
TÜRGÖK kurucusu Yazgan geride 'ışığını' bıraktı
11 yaşında geçirdiği kazanın ardından görme yeteneğini kaybeden, Türkiye Görme Özürlüler Kitaplığı Derneği'nin kurucusu Gültekin Yazgan hayata veda etti
- Gündem
- Giriş Tarihi: 30 Ocak 2012 20:28
Hizmete sunduğu kitaplıkla binlerce gence ışık olan Türkiye Görme Özürlüler Kitaplığı Derneği (TÜRGÖK) Kurucusu ve Onursal Başkanı Avukat Gültekin Yazgan, lenf kanseriyle mücadelesi sonrasında 85 yaşında yaşama veda etti. Dernek Başkanı eşi Tülay Yazgan, "Ben gözümü Gültekin ile açtım. Onun yaktığı ışık hiçbir zaman sönmeyecek, bıraktığı eser hep yaşayacak" dedi. Görme özürlülerin toplumsal yaşamda yerini alması için unutulmaz katkılar veren, kendisi de 11 yaşında geçirdiği kaza sonucu gözlerini kaybeden eğitimci, yazar, çevirmen, avukat ve TÜRGÖK'ün hem kurucusu hem de Onursal Başkanı Gültekin Yazgan, tedavi gördüğü Dokuz Eylül Üniversitesi'nde hayata veda etti. Yazgan'ın ölümüyle tüm camia yasa boğuldu. Kurduğu kitaplıkla binlerce gence ışık olan Yazgan, bugün saat 10:30'da Türkiye Görme Özürlüler Kitaplığı'nda yapılacak törenin ardından öğleyin Alsancak Hocazade Camii'nden son yolcuğuna uğurlanacak.
PENCERE ÇARPINCA

İçinde bulunduğu durumu kabullenen ancak engelleri reddeden Yazgan, yaşamı boyunca sürdüreceği mücadelenin içine girdi. "Körlükten kurtulmamın çaresi yoktur ama engelleri aşmanın çaresi vardır. Engelli sözcüğüyle elimi kolumu bağlamak, umutlarımı söndürmek istemiyorum. Mutluluğumuzun, engelleri yok etmeye bağlı olduğuna inanıyorum" diyen Yazgan, özel öğretmenlerin desteğiyle Braille (kabartma alfabe) yazı ve İngilizce öğrendi. Yazgan, British Council'in Aydın'da açmış olduğu İngilizce kursuna katıldı. British Council'ın Türkiye temsilcisi kendisine, Londra'daki National Library for the Blind'dan gönderilen çuval dolusu Braille yazılı kitabı getirince hedefini belirledi. Yazgan, Türkiye'de de körlere kitap sağlayacak bir kitaplık kurmaya karar verdi.
1946'da ilkokul, 1947'de ortaokul, 1948'de lise diplomalarını almayı başardı ve aynı yıl Ankara Hukuk Fakültesi'ne gitti. Dostu Mithat Enç ile birlikte Altı Nokta Körleri Eğitme ve Kalkındırma Derneği'ni kuran Yazgan, avukatlık stajını sürdürürken Ankara Körler Okulu'nda Tarih, Sosyal Bilgiler ve İngilizce öğretmeni olarak çalışmaya başladı. Birleşmiş Milletler bursuyla, İngiltere, Almanya, Yugoslavya ve Yunanistan'daki körlerle ilgili kurumlarda inceleme yaptı. Görme özürlülerin görenlere öğretmenlik yapabileceğini kanıtlamak isteyen Yazgan, İzmir Akşam Ticaret Lisesi'nde, ardından da Buca Meslek Yüksek Okulu'nda hukuk dersleri verdi. Yazgan, Tülay Yazgan ile evlendi ve 1981'de emekliye ayrıldıktan sonra serbest avukatlığı sürdürdü. 11 yıl sonra avukatlığı bırakmasına karşın emeklilik yaşamına devam etmedi.
Bu kez psikoloji kitapları başta olmak üzere çeşitli eğtim kitaplarını Türkçe'ye çevirmeye başladı.
