. DSİ'de suyun tamamen Eğertutmaz Deresi'ne aktarıldığı bilgisi vardı. Su içerisinde bulunan bir cesetteki larvalar nasıl olur da karasal özellik taşıyan larvalar taşır?" dedi.
'BAŞKA YERE GÖMDÜKTEN SONRA MI GETİRDİN'
Daha sonra Nevzat Bahtiyar'a, dere yatağındaki olay yeri keşif görüntüleri izlettirildi. Daha sonra Nahit Eren, Nevzat Bahtiyar'a yönelik "Orada su olup olmadığını sormuştuk. Bu raporda Narin'in naaşından bizim tespit edebilmemiz açısından, insan bedeninden oluşan larva dediğimiz canlılardan Narin'in bedeninde vardı. Raporda, 'Bu naaş tamamen suyun içerisinde değil' diyor. Narin'in cenazesini indiğin yerde mi başka yere gömdükten sonra mı getirdin oraya?" diye sordu. Nevzat Bahtiyar da "Hayır. Çuvalın çok hafif üstü dışarıda kaldı. Taş hepsi ıslanmadı" yanıtını verdi.
'SUYUN ÜZERİNDE KALDI' CEVABI
"DSİ, suyu oraya yönlendirdi. O derenin debisi ne kadar yükselir, biliyorsun. Seviyesi sence ne kadar yükseldi" sorusuna da Bahtiyar, "Bir tahminin yok" dedi. Nevzat Bahtiyar, Eren'in, "30 dakika içerisinde oradasın ya, 5 dakika 30 saniye gidiş, 5 dakika 30 saniye dönüş, bu heyetle oraya gidişin. Narin kucağındayken daha fazla olur. O kadar süre orada ne yaptın? Bacağı suyun üzerinde mi kaldı?" sorusuna, "Suyun üzerinde kaldı" yanıtını verdi.
MAHKEME BAŞKANI, CÜBBESİNİ ÇIKARDI
Daha sonra mahkeme başkanı, cübbesini çıkararak Nevzat Bahtiyar'a yönelik, "Bu kadar insan gece gündüz bu dosyaya çalışıyoruz. Duygu sömürüsü yapmıyorum. İşimi yapıyorum. Bir birey olarak söylemek istiyorum. Üzerimdeki cübbeyi çıkarıyorum. Vermiş olduğun beyanlar doğru mudur?" diye sordu. Bahtiyar, "Doğrudur" cevabını verdi. Mahkeme başkanının "Birine iftira atmak, yalan söylemek var mıdır? Bizden sakladığın bir şey var mı?" sorusuna da Nevzat Bahtiyar, "Yok" yanıtını verdi. "Bize eksik anlattığın bir şey var mı?" sorusuna ise "Hatırlamıyorum" dedi. Mahkeme başkanı, daha sonra cübbesini giydi.
EREN: İDDİAM, NARİN İLK OLARAK ORAYA GÖTÜRÜLMEDİ
Daha sonra söz alan Nahit Eren, "Benim iddiam, Narin ilk olarak oraya götürülmedi. O bacak, Adli Tıp Kurumu raporuna göre bacaktan koparılmış. Dışsal etki ki, canlılar tarafından yendiği ve kaval kemiği ve ayak kemiklerinin birkaçı vardı. Yengeç de olabilir başka bir şey de olabilir. Bu bir köpek değil. Köpek, kemiği orada bırakmaz. Köpek, o cesedin tamamını da oradan çıkarır. Kendisinin düşüncesi nedir?" dedi. Nevzat Bahtiyar, "Benim bilgim yok" cevabını konuştu.
ARİF GÜRAN, EŞİNE, OĞLUNA VE KARDEŞİNE SARILDI
Salonda bulunan Narin'in babası Arif Güran, eşi Yüksel, oğlu Enes ve kardeşi Salim Güran'ın yanına gitti. İlk önce eşi Yüksel'e sarılan ve ağlayan Arif Güran, daha sonra oğlu Enes'e sarılıp ağlayarak, "Başınızı dik tutun" dedi. Daha sonra kardeşi Salim Güran'a sarılıp, bir süre beraber ağladıktan sonra "Ağlamayın, başınızı dik tutun" dedi.