AJANLAR DÜNYASINDA TÜRKİYE GERÇEĞİ/ ZÜMRÜT YILMAZ
İllegal oluşumların arka planlarında yabancı ülkelerin gizli servislerinin çıkması pek de yeni bir durum sayılmaz. Türkiye'de de birçok toplumsal olayın, illegal faaliyetlerde bulunan örgütlerin ardında İngiliz ya da Amerikan ajanlarının çıktığı defalarca kanıtlanmıştır. Yazı dizimizin ilk bölümünde de ele aldığımız bu iddiaları dillendirenlerden biri de 1966-1973 yılları arasında MİT'te görev yapmış bir avukat olan Necdet Küçüktaşkıner. Tarih 17 Mart 1997. Yer TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu... Küçüktaşkıner, 1972'de 12 Mart olayları sırasında bizzat kendisinin planladığı Şafak Operasyonu'yla İstanbul ve Türkiye genelinde 266 kişinin yakalandığını açıkladı. Çoğu sol ve illegal örgütlere üye bu kişilerin itirafları ise operasyonu dönemin MİT İstanbul Bölge Sorumlusu Ferit İlsever'in karargah olarak kullandığı bir ev ve bu evin sahibi Robert Kolej'i profesörü İngiliz Hillary Summer Body'e götürdü.
'BİZE SOL ÖRGÜT DEDİLER'
Bu profesör görünümlü kadın ajan, aslında psikolojik savaş uzmanı ve o yıllarda Moskova'ya karşı psikolojik savaş cephesi yaratmak amacıyla kurulan İngiltere merkezli İngiliz Kızıl Bayrak yöneticisiydi. Küçüktaşkıner, operasyonu yıllar sonra Meclis'teki Susurluk Araştırma Komisyonu'nda "Bize sol örgütleri yakalayın dediler ama bunları deşifre ederken altından İngilizler çıktı" sözleriyle anlatacaktı. Üstelik siyasi ilişkiler ve diplomasi devreye girince suçüstü yakalanan İlsever ve İngiliz profesör de sorgudan bir şekilde sıyrılmayı başarmıştı.
CIA CASUSU TURHAN ÇAĞLAR
MİT ve ordunun gizli bilgilerini basın ve CIA ajanlarına satan emekli albay Turhan Çağlar, 1983'te casusluktan tutuklandığı Mamak Cezaevi'nde şüpheli bir şekilde öldü. Ünlü sanatçı Barış Manço'nun da kayınpederi olan Çağlar, 27 Mayıs'ın Radyoevi Müdürü'ydü. Çağlar, MİT'le çalışmayıp dolaylı yollardan MİT bağlantısı olan bir isim. Aynı zamanda Gazeteci Uğur Mumcu'nun da kitaplarında bahsettiği Odalar Birliği'nde kurulan Özel Sektör Enformasyon Bürosu'nun da başındaki kişi. Mumcu'nun tetkikatına da takılan Çağlar'ın en önemli özelliği ise MİT faaliyetleri ile ilgili Amerikalılara bilgi aktarması ve basın yoluyla MİT'in operasyonel bilgilerini açık etmesiydi. 27 Mayıs İhtilâli sonrasında da Radyoevi müdürü olan Cağlar, takıldığı izlemelerden ustalıkla sıyrılmasına rağmen sonunda Amerikalı Mark Kesin adında bir CIA casusu ile İstanbul'da bir evde yakalanıyor. MİT içinden birilerinden para karşılığı aldığı bilgileri yine para karşılığı CIA ajanlarına sattığı tespit ediliyor. 12 Eylül döneminde yargılanan ve cezaevinde esrarengiz bir şekilde ölen Çağlar'ın başında bulunduğu ve özel sektör fikrinin yaygınlaştırılması için faaliyet gösterdiği iddia edilen Özel Sektör Enformasyon Bürosu'nun el altından çeşitli Amerikan kuruluşlarıyla işbirliği ve bilgi alışverişinde bulunduğu iddiaları da halen yeterince aydınlatılamamıştır. Üstelik o dönem bu büroyla ilgili en yaygın konuşulan konuların başında da büronun gelir giderleri ile ilgili bilinmezliğin geldiği sıkça dillendirilmiştir.
CEZAEVİNDE SONUNU HAZIRLADI
Tutuklanmasından önce 16 Mart 1983'te Turhan Çağlar, İstanbul Levent'te oturdukları evden eşi Suzan Çağlar'ın ifadesiyle son derece kibarca 4 kişi tarafından götürülüyor. Bir hafta sonra bu kez kendisinin yine birkaç kişi tarafından evinden alınarak eşinin yanına götürüldüğünü anlatıyor Suzan Çağlar. Ailesinin 3 Nisan 1983'te evde görüşmek üzere ayrıldığı Çağlar'dan 11 Nisan'da Ankara Mamak Cezaevi'ne götürüldükten sonra bir mektupla haber alınıyor. Görüşmelerinde komplo mağduru olduğunu savunan Çağlar'ın cezaevinde tutuklu bulunduğu sürede bozulan ruh hali ve öldürüleceğine dair endişeleri giderek artıyor. Ve nihayetinde 12 yıl gibi uzunca bir süre CIA'ya çalıştığı tespit edilen Çağlar'ın vefatı gazetelerde 30 Temmuz 1983 tarihli ölüm ilanıyla duyuruluyor. Nasıl öldüğüne dair ise sır perdesi maalesef aralanamıyor.
KIZI LALE'Yİ AMERİKAN BURSUYLA OKUTMUŞ
Ünlü sanatçı Barış Manço'nun da kayınpederi olan Turhan Çağlar'ın MİT fezlekesiyle ortaya çıkan ilişkileri de oldukça dikkat çekici. Kendisiyle CIA bağlantısını kuran 'Nick' isimli kişiye Türkiye'nin Kıbrıs'taki askeri üslerinin durumu, muhtemel harekatın detayları ve hangi askeri birliklerin harekata katılacağına dair bilgileri aktaran Çağlar'ın bu bilgiler karşılığında aldığı yüklü miktarda paranın yanı sıra kızı Lale'nin 1973-74 yılları arasındaki Oxford eğitiminin de ABD tarafından karşılandığı tespit edilmişti. Türkiye ise aynı tarihlerde yavru vatan Kıbrıs'ın varoluş mücadelesini taçlandıran Barış Harekatı'nı gerçekleştiriyordu. Çağlar'ın harekat öncesi sızdırdığı bilgiler Rum tarafı ve destekçilerinin işine yaradı mı bilinmez. Ama Türkiye halen Kıbrıs Türklerinin arkasındaki en önemli destekçi.
YARIN : MİT'İN ASALA İLE İMTİHANI
Türkiye'de sağ sol çatışmasını Bulgarlar başlattı