‘Açın ışıkları, öleceksek burada ölelim’
Savaş gemilerinin İzmir Valiliği’ni bombalamak için Konak Meydanı’na doğru harekete geçtiği duyumunu alır almaz saat 23.00 sıralarında dönemin İzmir Emniyet Müdürü olan şimdiki Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya ile iletişime geçen İzmir Valisi Erol Ayyıldız’ın, “Celal bey, valilik binasının tüm ışıklarını açtırın, öleceksek burada ölelim” sözleri geceye damga vurdu
- Gündem
- Giriş Tarihi: 15 Temmuz 2019
FATİH ŞENDİL
Türkiye'yi kaosa sürüklemek isteyen silahlı ihanet çetesi FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde, tüm yurtta olduğu gibi İzmir'de de büyük bir direniş destanı yazıldı. Saldırılar sırasında Ankara ve İstanbul başta olmak üzere birçok ilde can kayıpları ve yaralanmalar yaşanırken, İzmir'de kimsenin burnu bile kanamadı. Bunda İzmir Valisi Erol Ayyıldız'ın büyük rolü oldu. Vali Ayyıldız, savaş gemilerinin İzmir Valiliği'ni bombalamak için Konak Meydanı'na doğru harekete geçtiği duyumunu aldıktan sonra saat 23.00 sıralarında dönemin İzmir Emniyet Müdürü olan şimdiki Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya ile iletişime geçerek, "Celal bey, valilik binasının tüm ışıklarını açtırın, öleceksek burada ölelim" dedi.
DİMDİK AYAKTA DURDU
Darbe girişiminin başladığı ilk dakikalardan itibaren valilik binasından ayrılmayan Vali Ayyıldız, dönemin Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Doğru ve MİT Bölge Başkanı ile valilikte kriz masası oluşturup ihanete karşı dimdik ayakta durdu. Vali Ayyıldız, bu talimatıyla devlet kademesi içinde 15 Temmuz'da bir direniş talimatı veren ilk mülki amir oldu. 15 Temmuz'da silahlı terör örgütü FETÖ, vatan hainliğiyle tarihe kara bir leke olarak geçti. İstanbul, Ankara ve Genelkurmay'daki çatışmaların sürdüğü saatlerde İzmir'de de büyük bir hareketlilik vardı. Savaş gemileri, İzmir Valiliği'ni bombalamak için Konak Meydanı'na doğru harekete geçmişti. Güvenlik amacıyla tüm lambaların söndürülmesine karşı çıkan İzmir Valisi Erol Ayyıldız, net bir karar verdi: "Açın ışıkları, ölecekse burada ölelim." İzmir Valisi'nin tarihe geçen bu talimatıyla İzmir'de darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlandı.
GERİ ADIM ATMADI
Yeni Asır'a yaptığı açıklamada, "Kanlı gecenin en ağır darbesini İzmir'de yaşayacaktık" diyen İzmir Valisi Erol Ayyıldız, "Ankara'da ve İstanbul'da savaş uçakları ard arda bombalamaya başlamıştı. Gelen haberler hiç ama hiç moralimizi bozmadı. İzmir'de böyle bir felaket yaşanmaması için tüm tedbirleri aldık. Foça'da Tümgeneral Aydın Şirin ve bir başka Tümamiral'i rehin alan darbecilerin bulunduğu Çiğli 2. Ana Jet Üssü'ne gönderen Foça Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanı Tuğamiral Halil İbrahim Yıldız'ın da bu sırada gemilerden birinde olduğunu öğrendik. Gemi yola çıkmıştı. Konak
Meydanı'ndaki, vatanı uğruna canını vermek için bulunan vatandaşlarımızı ve Valilik binasını bombalayacağını öğrendik. Bana, kriz masasını buradan başka bir yere alalım, denildi. O söz benim için kafamın almadığı bir söz oldu. Tüm valilik binasının ışıklarının açılması talimatını vererek halkımızın yanından asla ayrılmayacağımızı ve öleceksek burada öleceğimizi söyledim" dedi. Kendisinin bu sözüne kriz masasındaki kimsenin itiraz etmediğini anlatan Vali Ayyıldız, "Kriz merkezinde bulunan Başsavcımız, Milletvekillerimiz ve MİT Başkanımızla Jandarma komutanımız, Emniyet Müdürümüz bir an bile olsun buradan asla ayrılmayı düşünmediklerini söylediler. Yaptığımız toplantı sırasında valilik balkonuna çıktık. Konak Meydanı'nda yeni yeni toplanmak üzere olan 250-300 kişi vardı. Onlara baktım, ellerinde Türk Bayrakları vardı. Bayrakları ile gelen İzmirlileri görünce, aklıma o an gelen tek şey vardı, üstüne basa basa tekrar söyledim: "Bu hainler başaramayacak. Öleceksek, bu vatan, bu millet, bu bayrak için bu valilik binasında öleceğiz. Savaş gemileri gelsin biz buradayız" dedim.
DARBECİLERE GÖZALTI KARARI
YAŞANANLARIN FETÖ Silahlı Terör Örgüt üyelerinin darbe girişimi olduğunun belirlenmesi üzerine, hızlı bir kararla tüm emniyet birimleri alarma geçirilmesinin talimatı verdiğini ve cumhuriyet savcılığının da 'darbecilere yönelik genel gözaltı kararı' çıkartarak ilk adli işlemi başlattığını belirten Vali Erol Ayyıldız, "Birliklerinden izinsiz ayrılmaları durumunda askerlere gözaltı uygulanması, silah ve mühimmata el konulmasını söyledim. Ardından kentteki kamu kurumlarının araç parklarındaki ağır iş makineleri ve otobüslerin de kriz masası emrine alınmasını ve iş makinelerinin tüm askeri birliklerden çıkışları engelleyecek şekilde konuşlandırılmaları talimatı verdim. Daha sonra Ege Ordusu'nda komutayı devralmak isteyen Tümgeneral Memduh Hakbilen etkisiz hale getirilerek emniyet yetkililerine teslim edildi" dedi.
"GEREKİRSE ŞEHİT DÜŞ"
URLA'DAKİ Menteş Askeri Kamp alanından tatbikat gerekçesiyle 400 harp okulu öğrencisinin bulunduğu araçların çıktığını öğrendiklerini anlatan Vali Ayyıldız, "Bu askeri öğrenciler, Konak Meydanı'nı zapt edip Valilik binası da ele geçirecekti. Urla Emniyet Müdürlüğü'nde görevli Bekir Önsal komiserle irtibata geçildi. Telefonu ben aldım. Komiser Bekir Önsal'a ' Komiserim, o otobüsler Urla'nın dışına çıkmayacak. Orada gerekirse şehit düş; ama o otobüsleri asla geçirme' talimatını verdim. O komiserimiz de canı pahasını üç polis memuru ile birlikte kahramanca mücadele ederek, 400 kişiye geçit vermedi" dedi.
KORGENERAL'İ ÖZEL EKİP KURTARDI
VALİ Ayyıldız şöyle konuştu: "Bu sırada, Özdere'deki askeri kampta olduğu belirlenen Korgeneral Ata Kalkan'ın darbeciler tarafından gözaltına alındığı, helikopterle Çiğli, Foça ve son olarak da Bornova'daki askeri birliğe götürüldüğü bilgisine ulaşıldı. Kriz masasının talimatı ile harekete geçen jandarma özel harekat ekibi, 57. Topçu Tugay Komutanlığı'na giderek Korgeneral Kalkan'ı silah kullanmadan ikna yoluyla teslim aldı."