YENİ ASIR DESTEĞİ
2 çocuk babası Gültekin Yazgan, hayalini kurduğu "körler kitaplığının" temelini 8 yıl önce attı. İzmir Görme Özürlüler Kitaplığı, kapılarını açtığında büyük bir açığı da kapattı. Yüzlerce görme engelli, dernek tarafından seslendirilen kitaplarla aydınlığa kavuştu. Dernek, Türkiye çapındaki başarılı hizmetlerinin incelenmesi sonucu İçişleri Bakanlığı kararıyla başına "Türkiye" adını aldı. Hızla büyüyen kitaplığın hem Türkiye'de hem yurtdışından 4 bin üyesi oldu. 400'ü aşkın gönüllüsü olan dernek için gecesini gündüzüne katan Gültekin Yazgan, yer sıkıntısı baş gösterince, kendilerine ait bir binası olması istedi. Yazgan'ın bu isteğine, Yeni Asır aracılığıyla tüm Ege sahip çıktı. Yeni Asır ve Türkiye Görme Özürlüler Kitaplığı Derneği işbirliğinde düzenlenen kampanya sonucu Egeli hayırseverler destek yağdırdı. Toplanan paralarla dernek, 2 yıl önce Güzelyalı'da kendi binasına kavuştu. "Dünyalar benim oldu" diyen Yazgan, kısa süre sonra derneğin onursal başkanlığına getirilirken eşi Tülay Yazgan'da başkanlık görevini devraldı.
Yeni binada "ödünç kabartma kitap projesi"ni de hayata geçiren, 7-14 yaş grubunun parmakları ile kitap okuma zevkini tatmalarını sağlayan Yazgan, hayallerini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşarken hastalandı. Yaşamı boyunca azmi ve çalışkanlığıyla engelleri tek tek aşıp büyük başarılara imza atan Gültekin Yazgan, yakalandığı lenf kanserine yenik düştü. Önceki gün DEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırılan Yazgan, Pazar günü akşam saatlerinde yaşama veda etti.
Bugün tören düzenlenecek
Gültekin Yazgan için bugün Türkiye Görme Özürlüler Kitaplığı Derneği'nde saat 10.30'da tören düzenlenecek. Alsancak Hocazade Camii'nde öğle vakti kılınacak cenaze namazı sonrasında Yazgan, Boronova Kokluca Mezarlığı'nda son yolcuğuna uğurlanacak. Büyük bir üzüntü içinde olduğunu söyleyen eşi Gültekin Yazgan, "Gültekin ile gözümü açtım, 53 yıldır aynı yastığa başkoyduk. Hiç ayrılmadık, onu çok özlüyorum. Ama o hep aramızda olacak. Bıraktığı eserle hep yaşayacak" dedi.
Engel sözünü kullanmıyordu
Gültekin Yazgan, engelli kelimesini reddetmesiyle tanınıyordu. Yazgan bu konuyla ilgili görüşü şöyleydi: "Kendisinde özür sayılacak bir eksiklik olan kişiyi anlatmak için özürlü sözcüğünü kullanırız. Engellilik ise kapsamı ve derecesi kişiden kişiye değişen bir durumu anlatır. Alnımıza engelli etiketini yapıştırırsak, değiştirmek için çaba gösterdiğimiz bir durumu, değiştiremeyeceğimiz bir duruma dönüştürmüş oluruz. Engelli olmayı reddediyorum, çünkü körlükten kurtulmamın çaresi yoktur ama karşılaştığım engelleri aşmanın çaresi olduğuna inanan ve bu yönde çaba göstererek normal yaşama kavuşmuş bir insanım. Çünkü engelli sözcüğü ile elimi kolumu bağlamak, umutlarımı söndürmek istemiyorum. Çünkü mutluluğumuzun, dışımızdaki engelleri aşmaya veya yok etmeye bağlı olduğuna inanıyorum. Gelin canlar bir olalım, çalışıp çabalayıp engellerden kurtulalım."
Yorulmayı bilmezdi
Gültekin Yazgan geçtiğimiz Ağustos ayında kaleme aldığı "Kör Uçuş" isimli kitapla ilgili olarak Yeni Asır'da Filiz İçke'nin sorularını yanıtlamıştı. Her yaştan insan için örnek alınabilecek detaylarla dolu bir kitabın telif gelirinin, görme engellilerin okuması için kullanılacağını söyleyen Yazgan, sahip olduğu hayat tecrübesi, engin bilgi birikimine karşın bir tek kelimeyi öğrenmeyi hep reddettiğini söylemişti. "Yorulmak"...