Yemek yeseniz bile sürekli aç mı hissediyorsunuz? İşte sebebi...
Karnımız yok olduğu halde neden hiç yemek yememiş gibi aç hissederiz? Kimi stresten yerken kimi de aç doymadığını düşünerek yemek yiyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Diyetisyen Nurdan Balakçı, sürekli bir şeyler yeme isteğinin altında yatan nedenleri açıkladı ve tokluk hissini arttırmak için yapılması gerekenleri sıraladı. Detaylar haberimizde...
Diyetisyen Nurdan Balakçı, süreklilik kazanan açlık hissine neden olan durumlar hakkında bilgilendirdi. Dyt. Balakçı, "Acıkmak, gerçekte bir işarettir. Vücudunuzun size 'besine, beslenmeye ihtiyacım var' deme yöntemidir. Yeriz, karnımızı doyururuz ve bu duygudan kurtuluruz" diyerek "Ancak bazı olağandışı durumlar da var:
Ne yersek yiyelim, ne kadar yersek yiyelim hatta ne zaman yersek yiyelim kendimizi aç hissetmek gibi. Bu kişiler kendilerini bir türlü tok hissetmezler, ne kadar çok yemiş olurlarsa olsunlar, sanki az yiyip sofradan kalkmış gibi bir süre sonra acıkırlar" dedi.
Sürekli açlık çekmenin, kendini sürekli aç hissetmenin normal bir şey olmadığını kaydeden Balakçı, kimilerinin bu durumu yaşam şeklinde yapacağı değişikliklerle düzeltebileceğini kimilerini ise tedaviyle bir çare bulabileceğini kaydetti. Diyetisyen Nurdan Balakçı, kendimizi sürekli aç hissetme nedenlerini de şöyle sıraladı:
"DİYET YAPMAK"
Kalori alımıyla sınırlanmış diyetler kişinin kendini sürekli aç hissetme nedenidir. Eğer vücudunuzun yaktığından daha az kalori alıyorsanız aç hissedersiniz çünkü bu durumda vücut ghrelin hormonu salgılar. 'Açlık hormonu' olarak da bilinen ghrelin mide tarafından salgılanır. Aç kaldığınızda bu hormonun salgılanma miktarı artar. Kişi yemek yediyse bile kendini aç hisseder.
YÜKSEK ŞEKER ALIMI
Pek çok gıdada fazladan şeker bulunuyor. Bu fazla şeker de iştahı artırır. Özellikle fazladan fruktoz alımı buna yol açar çünkü siz fazladan fruktoz aldıkça ghrelin salgısı artar ve beyindeki belli bölgeler de vücuda 'aç olduğu' yolunda sinyal yollar.
DÜŞÜK PROTEİNLİ BESLENME
Bazı araştırmalar daha fazla protein tüketerek daha az acıktığımızı kanıtlamıştır. Örneğin Çin'de yapılan ve 156 obez kişi üzerinde denenen araştırma sonuçlarına göre yüksek proteinle beslenen kişilerde açlık hissinin azaldığı görülmüştür. ABD'de yapılan bir araştırma da yetişkin erkeklerin günde 56 gr., yetişkin kadınların da günde 46 gr. protein alarak açlık duygusuyla başa çıkabildiklerini kanıtlamıştır.
SUSUZLUK
Yeterli miktarda alınan su, sağlığın temelidir. Kişinin, fazla su içerek tok kalacağını öne süren bazı araştırmalar da mevcut. Örneğin bazı araştırmalar, kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeğinden yarım saat önce yarım litre su içerek açlık hissiyle baş edilebileceğini öne sürüyor. Bu şekilde iki ayın sonunda sık acıkma şikayeti olan kişilerin hem kilo verdiği hem de eskisi gibi açlık hissetmediği gözlenmiş.
LİF AÇISINDAN ZAYIF GIDALARLA BESLENMEK
Açlık hissiyle başa çıkmada en etkili olanlar lif açısından zengin olan yiyeceklerdir. Örneğin taze meyveler, tam tahıllı ekmek ve krakerler, enginar, yeşil bezelye, ıspanak, brokoli, patates gibi sebzeler lif zenginidir. Bunun dışında kurutulmuş erik, incir, hurma, üzüm meyve kuruları ve kavrulmamış kuruyemişler, keten tohumu, psyllium ya da karnıyarık otu tohumu da lif zenginidir.Yapılan araştırmalar 19-50 yaş arası erkeklerin günde 38 gr, kadınların ise günde 25 gr lif tüketerek açlık hissini yenebileceklerini ortaya koymuştur.
DÜZENSİZ UYKU
Uyku, vücudumuzdaki hormonların zamanında ve yeterli miktarda salgılanmasında son derece etkilidir. Uykusuzluk, az uyumak, bir gecede birkaç kez uyanmak vs. ise bu düzeni bozar çünkü o zaman vücudun hormon dengesi bozulur ve bu da bazı kişilerde açlık hissetme sebebidir. Zaten yapılan araştırmalarda uykusuzluğun pek çok hastalığın yanı sıra obezite ve diyabete de sebep olduğu kanıtlanmıştır.
SIKINTI
Bazıları açlık ile sıkıntının sebep olduğu yeme isteğini karıştırır. Bunun psikolojik sebepleri de vardır. Örneğin sıkılan kişi, yapacak bir şeyler arayışıyla mutfağa, buzdolabına yönelebilir. Ya da az bir işle uğraşmış bile olsa, bilinç altı bunun ödülü olarak kişiyi yemeye teşvik eder.
