Birahane ruhsatı nedeniyle 3 kardeş tarafından öldürülen MHP'li Belediye Başkanı Nail Sancak'ın iki kez ölüm tendiği aldığı için suç duyurusunda bulunduğu ancak kendisine koruma verilmediği ortaya çıktı MHP Genel Başkanı Yardımcısı Çobanoğlu, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söylerken, MHP Denizli İl Başkanı Kaplan, "Sancak'ın silahı alınarak güvenlik zafiyeti gösterildi" dedi
UFUK SOYHAN - HASAN DURNA - İBRAHİM AKKAYA - ZAFER ŞAHİN (DENİZLİ/ANKARA)
Birahane ruhsatı vermediği gerekçesiyle 3 kardeş tarafından öldürülen Yenicekent beldesinin MHP'li Belediye Başkanı Nail Sancak'ın daha önce iki kez ölüm tehdidi alması nedeniyle Buldan Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunup, koruma istediği, ancak verilmediği ortaya çıktı. MHP Denizli İl Başkanı Zafer Kaplan, iki şikayet dilekçesini de kanıt olarak göstererek, olay günü başkanın jandarmanın gözleri önünde öldürüldüğünü, güvenlik güçlerinin zanlıların bıçağını almak yerine Sancak'ın silahını alarak büyük bir güvenlik zafiyeti sergilediğini iddia etti. Başkan Sancak'ın son anında kucağında can çekiştiğini anlatan Çiftçi Malları Koruma Başkanı Raşit Uşaklı da, o anı gözyaşları arasında Yeni Asır'a anlattı. Uşaklı, "Başkan kucağımda ruhunu teslim ederken bile gözü dönmüşler gelip bana da vurdu. Güvenlik zaafiyeti arkadaşımızı kaybettirdi" dedi.
Başkan Nail Sancak'ın, kayınbiraderi Mesut Dinçer'in dövülmesi olayıyla Mehmet Sırakaya'nın ilgisi olduğunu iddia ederek Buldan Cumhuriyet Savcılığı'na 20 ve 22 Ekim tarihlerinde suç duyurusunda bulunduğu öğrenildi. Sancak, 15 Ekim 2010'da Mehmet Sırakaya'nın telefon mesajlarıyla kendisine hakaret ettiğini ve ölüm tehdidi aldığını şikayet dilekçesinde de dile getirdi. Sancak, her iki şikayet dilekçesinde, "Belediye Başkanı olarak bana, aileme ve yakınlarıma, belediye meclis üyelerine, belediye personeline, Çiftçi Malları Koruma Derneği Başkanı'na ve personeline ve de tüm yakınlarımıza zarar verilecek olması ihtimalinin kuvvetle muhtemel olması nedeniyle gerekli güvenlik önlemlerinin alınması konusunda kolluk birimlerine gerekli talimatların verilmesini arz ederim" ifadelerine yer verdi.
MESAJ DAYAĞI
Dilekçesinde kayınbiraderinin bıçakla yaralanmasından sonra, Sırakaya kardeşlerden kendisine, "Bu belediye başkanının eseri, bizden belediye başkanına mesaj, ona bu mesajı iyi anlat" şeklinde tehdit geldiğini anlatan Başkan Sancak'ın, savcılığa bir süre önce birahanelerin belde dışına taşınması yönünde belediye meclis kararı aldığı, bu nedenle de söz konusu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunduğu kaydedildi. Başkan Sancak, dilekçesinde kamu görevinin yapılmasını engellemek amacıyla kayınbiraderinin yaralandığını öne sürerken, bir süre önce beldedeki birahanelerin yaklaşık 1.5 kilometre uzaklıktaki Hamambükü mevkiine taşınmasını sağlamak için belediye meclis kararı aldığı ifade edildi.
GÜVENLİK ZAAFİYETİ
MHP Denizli İl Başkanı Zafer Kaplan, parti binasında düzenlediği basın toplantısında Başkan Sancak'ın jandarmanın gözleri önünde öldürüldüğünü iddia etti. Başkan Sancak'ın daha önce iki kez şikayet dilekçesi verdiği ve koruma istediği kişi tarafından öldürülmesinin büyük bir gaflet olduğunu vurgulayan Kaplan, "Nail Sancak, hain bir saldırı sonucu hayatını kaybetti" dedi. Kaplan, 23 Ekim akşamı meydana gelen olayı şöyle anlattı: "Başkanı açma ruhsatı nedeniyle tehdit eden 4 kişi kahvehaneye gelip bıçakla saldırıyor. Silahında 3 kurşun bulunan başkan havaya ateş ediyor ve yanındaki Çiftçi Malları Koruma Başkanı Raşit Uşaklı kahveye giriyor. Burada beklerken bu 4 kişi kahvehanenin camlarını kırıyor. Bir arkadaşımız jandarmaya haber veriyor, jandarma olay yerine duyarsız bir şekilde geliyor. Jandarma saldırganlara müdahale etmek yerine güvenliğin alındığı havasını yaratarak, başkanın silahını alıyor ve dışarı çıkartıyor. Başkan silahını jandarmaya teslim edince bu kişiler saldırıya geçiyor."
