Kısa bir süre önce ortadan kaybolan Lucie bir gün tekrar ortaya çıkıverir. Henüz 10 yaşında olan kızcağızın vücudunda işkence izleri bulunur ancak herhangi bir cinsel saldırıya ilişkin bulgu yoktur. 1970'li yılların Fransa'sında bu durum merak ve korkuyla karşılanmıştır. Kimse küçük kızın neden ve nasıl kaçırıldığını anlayamaz. Çünkü küçük kız konuşmayı unutmuş ve bilinci yarı kapalı bir haldedir. Hastanede Anna adında bir kızla arkadaşlığı biraz iyi gelse de zamanla olay unutulur gibi olur. Ancak aradan geçen 15 koca yıl sonra ilginç bir gelişme yaşanır. Sıradan bir ailenin kapısı çalar. Evin babası kapıyı açar ve elinde av tüfeğiyle bekleyen Lucie'yi karşısında bulur. İşkencecisini bulduğuna ikna olan Lucie tetiği çeker. Hit Fransız korku filmi, sert sahneleri kadar, farklı bir kurguya sahip olan senaryosuyla da ilgi çekiyor. Türün meraklılarından tam not aldı.
2011 yapımı Ayin filmi Anthony Hopkins'in en en mükemmel oyunculuklarından birine ev sahipliği yapıyor. Film, kendi inancı hakkında şüphe duymasına rağmen şeytan çıkarma ayinlerini incelemesi için Vatikan'a gönderilen ilahiyat fakültesi öğrencisi Michael Kovak'ın (Colin O'Donoghue) öyküsünü anlatıyor.
8- Insidious (2010)
Film, klasik lanetli ev filmleri gibi başlasa da korku giderek yükseliyor. Josh Renai çifti çocuklarıyla beraber eski bir eve taşınmıştır. Başlarda her şey normaldir ancak zamanla çocuklar bir şeylerden rahatsız olmaya başlamışlardır.Dahası Dalton bir sabah vakti uyanamayıp ailesini epeyce telaşlandırmıştır. Dalton'a yapılan tetkikler sonrasında doktorlar onda her hangi bir beyin hasarı olmağı teşhisini koyarak,genç çiftimize ne yazık ki olumlu bir haber verememiştir.Peki ne olmuştur da bir anda Dalton,koma haline geçerek uykusundan uyanamamaktadır? Zamanla Josh ve Renai çocuklarının hastanede iyileşememesinden ötürü onu yeninden evlerine getirip kendi odasına yatırmışlardır. Uzun süre geçmesine rağmen halen Dalton'un başına gelenler konusunda her hangi bir fikri olmayan çiftimiz evde bir takım paranormal olaylar yaşanmaya başlayınca alternatif yöntemlerle bu çıkmazdan kurtulmayı planlarlar.
7- Dead Silence (2007)
Mütevazı çiftimiz evlerine bir gün hediye gibi gönderilen bir kukla (Billy) ile şaşkınlığa uğrar ancak fazla önemsemezler. Lakin evin hanımı garip bir şekilde ölü bulunur. İlk etapta kukladan şüphelenmek kimsenin aklına gelmez. Ancak olaylar ilerledikçe Jamie bunun eski kasabalarından gönderildiğini ve Mary Shaw isimli eski, efsanevi bir kadına ait kukla olduğunu öğrenir Tüm yaşamını kuklalara adamış olan Mary Shaw, ölünce de kuklaları ile beraber gömülmüştür. Ancak gömülen kuklaların arasında bulunamayan tek kukla Jamie'nin evine gönderilerek, ölümüne sebep olan kukladır. Mary Shaw mükemmel kuklayı yapmak peşinde geçirdiği bir ömür sonunda faili meçhul bir cinayete kurban gider ve son vasiyeti olarak oda bir kukla haline getirilir. Mary Shaw'ın ölümünden sonra, esrarengiz cinayetler başlamış olur. Filmin sloganı ise şudur "çığlık atarsan ölürsün" ancak bu sözün ne anlama geldiğini filmi izledikten sonra daha iyi anlayacaksınız.
6- Ring (2002)
1998 yılında Japon versiyonuyla izleyicileriyle buluşan Halka, 2002 yılında Gore Verbinski yönetmenliğinde ve Naomi Watts'ın başrolüyle beyaz perdeye taşınmıştı. Hikaye bir gazetecinin gizemli bir videoyu izleyen bir kişinin bir hafta sonra gerçekleşen ölümünü araştırmasını konu alıyor. Bu film 2000li yılların başında özellikle Samara karakteriyle milyonları korku anlamında oldukça tatmin eden bir yapımdı.
5- The Exorcist (1973)
William Friedkin'in yönettiği 1973 tarihli bir ABD yapımı filmdir. Tüm dünyada eleştiriler alan bu filmin setinde de kadronun başına ilginç şeyler geldi. Filmin çekimleri sırasında iki kere set yanmış, ışıkçı ve görüntü asistanı ölmüş, üç tane figüran kalp krizi geçirmiş, başrol oyuncusu Regan'ı canlandıran Linda Blair yataktan düşerek kolunu kırmış ve kostümler çalınmıştır.
4- The Exorcism Of Emily Rose (2005)
Scott Derrickson'ın yönettiği 2005 yapımı korku filmi. Film genel olarak Anneliese Michel'ın hikâyesine dayanmaktadır. İnançsız bir savunma avukatı ile şeytan çıkarma (egzorsizm) ayini gerçekleştiren ve taksirle adam öldürmeden sorumlu tutulan bölge papazının duruşmasını konu alır. Filmin çoğu mahkeme salonunda geçer ve Emily Rose'un çarpılma ve ölüm anı anlatılır.
3- Pet Sematary (1989)
Stephen King'in aynı isimli romanından uyarlanan Hayvan Mezarlığı, kitabında ayrı filminde ayrı tat veren bir eser bence. Her şey Creed ailesinin kedisinin ölümüyle başlar. Kediyi geri döndürebileceğini söyleyen garip komşu kediyi eski bir Kızılderili mezarlığına gömer ve hayata döndürür. Creed ailesinin küçük ferdi o sevimli görünüp de filmin ilerleyen dakikalarında hayretle izleyeceğiniz minik üyesi ölünce, Dr. Louis Creed oğlunu aynı mezarlığa gömer ve olaylar başlar. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
2- The Orphanage (El Orfanato) (2007)
Film çocukluğunu geçirdiği yetimhaneye yıllar sonra dönüp, ailesiyle birlikte burada yaşamaya başlayan Laura'nın dokunaklı hikayesine odaklanır. Laura kendisinin de yetiştiği bu eski binayı restore ederek kimsesiz çocuklar için bir yaşam alanına çevirecektir. Ancak aile eve taşındıkları andan itibaren küçük oğlunun görünmez bir arkadaş edinmesiyle birlikte gerilim dolu bir yolculuğa çıkacaktır.
1- A Nightmare On Elm Street (1984)
Gerçeklik ve rüya alemi arasında gidip gelen bir öyküsü vardı. Rüyalar aleminde var olan Freddy Krueger gerçek dünyadaki insanları öldürebiliyordu. Devam filmleri de gerçeklik ve rüya arasındaki farkları bulanıklaştırmaya devam etmiştir.