TUZLU BESLENME ALIŞKANLIĞI
Araştırmalar, her gün, çoğunu işlenmiş gıdalardan aldığımız 3400 mg tuz tükettiğimizi gösteriyor. Oysa bunun normali 1500 ila 2300 mg arası... Tuzlu gıdaların asıl olarak kalbimiz üzerinde olumsuz etkisi olsa da açlık hissetmemize de sebep oluyorlar. Özetle tuz, acıktırıyor.
MENOPOZ
Menopoza giren kadınların kilo alma eğilimi daha fazla çünkü daha fazla acıkıyorlar. Bunun sebebi de hormonal dengelerinin değişmesi. Örneğin menopoz sürecinde yükselen östrojen seviyeleri, iştah açılmasının en önemli sebebi.
İLAÇLAR
Bazı ilaçlar, vücut metabolizmasını etkileyebilir ve açlık hissine sebep olabilir. Belli bir grup antidepresan, şizofreni ve akıl hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaçlar, kortizonlar bu gruptadır ve kişinin kendini normalden daha aç hissetmesine yol açar. Bu tür ilaçlar kullanıp kilo aldığını gözlemleyen kişilerin doktorlarına danışıp ilaçların değiştirilmesini istemesi gerekir. Bu, son derece kritik bir konudur ve kişinin kendi başına karar vermemesi gerekir.
LEPTİN DİRENCİ
Midemiz dolduğunda, leptin hormonu devreye girerek beyne "doydun" sinyalini yollar. Kişi yemek yiyip karnını doyurduktan sonra leptin seviyesi yükselir. Leptin direnci olanlarda vücut bu hormona gerekli yanıtı vermez. Dolayısıyla kişi kendini "doymamış" hisseder. Yapılan araştırmalar da aşırı kilolu ve obez kişilerin leptin direnci nedeniyle sık sık acıktıklarını göstermiştir.
STRES
Duygusal stresle iştah kontrolündeki zayıflığın birbiriyle ilişkili olduğu kanıtlanmıştır. Örneğin yapılan araştırmalarda, evliliklerinde sorun yaşayıp strese maruz kalanlarda ghrelin seviyesinin yükseldiği, buna ilave olarak yiyip içtiklerine dikkat etmedikleri ve kilo aldıkları gözlenmiştir.
YAPAY TATLANDIRICILAR
Bilerek kullandıklarımız bir yana yiyip içtiğimiz pek çok gıdayla avuç avuç yapay tatlandırıcı tüketiyoruz ve bunu fark etmiyoruz bile... Belki hedefimiz zayıflamak ama bu yapay tatlandırıcılar, vücudumuza gerçek şekerin girmesine de engel oluyor. Oysa doğal şeker, vücudun ihtiyacı. Yapay tatlandırıcı bu ihtiyacı karşılamadığı için kendimizi daha fazla şeker içeren gıda tüketirken buluyoruz ama onların da yapay şekerden üretildiğini unutuyoruz.
ALKOL VE ALKOLLÜ İÇECEKLER
Bilinen gerçektir; alkol, acıktırır. Alkollü hafif içecekler de acıktırır. Yapılan bir araştırmaya göre, alkol ile aşırı yeme arasındaki ilişki, alkolün beyne açlık sinyalleri yollamasıdır. Bir diğer araştırma ise yemekten önce ve yemek sırasında alkol alanların yiyeceklerin kokularına karşı daha hassas hale geldiğini, bu yüzden de ortalama lezzetteki bir yemeği bile "çok lezzetli" olarak algıladığını ve farkına bile varmadan çok yediklerini kanıtlamıştır.
EMZİRMEK
Emziren annelerin vücutları, bebek için gerekli olan sütü üretebilmek için daha fazla kaloriye ihtiyaç duyar. Bu da emziren annelerin iştahının artma sebebidir. Ancak bu durum, bizim toplumumuzda yanlış anlaşılır ve sanki emziren kadın ne kadar fazla yerse, bebeğine vereceği süt de o kadar çok ve besleyici olacak zannedilir. Oysa bir kadının günlük kalori ihtiyacı 1400 ila 1800 arasındadır. Emziren anneler ise bunun 500 kcal daha fazlasına ihtiyaç duyar.
HİPERTİROİD
Tiroid bezi ürettiği hormonlarla enerjiyi nasıl kullanacağımızı kontrol altında tutar. Aşırı faal bir tiroid bezi, hipertiroid sebebidir ve bunun pek çok göstergesi vardır. Sürekli aç hissetmek de bu göstergelerden biridir. Boyunda şişlik, kilo kaybı, yüksek vücut sıcaklığı, ishal, sinirlilik, yorgunluk, hiperaktivite ve sık idrara çıkma da diğer hipertiroid belirtileri arasındadır. Hipertiroid, basit bir kan testiyle tespit edilebilir.
TİP 2 DİYABET
Sürekli aç hissetmek Tip 2 diyabet belirtisi de olabilir. Bu diyabet türü tedavi edilmezse vücudun edindiği glikoz, hücrelere gidip enerji olarak kullanılacağına kanda kalır. Bu da kişinin kendini yorgun ve aç hissetmesine sebep olur. Aşırı susama hali, sık sık idrar yapma ihtiyacı, görme ile ilgili sorunlar, yaraların daha yavaş iyileşmesi, açıklanamayan kilo kaybı da Tip 2 Diyabet belirtisidir. Neyse ki basit bir kan testiyle tespit edilebilir. Uygun diyet ve yaşam şeklinde değişiklik yapılarak acıkma hissi de ortadan kalkmış olur.