ERHAN ÇALIŞKAN/ TOLGA TEKİN
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), Türkiye Cumhuriyeti tarihinin bugüne kadarki en gizli ve güçlü ihanet çetesi olarak karşımıza çıktı. İnsanların dini duygularını suistimal ederek Türk Devleti ve Türk milletine en büyük ihaneti yapan FETÖ, 1960'lı yılların sonunda -sözde- cemaat adı altında kurulan bir terör örgütüdür. Gerçek yüzünü son yıllarda gösteren bu silahlı ve kanlı ihanet çetesi dış kaynaklı istihbarat örgütlerinin etkisine girerek zaman içinde devletin kılcal damarlarına sızıp günden güne güçlendi. FETÖ'nün bu aşamaya nasıl geldiğini anlayabilmek için Psikolojik Savaş'ın ne olduğunu ve nasıl çalıştığını bilmek gerekir.
İSTİHBARAT BÜTÇESİ
Çin ve Batılı ülkeler başta ABD olmak üzere kendi çıkarlarını korumak için devasa istihbarat örgütleri kurmuşlardır. ABD'nin 16 ayrı İstihbarat teşkilatında ve hizmet satın aldığı şirketlerde 450 binden fazla ajan çalışır. 2018 istihbarat bütçesi 65 milyar dolardan fazladır. Psikolojik harp uzmanları ile hedef ülkelerden etki ajanları seçerek yetiştirirler.
PSİKOLOJİK SAVAŞ
Psikolojik savaşın yürütülmesi için istihbarat kurumları, hedef ülkeler hakkında eğitilmiş uzmanlara ihtiyaç duyar. Bu uzmanlar, hedef ülkenin dilini çok iyi derecede konuşup yazabilme yeteneğine sahiptir. Bu nedenle birçok Amerikalının kendi ülkesinde ve Türkiye'deki dil kurslarında Türkçe eğitimi aldıkları ve Türkiye'de çalıştıkları görülmektedir. Türkçe öğrenen Amerikalılar özellikle zengin ve elit kesimlerin tercih ettiği özel eğitim kurumlarında, vakıf üniversitelerinde, Amerikan ve İngiliz kültür merkezlerinde dil okutmanı olarak çalışanların içinde gizlenirler. Bu uzmanlardan bazıları hedef ülke vatandaşları ile evlenir veya o ülkede yatırım ortaklıkları kurarlar. Bu uzmanlar din adamı ve misyoner olarak da faaliyet gösterirler.
UZMAN PAPAZ BRUNSON
ABD istihbarat kurumları ile eşgüdümlü olarak çalışan Dünya Kiliseler Birliği, işbirliği yaptığı bazı sivil toplum kuruluşları, basın yayın unsurları, özel eğitim kurumları ve şirketler aracılığıyla faaliyetlerini sürdürürler. Amerikan Rose (Gül) Kilisesi'ne bağlı Papaz Brunson ABD'nin Türkiye için yetiştirdiği en önemli Psikolojik Savaş Uzmanlarından biriydi. Papaz Brunson, FETÖ ihanet çetesinin devlet içindeki uzantıları ile PKK'lı teröristlerinin bağlantısını sağlayan, ajan devşirilmesi ve lojistik organizasyonu yönlendiren isimlerden birisi olarak değerlendirilmekteydi. İzmir'de yaşamasına rağmen Türkiye'nin doğu sınırlarına defalarca gitmesi, sıradan bir rahip için olağan dışı ilişkileri ve ekonomik gücü işaret fişeği gibi dikkat çekmekteydi.
ETKİ AJANLARININ ÖNEMİ
Ajan Papaz Brunson gibi uzmanlar, Türkiye'de kullanılmaya uygun vasıftaki kişileri, 'Etki ajanı' olarak kullanmak için seçer ve eğitirler. Bu amaca angaje olan etki ajanları bir milletin etki noktaları olarak tanımlanan; devlet kademelerinde ve özel sektörde, STK'larda, vakıflarda, cemaatlerde, medya kuruluşlarında, üniversitelerde kilit yerlere yerleştirilirler. Bu etki ajanlarının tek görevi, ülkenin milli irade ve menfaatlerinin aksine ve dış güçlerin yararına olan çalışmaları yürütmektir. Etki ajanları 3 kategoride değerlendirilir.
1-) Sempatizanlar; kültürel emperyalizmin kitle iletişim araçlarını kullanarak olumsuz biçimde etkilediği kişilerden oluşan büyük bir kitledir. Çoğu zaman hangi amaç için kullanıldıklarının farkında değillerdir. Toplumsal olaylar ve psikolojik savaş operasyonlarına lojistik destek verirler.
2-) Satın alınabilir ünlüler ve entelektüeller; Para veya güç karşılığında devşirilebilen insanlardır. Daha çok sanatçılar, gazeteciler, yazarlar, siyasetçiler arasından seçilirler.
3-) Profesyoneller; Yetenekli, zeki ve fiziksel görünüşleri iyi kişiler arasından özel olarak seçilerek ABD de eğitilirler. Etki ajanları, kendi ülkesine ve toplumuna aidiyet duygusu zayıf, parasal ve siyasal güç için her türlü ilişkiye girmeye eğilimli, milli bilinci gelişmemiş, tercihen de etnik-dinsel açıdan azınlıklar arasından seçilir. Etki ajanlarının ülkeye verdiği zarar, terör ve savaştan daha yıkıcı olabilirken önlem alınması daha zordur.
NASIL SEÇİLİR VE EĞİTİLİRLER?
Psikolojik Savaş Uzmanları, üniversiteler ve cemaatlerde yerleşik olan etki ajanları aracılığıyla kendilerine gelen gençler arasından istenilen nitelikte olanları belirler. Bunun yanında uluslararası nitelikte STK'lar eğitim bursu adı altında öğrenci seçer. Fulbright organizasyonu bunun en ünlülerinden biridir. Bugün dünyada ve Türkiye'de bu organizasyon ile burs almış pek çok ünlü politikacı, öğretim görevlisi, gazeteci ve devlet görevlisi bulunmaktadır. Fulbright ve benzeri organizasyonların mülakatlarında ilginç sorular vardır. Tüm sorular adayın manevi değerlere bağlılığını, milli kimliğin derecesini, ülkedeki eksiklikleri eleştirip eleştiremediğini, hırslı olup olamadığını, batı kültürüne sempatisinin olup olmadığını değerlendirir. Sorular o kadar dolaylı ve masumanedir ki neyin incelendiğini anlamak ancak bir uzman tarafından anlaşılabilir. 'Türkiye'de her uluslararası burs alan kişi etki ajanıdır' diyemeyiz ancak yurt dışında bu organizasyonlar ile eğitilmiş ve gerek yazdığı kitaplar, gerek basına düşen açıklamaları sisteme nasıl girdiklerini ifşa eden başka ülkelerdeki etki ajanı örnekleri ister istemez dikkatimizi çekmektedir. İşte FETÖ de bu taktikle, dershaneleri aracılığıyla seçtiği parlak ve başarılı öğrencileri eğiterek devletin kılcal damarlarında görev almalarını sağlamıştır.
YARIN : TOPLUMUN ETKİ MERKEZLERİ