JANDARMAYA GÜVENDİ
Başkan Sancak'ın kaçmaya çalışırken yere düştüğünü anlatan Kaplan, "Bu kişiler başkanın üzerine çöküp öldürüyor. Başkanın kaldırıldığı hastaneyi basıyorlar. Başkan sancak, jandarmaya güvenerek silahını teslim ediyor. Jandarma neden karşı tarafın bıçağını almamış. Büyük bir güvenlik zafiyeti yaşanmış" dedi. Kaplan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bütün avukat arkadaşlarımız bu işin peşinde. Şahitler toplanıyor. Şu ana kadar 15 dolayında şahit var. Güvenlik güçleri halkın can ve mal güvenliğini sağlamak zorundadır, niçin görevlerini tam olarak yapmadılar. Hukuk çerçevesinde sorumlular hakkında gereği yapılacak. Bu işin peşini bırakmayacağız."
Kaplan, Mehmet Sırakaya'nın MHP'den yedek belediye meclis üyesi olduğunu ancak partiye üye olmadığını da sözlerine ekledi.
ÖZEL HAREKETÇILAR
Gözaltına alınan 3'ü kardeş, 4 kişi, özel harekat timleri, polis ve jandarmanın geniş güvenlik önlemleri altında Buldan Adliyesi'ne sevk edildi. Zanlılar Denizli'den jandarma aracı ile eskortlar eşliğinde getirilirken, adliye binasının yanında bir ambulans ve bir panzer de hazır bekletildi. Denizli'den jandarma eskortlarıyla ilçeye getirilen Mehmet Sırakaya, Ramazan Sırakaya ve Kürşat Sırakaya kardeşler ile yanlarında çalışan H.A. adliye merdivenlerine kadar getirilen jandarma aracından askerler tarafından indirildi. Dört zanlı jandarmalar tarafından çevik kuvvet polisinin aldığı güvenlik çemberinin içinden adliye binasına çıkartılarak hakim karşısına çıktı. İlk ifadeleri alınan dört sanık da tutuklandı.
EN YAKIN ARKADAŞI YENİ ASIR'A ANLATTI
Başkan Nail Sancak'ın öldürülmesi sırasında yanında bulunan ve olaydan yaralı olarak kurtulan Çiftçi Malları Koruma Başkanı Raşit Uşaklı, o anı Yeni Asır'a anlattı. Son bir haftadır tehditlerin arttığını, Başkan'ın sürekli cep telefonu mesajlarıyla taciz edildiğini anlatan Uşaklı, şöyle konuştu: "Sürekli birlikteydik. O an da yanındaydım. Mehmet Sırakaya'nın başkana en son telefon mesajı, 'Başkan bugün beni öldür' şeklinde geldi. Olay günü başkanla kahvedeydik. Camları kırdılar, harabeye çevirdiler. Daha sonra gelen jandarma bizi dışarı çıkararak, başkanın elinden silahını aldı. Tam bu sırada fırsat kollayıp biri bir yandan diğeri bir yandan saldırıya geçtiler. Başkan, sırtının üzerine düştü. O anda astsubay da elinden tabancayı aldı. Tabancayı alınca da fırsat bildiler, astsubayın önünde vurdular. Jandarmanın tam önünde."
Gözyaşlarını tutamayan Uşaklı, sözlerine şöyle devam etti: "Daha sonra hastaneyi bastılar. Hastanenin kapısında başkan kucağımda can çekişirken buraya gelip bana vurdular. Beldenin ortasına bulunan birahanelerde 10-15 kadın çalışıyordu. Fuhuş yatağı gibiydi. Başkanın tek hedefi çoluk, çocuğumuz rahat etsin, vatandaşımız rahatsız olmasın diye birahaneleri beldenin dışına taşımaktı. Sırf suçu bunlara engel olmak. Dedi ki, 'arkadaşlar ben zaten buraları kapatacağım başka yer göstereceğim' Gitmediler. Sürekli tehdit ettiler."
AK Parti'den kınama
AK Parti Denizli İl Başkanı Bilal Uçar, MHP'li Başkan Nail Sancak'ın ölümünden üzüntü duyduklarını ve saldırıyı kınadığını söyledi. Uçar, yazılı açıklamasında şu görüşleri dile getirdi: "Genç yaşta hayatını kaybeden Başkan'a Allah'tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı diliyoruz. Hizmet için kendini adayanlar hangi partiden olursa olsun halkımızın tercihidir ve herkesin buna saygı duyması gerekir. Görevlerini yapanlara yardımcı olmak bir vatandaşlık borcudur. Genç ve çalışkan bir siyasetçiyi, belediye başkanını bu şekilde kaybetmek siyaset kurumu adına da üzüntü vericidir."
MHP GENEL BAŞKANI YARDIMCISI ÇOBANOĞLU
MHP'nin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Metin Çobanoğlu, Yeni Asır'a yaptığı açıklamada "güvenlik zaafiyeti" olduğunu öne sürdü. "Çok değerli, gencecik, pırıl pırıl bir arkadaşımızı yitirdik" diyen Çobanoğlu şunları söyledi: "İçimiz acıyor. Kendisi 'can güvenliğim yok, tehdit alıyorum' diyerek başvurmuş. Koruma verilmemiş. Ağır bir ihmal söz konusu. Devlet bir belediye başkanını koruyamıyor. Başkan 100 kişinin içinde bıçaklanarak öldürülüyor. O anda askerler de var, kimse müdahale etmiyor. Bu olayda ihmali olan kimse cezasını çeksin. Rahmetli bıçaklandıktan sonra yolda hayatını kaybetmiş. Buna rağmen bıçaklayanlar bir de hasteneyi basmış. Öldüğünden emin olmak istiyorlar. Bunların kime oy verdiklerini bilemeyiz. Ancak o bölgede kim belediyeyi alırsa, ona yanaşan insanlar olduklarını biliyoruz."