‘Yeni reformların hazırlığındayız’
Başkan Erdoğan, “Demokrasimizi güçlendirecek, milli iradenin üstünlüğünü pekiştirecek yeni reform hazırlıkları içindeyiz. Hak ve özgürlüklerin korunması, geliştirilmesi, güvence altına alınması için kapsamlı bir İnsan Hakları Eylem Planı hazırlıyoruz” dedi
- Gündem
- Giriş Tarihi: 03 Eylül 2019
2019-2020 Adli Yıl açılış töreni dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirildi. Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı törende 24 baronun temsilcisi yer alırken 55 baronun temsilcisi törene katılmadı. Başkan Recep Tayyip Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, kuvvetler ayrılığı prensibinin, denge yerine çatışma anlayışıyla yorumlanmasının ülkeye ve millete zarar getireceğini belirterek, "Çünkü, kuvvetlerin kendi içlerindeki faaliyetlerini yürütürken sahip oldukları bağımsızlık, başlı başına bir egemenlik hakkı değildir. Devlet sisteminde illa bir üstünlük aranacaksa, bu ancak Anayasa'nın ve orada tezahür eden milli egemenliğin üstünlüğü olabilir" dedi.
ALTERNATİF ÇÖZÜMLER
Erdoğan konuşmasında, "Önümüzdeki dönemde devam ettireceğimiz dinamik reform süreciyle, inşallah demokrasimizi güçlendirecek, milli iradenin üstünlüğünü inşallah daha da pekiştireceğiz. Yargı süreçlerini sadeleştirerek, uyuşmazlıklar için alternatif çözüm yolları geliştirerek, önleyici hukuk uygulamalarını sistemimize kazandırarak, bu reformu kısa sürede hayata geçirmekte kararlıyız. Hak ve özgürlüklerin korunması, geliştirilmesi, güvence altına alınması için kapsamlı bir İnsan Hakları Eylem Planı hazırlıyoruz" dedi
ÇIĞIR AÇICI YENİLİK
"Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının güçlendirilmesini, hukukun üstünlüğünün, bununla birlikte bireylerin hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınmasının temel şartı olarak görüyoruz" diye konuşan Erdoğan, "Kaliteli insan kaynağı, her alan gibi, adalet sisteminin iyi bir şekilde işleyişinin de temel şartıdır. Hukuk eğitiminin niteliğinin yükseltilmesi, yargı reformu stratejimizin en önemli unsurlarından biridir. Hakim ve savcı yardımcılıklarının ihdası, bu bakımdan gerçekten çığır açıcı bir yenilik olacaktır" dedi.
PROBLEMLER KALKACAK
Meslek öncesi ve meslek içi eğitimi de daha etkin hale getireceklerini söyleyen Başkan Erdoğan, "Bilirkişilik, yazı işleri hizmetleri, bilişim sistemi, tebligat, uzmanlaşma gibi yargı faaliyetlerinin destek unsurlarıyla ilgili reformları da ihmal etmiyoruz. Savunma hakkı ve bunun en önemli unsuru olan avukatlar konusu da, yargı reformu stratejimizin en önemli başlıklarından biri. Avukatlık mesleğine girişten stajlara kadar, bu konuda sorun yaşanan pek çok uygulamayı önümüzdeki dönemde değiştiriyoruz. Sistemi mümkün olduğunca sadeleştirerek, görevsizlik ve yetkisizlik kararlarına yol açan problemleri ortadan kaldırmayı hedefliyoruz" diye konuştu.
RASYONEL BİR İŞLEYİŞ
"Soruşturma, kovuşturma ve cezaların infazı aşamalarını kapsayan ceza adaletinde; adil, etkin, rasyonel bir işleyişi temin etmek zorundayız" diyen Erdoğan, "Cumhuriyet savcılarının takdir yetkilerinin genişletilmesinden soruşturma aşamasının etkinleştirilmesine kadar, bu çerçevede pek çok yeniliği hayata geçireceğiz. Özellikle ekonomik hayata doğrudan etkisi olan hukuk yargılamalarında da, sade ve etkin bir işleyişi temin etmekte kararlıyız. Yeni reformlarla sistemi geliştirerek, güçlendirerek, ileriye taşıyarak, adaletin en etkin ve hızlı şekilde tecellisini sağlamak için sizlerle birlikte çalışmaya devam edeceğiz" dedi.
CİRİT: AB'NİN TUTUMU TAM BİR SKANDALDIR
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, adli yıl açılışlarının, halkın huzurunda, tüm tarafların katılımıyla şeffaf ve demokratik bir şekilde yapılmasının önemine işaret ederek, "Bu yapıcı ve uzlaşmacı tutumumuza destek olan Türkiye Barolar Birliği'ne ve davetimizi kabul eden barolarımıza şükranlarımı sunuyorum" dedi. AB Komisyonu'nun Türkiye raporunda Türk yargısı bağımsızlığına dair ifadelerini eleşti ren Cirit, "Yargı bağımsızlığı kavramını terör örgütüne bağlılık olarak anlayan İlerleme Raporu'ndaki bu ifadeler, söz konusu raporu değersiz bir kâğıt parçasına dönüştürmüştür. Siyasi bir organ olan AB, hangi hukuk anlayışıyla ve nasıl bir meşru gerekçeyle kendisini Türk Anayasa Mahkemesi ve AİHM'in yerine koymaktadır. AB'nin bu tutumu hukuk derslerinde okutulacak tam bir skandaldır" dedi.
HASAN AY